İçim kararmış benim, gökyüzüm kararmış, çocukluğum, hayatı, geleceğim kararmış... elimden kayıp gitmiş bende öyle izlemişim, siyahlaşışımı izlerken gülümsemişim mutlu gibi, ah kendimi zor tutuyorum oysa konuşsam neler dökülebilir ağzımdan, üzerime yıkılmış koca bir bina ve çaresizce debelenen ben, sallanan bir binanın en tepesindeyim sanki, elden gelen bir şey yok yalnızca izliyorum çaresizce... göğe bakıyorum, şehrin ışıklarından parlaklığını kaybeden o zavallı yıldızlara, kendilerini yıldız gibi hissediyorlar mıdır hala? Sessizce bir şarkı mırıldanıyorum üşüyen dudaklarımın arasından, sessizce yürüyorum boş sokaklarda, kabuslar görüyor hayatımdan farkı olmayınca rüya sanıyorum... her şey normal gittiğinde bile doluyor düşünceler beynime, şimdiye dek başkasına suç atan beynim suç atacak birisi olmadığında beni koyuyor hedef tahtasına, bitmek bilmeyen düşünceler ve sesler üretirken çaresizce susuyorum. Bağırmak geliyor içimden, bir dağın tepesine çıkıp vadiler boyu bağırmak istiyorum ardından gözlerimi kapatıp kendimi o boşluğa bırakıvermek... sahi boşluklar... o boşluklara çoktan bırakmadık mı kendimizi? Hep kandırmadık mı? Gülmekten kırıldığında bile o gece olduğunda ağlamadın mı? Söylesene. Kimse anlamasın, kimse duymasın diye kapamadın mı o yastığı yüzüne? Boğmak için sarmadın mı ellerini boynuna? Etmedin mi kendinden ölesiye nefret? Etmiyor musun? Söyle... ya da sus ben vereceğin cevabı biliyorum küçüğüm, acıyorsun aciz bedenine, ruhuna... biliyorum.
***
"Ne? Ne demek çamura battık!""Ne yapacağız şimdi?"
"Off söylenmeyin de inin, itelem şunu. Kumsal gel direksiyona geç"
Kafamı sallayıp direksiyona geçerken diğerleri söyleniyordu
"Çocuklar! Biz de battık!"
"Off bir bu eksikti! Tamam durun bizimkini kurtarabilirsek"
Ben direksiyon başında beklerken diğerleri söyleniyordu
"Bu ne lan bataklık gibi yeni almıştım bu ayakkabıları!"
"Sus da it lan şunu çömez misin dal parçası itsene!"
"İtiyorum ulan! Hayatım ilerlesin diye böyle itmedim ben!"
"Edebiyat yapma Caner it şunu düzgünce poponu sallayıp durma ponpon kız gibi insan gibi it şunu!"
"Götüme mi bakıyorsun sapık herif! İtiyorum dedim!"
"Allahım sabır ver"
"Kumsal 3 deyince gaza bas!"
"Tamam!"
Diyerek onayladım
"2-3 itin!"
Olmayınca durdum
"Bok mu lan bu! Hep ağzıma girdi lanet olsun ya"
"Çamur mal ne boku"
"Keçiler geçiyor olabilir buradan"
"Caner yeterince paranoyak değil zaten Ekin bir de sen çoğalt"
"Hep üstümüze sıçradı ya gerizekalı gibi durduk buraya"
"En azından denedik, neredeyiz biliyor musun Elyas? Çok var mı daha"
"Yok aslında, net de göremiyorum ki... Kumsal telefonu versene"
Ona telefonu uzatınca flaşı açıp etrafa tuttu
"Haa bakın şu aradan girip biraz yürüyoruz sonra sağa dönüyoruz ilerisinde kalıyor uzak değil aslında."
"İyi önemli şeyleri alın da gidelim madem"
"Tamam"
Telefonu, çantamı falan alıp çıktım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BULMAM LAZIM
Novela JuvenilÖğrendiğim çok şey oldu 27 yıl boyunca, mesela insanlara güvenmemeyi öğrendim, hayatın ne kadar acıtabileceğini öğrendim, ayakta durmayı öğrendim bir de.. duygusuzluğu öğrendim.. Öğrenemediğim de çok şey oldu, mesela hiç yıldızlara hayallerimi asama...