Bölüm 55

15 2 0
                                    

Özlediğim geliyor yine aklıma, içim acıyor burkuluyor, geçmişim içim vuruyor yelkenini kaybetmiş bir gemi gibi, ne yöne gittiği belli değil, deniz dalgasını ne tarafa vurursa o tarafa gidiyor...
Dileniyor kalbim, sevilmek için dileniyor, bir kere de olsa biri seni seviyorum desin diye yalvarıyor, ah kalbim... ne de üzülüyorum sana, kimseler sevmemiş, kimseler görmemiş seni, ne de acınasısın...
Aynaya bakıp kim olduğumu soruyorum ruhuma, fakat ruhum cevapsız, acaba orada değil mi? Ömrümü çalınırken görmemek için arkamı dönüyorum, geçmişim sırtıma binen kocaman bir yük ve yürümem bekleniyor bazense koşmam, yapamam diyorum, olmaz... fakat zorluyor hayat, itiyor arkamdan düşüp kalıyorum "tanrım" diyorum "neden bu denli ağır?" "Şu nefesi almak, neden bu denli zorlaşıyor?" Tanrı cevapsız ya da ben duyamıyorum... içimde sonsuz bir şeyin acısı, gelmeyecek bir şeyin özlemi dolaşırken üzerime bir ağırlık çöküyor, gözlerimi kapatıyor ağırca ve nefesimi tutuyorum ardından isyan ederek acıyor ciğerlerim, bırakıyorum kendimi...
Benden beklemeyin çiziklerimi saymamı, ruhuma, kalbime, içime attığım çizikler ve çığlıklar sonsuz... bırakmıştım uzun zaman önce saymayı.. hiçbir şeye sabrım kalmıyor, henüz çok uzak ölmeye fakat sanki çok geç yaşamaya. Vücudum soğurken yarın neleri kaybedeceğimi düşünüyorum, yüzümü görmek gelmiyor içimden, çocukluğumu özlerken çaresizce kendimi bıraktığım karanlığın daha da zifiri olması için gözlerimi kaptıyorum sıkıca...
Hayallere dalıyorum ardından, dalıyorum ki uzaklaşayım gerçeklerden... Tanrım, burada kalsam olmaz mı?
***
Ateşler içinde olan Gece'nin üzerini açtım titreyen ellerimle Elyas'a sesleniyordum, panikle içeriye daldı

"Ne oldu?!"

Diğerleri de gelirken Elyas'a döndüm

"Gece, ateşler içinde yanıyor! Bir şey yapmamız gerek! Hadi, hemen hastaneye gidelim"

"Gerek yoktur hastahaneye, eskiden hastahane mi vardi?"

Fadime nineye döndüm

"Olmaz, hastaneye gideceğiz!"

Gece'nin yanına geldi ve elini anlına koyup bana döndü

"Ha gelun sen çabık içeruye git temuz kıyafetler getu torunima, dolapin içunde havlular var idu onlaru da hazurla"

"Hasta-"

"Getu dedum gelun! 3 çocik buyuttum ha ben, eskuden her fırsatta hastahaneye mi gidulirdi, çok uzak hastahane"

Ofladım ve hıza içeriye gidip söylediğini yaptım

"Emune!"

"Buyur ninem"

"Bizum Memet'lerun evunda ates dusurucu surup vardir oğu geturuver ha bağa"

"Tamamdır ninem getureyim hemen"

Elyas endişeyle konuştu

"Bir şey olmaz değil mi anneanne?"

"Olmaz uşağum korkmayin, ha şimdu bir duş aldururuz surupuni içiruruz turp gibum olir"

"Tamam.."

"Sirkeli bez falan koyulmaz mıydı?"

"Hiçbi ise yaramayi ha onla çocuğin cildune sirke uzun sure degdirulmez, cahul cahul konişmayin"

"Biz bir şey yapabilir miyiz?"

Caner'e döndü

"Yapamazsunuz uşağum, hadi içeru gidun siz"

"Ama"

"Gidun dedum ula, ha hepunuz ne ınatçu uşaklarsinuz"

"Tamam ninem kızma gidiyoruz"

SENİ BULMAM LAZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin