SENİ BULMAM LAZIM

Bölüm 49

Hiçbir şeye sabrım kalmamış, hiçbir şeye gücüm kalmamış, umudum bitmedi falat yağmurum devam ediyor, gökyüzüne bakıp bir dilek tutuyorum işe yaramayacağını bile bile, omzuma yüklemiş hayat tüm yüklerimi, o kadar yürüdüm fakat hala kısalmıyor yollar, ne yapsan boş, ne yapsan anlamsız, yüzüme çarpan şu lanet hayat esintisini karşılıyorum çaresizce, dudaklarımı çatlatıyor konuşamıyorum... yorgunum hayat, huzur ıslak bir sabun gibi ne kadar tutmayı denersem deneyeyim kayıp gidiyor ellerimden, her dakika umutlarımı yitiriyor, her dakika kendimi bitiriyorum, ellerim su toplamış zorla tuttuğum şu hayat ipinden, gözümde parlaklığı sevinci görmedim hiç, bir gündüz günüme şükretmedim hiç, saf mutluluk nedir bilmedim hiç, göremedim de gelemedim hiç, yeterince denemedim hiç, yeterince yaşamadım, yeterince ıslanmadım hiç, yeterince doğmadım, yeterince ölmedim hiç... öyle arafta bir hayat, sahi hayat... fakat karışıyor aklım bazen, hayat mı? Yoksa araf mı bu yaşadığım?
***
"Sen?"

Karşımdaki kadın alaylı bir ifadeyle bana bakıyordu

"Sen Kumsal'sın değil mi?"

Elyas omzuma dokundu

"Bu kim?"

Bu kim biliyor musunuz? Liseden... bana...

"O.. tanımıyorum"

Güldü ve kollarını kavuşturdu önde

"Ne diyeyim bir an bende tanıyamadım, bizim manyak kızın tarzına duruşuna bak... şirketi devralmışsın diye duydum"

"Gider misiniz"

Kahkaha attı

"Ne oldu? Rahatsız mı oldun? Aklına eski anılar mı geldi? Hatırlasana koluma batırdığın kalemi! Ne güzel geçmişsin işte şirketin başına resmen hazıra konmak, biz de buralarda çalışıyoruz işte"

"İyi, biz gideriz"

İlerleyecekken kolumu tuttu

"Sorun ne? Gören değişmişsin sanır ama hala aynı sosyopatsın işte, Elyas Yel değil mi bu? Bunlar da arkadaşların mı? Vay be senin bir arkadaşın olacağına hayatta inanmazdım, gerçi erkek olmalarına şaşmamalı... Magazinde gördüm sevgilinmiş, her şey sana güzel değil mi?"

Elyas, Caner ve Ekin bir anda kızın kolunu tutup çekti. Üçü de sert ve korumacı bir tavırdaydı fakat Elyas'da daha bir farklılık vardı o an onu tanıyamıyordum, o bakışları öyle sert öyle keskindi ki..

"Bana bak, birisi sana git diyorsa gitmen gerekir"

Bir adım attı ona doğru

"Madem bu kadar kıskanıyorsun bunu açıkça söyle, aptal kötü kız tavırlarına girme."

Güldü Elyas

"Komik oluyorsun"

Kolunu sıktığını ellerinin beyazlaşmasından anlamıştım

"Eğer şimdi kaybolmazsan, daha kibar olmayacağım"

Elyas kolunu bıraktığında bir bana bir ona baktı

"Bu ne? İkiniz de kafayı yemişsiniz!"

Deyip hızlı adımlarla yürüdü

Caner arkasından bağırdı

"İşte böyle kaçarsın! Kaşşşşaaaaaarrr"

Elyas eski sevgi dolu bakışlarına büründü ve saçımı okşadı

"İyi misin? O kızdı değil mi?"

Kafamı sakladığımda elimi tutup cebine soktu ve yürümeye başladık