Kurgu değişti güzeller, kafanıza kalanları sıfırlayıp okuyun.
...
Jennie çaresizce baktı olduğu uçurumun ucundan etrafa.
Gözyaşları aylardır olduğu gibi asla dinmek bilmiyordu. Ara sıra onları dizginleyebiliyor, hıçkırarak ağlamanın önüne geçebiliyordu. Ama şimdi yapamamıştı, dudaklarından kaçan hıçkırıkla, uçurumun kenarında dizleri üzerine düştü.
İçindeki acı dinmek bilmiyordu ve kalbinin sızlaması, ona düşünmek için zaman vermiyordu.
Bütün düşünceleri, duyguları tarafından hapsedilmişti.
Hıçkırıkları rüzgar sesi ile karışırken, araya bir ses daha eklendi. "Anlat bana."
Jennie arkasını döndüğünde, tanımadığı bir kadın karşısındaydı.
...
Kız parlak kızıl gözleriyle babasına baktı. İçindeki öfke o zamanlar, şu an ki haline göre epey azdı. Yine de babasına olan tahammülsüzlüğü, küçük öfkesiyle beraber yansımıştı gözlerine.
Bugün yüzlerce kez söylediği şeyi tekrarladı. "Ondan özür dile."
Babasının suratı hem sinirli, hem de korkmuş bir savunmasızlıkla kaplıydı. "Özür dilemesi gereken sizsiniz Jennie. Önce Daphne'ye ve ablana, sonra kendine bir bak."
Adamın gözleri, kızın kızıl gözlerinden kaçıp yere kaydı ve hafif ekşimiş suratı ile devam etti. "Sende bir tuhaflık var Jennie..."
Karşısındaki kızın kızıl gözlerindeki öfke, kırgınlıkla parladı ve aniden sakinleşen bedeni babasını dinledi. "Asla kimseyle konuşmuyorsun,, evinden çıkmıyorsun, kardeşlerinle konuşmuyorsun ama gelip benden ablandan özür dilememi istiyorsun."
Babası, kızın sakinleşmesinden güç bulup devam etti sözlerine. "Sana alınan o boktan evde kendi kendinesin. Tanrı aşkına Jennie, nasıl para kazandığını bile bilmiyorum!"
Jennie fazla konuşmadan ve dinlemeden, babasının evinden çıktı.
Kapıyı kapatır kapatmaz, gözleri kendi sığınağına, babasının çaprazındaki evine kaydı.
Fakat az önce orası ile ilgili duyduğu sözler, gözlerini oradan alıp apartman çıkışına gitmesine sebep oldu.
Sokağın sonuna dek nereye gittiğini bilmeden yürüdüğünde, çıkmazda duvara yaslanmış olan kızı görmesiyle kısa bir süre olduğu yerde durdu.
Hazmedemediği cümleler ve kırılganlığıyla gitti kaküllü kıza. Bütün hepsini silip götürebileceğini bilmeden.
Duvara yaslanmış boş bakışlarla, karşı duvara bakan kızın yanına geldiğinde sordu. "İyi misin?"
Kızın boş bakışları duvardan ayrılmasa da, ona yöneltilen soruyla hafifçe gülümsedi. "Kavga sesinizden, gidecek bir yere ihtiyacım vardı."
Jennie karanlıkta yüzünü seçemediği kızın sesini duyduğunda onu tanımıştı. "Lalisa?"
Lisa'nın gözleri duvardan, Jennie'nin kızıl gözlerine kaydı. "Efendim?"
Jennie kısa bir süre kardeşinin sevgilisine verecek bir cevap bulamadı. "Rahatsız ettiğimiz için üzgünüm, sana eve kadar eşlik edebilirim ya da Daphne'yi arayabilirim."
Lisa olumsuz anlamda başını salladı. "Sen neden evine gitmedin."
Jennie ona yalan söylemedi, kimseden bir şey gizleme derdi yoktu. Sadece kendini anlatmıyordu. "Bu sefer yuvam, epey hakaret aldı."
Lisa derin bir nefes alıp, duvardan destek alarak ayağa kalktı. "Bir geceliğine benimle kalabilirsin, teşekküre gerek yok."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nemesis || jenlisa
FanfictionJennie etrafında şaşkınlıkla duran adamlara ve yerde yatan, afallamış kıza bakarken, sırıtarak konuştu. "Bu oyundan hepiniz, tek bir sıyrık bile almadan ama ölmüş olarak çıkacaksınız" Kitap ismini, yunan mitolojisindeki intikam tanrıçası olan Nemesi...