○○○○○○○○○○○○○○○°°°°°°°°°°°°
Ertesi gün pazartesi olduğundan zorla da olsa kalktı yatağından Eun Ji. Üzerini giyindi ve saçlarını yapıp aşağı indi. Güzel bir kahvaltı yapıp tekrar yukarı çıktı ve dişlerini fırçalayıp çantasını alarak evden çıktı.
Kendini yorgun hissediyordu biraz. Fakat bunu pazartesi sendromuna bağlayıp çok fazla kafasına takmadan ilerledi. O sırada ayak sesleri ile yanında bir hareketlilik hissedince başını yana çevirdi. Minho'ydu.
Eun Ji şaşırarak baktı ona. Onun burada ne işi vardı? Genelde okulda uyuyor olması gerekmez miydi? Minho utangaç sesiyle "Günaydın."dedi.
Eun Ji de şaşkın sesiyle karşılık verdi, "Günaydın."
Minho yere bakarak ilerlemeye devam etti. Ne diyeceğini pek bilemiyordu. Eun Ji, "Dizin nasıl?"diye sordu. Minho dizine bir bakış atıp "İyi."dedi. Çok fazla acımıyordu. Yürürken de sorun yaratmıyordu. "Peki yüzündekiler, onlar iyi mi? Merhem sürdün mü?"dedi bu sefer. Minho başını aşağı yukarı salladı.
"Peki kahvaltını yaptın mı? İlaçlarını içtin mi?"diye sordu Eun Ji. Minho dudaklarını birbirine bastırıp yutkundu. "İlaç içtim ama yemek yemedim. Aç değilim."dedi. Eun Ji ona bakmadan başını salladı ve "En azından ilacını içmişsin..." diye mırıldandı. Ardından iç geçirdi. Bugün gerçekten kötü hissediyordu.
Kalbi sıkışıyordu sanki. Kötü bir şey olacakmış gibi hissediyordu. Minho ondaki bu garip hale anlam verememişti. Tam ne olduğunu soracaktı ki Eun Ji başını iki yana salladı ve gülümseyerek Minho'ya dönüp "Ee Soonie nasıl? Sen yemiyorsun diye onu aç bırakmamışsındır herhalde."dedi.
Minho başını iki yana sallayıp "Hayır! Ona çok güzel bakıyorum ben. Bu sabahta süt ısıttım. Gün içerisinde tekrar acıkırsa diye de bir kaba daha süt ve su koydum. Ona sıcak bir yatakta yaptım. Uyuyordu."dedi.
Eun Ji onun bu sevimli konuşma şekline küçük bir kahkaha atıp başını salladı. "Tamam tamam. Akşam üzeri ona mama alırız. Mama yiyebilecek kadar büyük. Bir de yine de veterinere götürürüz. Eğer bir hastalığı felan varsa öğreniriz. Aşı da olur hem. Ayrıca evine bir de kombi almalıyız. Çok soğuk! Kışa giriyoruz. Donabilirsin o evde."dedi.
"Ben üşümüyorum. Gerek yok."dedi Minho. Eun Ji, "Ben üşüyorum ama."dedi.
Minho, "Orası benim evim zaten. Ben üşümüyorsam sorun yok."dedi.Eun Ji kaşlarını çatıp ona döndü "Hah. Dilinde pabuç gibi. Kışın hasta olda göreyim ben seni. Yatağında tir tir titrerken 'ah keşke Eun Ji nin sözünü dinleyeydim' dersin."dedi.
Minho onun komik taklitine güldü. Onun güzel gülüşüyle Eun Ji ne konuştuklarını unuttu bir anlığına. Güzel yan profilinde takılı kaldı. Yol ortasında yürüdüklerinden gelen bir araba Eun Ji'ye çarpmasın diye onu kendine çekti Minho.
Beline değen el ile hafif titrerken Eun Ji yutkundu. Yine çok erkeksi görünüyordu.Nedensizce yanakları kızarırken Minho geri çekildi. Normal bir şekilde yürümeye devam etti fakat onun etkisinde kalan Eun Ji aynı yerde kızarık yanaklarla dikili bekliyordu. Minho onun gelmediğini fark edince arkasına döndü. "Hey, bir şey mi oldu?"diye sordu.
Eun Ji kendine gelip koşar adımlarla ona ulaştı. "Y-Yok, bir şey olmadı."dedi heyecanını geçirmeye çalışırken. Sonra en son ne hakkında konuştukları aklına gelince ekledi, "Hem artık yalnız yaşamıyorsun, Soonie de var. Kediler sıcağı severler."dedi.
O böyle deyince Minho ona hak verdi. Kendisi sevmesede Soonie'yi sahipleniyorsa ona sıcak bir yuva kurmalıydı, soğuk değil. En azından onun için küçük bir ısıtıcı alabilirdi. Ne de olsa parası vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PHOBIA ● Lee Know
Fanfiction[TAMAMLANDI] Olay, jinofobisi* olan Lee Minho (Lee Know) ile cüretkar bir kız olan Kang Eun Ji arasında geçiyor. Bir gün annesi artık Kang Eun Ji ile baş edemeyince onu boşandığı kocasının yanına, Busan'a bir nevi sürgün ediyor. Eun Ji, babasının e...