NEMESIS

374 41 47
                                    

Bu kitabı seven kalmadı ama ben yazmayı çok seviyorum. 

...

Jennie derin, epey de rahatsız geçen uykusundan, telefonun çalmasıyla uyandı. Açmadan önce kısaca saate göz gezdirdi. Epey uzun süredir uyuyordu, arada bir uyansa da kendini kötü hissedip gözlerini bile açmadan uykusuna devam etmeye çalışmıştı. 

Arayan sevgilisiydi, geç kalması hakkında çok fazla düşünmeden açtı telefonu. "Alo?"

Lisa telefonu omzuyla desteklerken, bir yandan da yemeği hazırlıyordu. "Jennie, iyi misin?"

Jennie ayılamamış sesiyle mırıldandı. "Hmhm... Neredeydin dün, geldin mi eve?"

Lisa sıkıntılı bir iç çekti. "Daphne beni bir otele bıraktı. Aslında sabaha kadar hala sana kızgın hissediyordum. Ama düşünce, epey haklısın."

Jennie tek eliyle gözünü ovaladı ve yine mırıldandı. "Hmhm..."

Lisa yemeği tabaklarken, hiç zorlanmadan sevgilisiyle konuşmaya devam etti. "Daphne ile bir şey olmadı aramızda yanlış anlama."

Jennie bir şey söylemeyince devam etti. "Ben gerçekten çok üzgünüm güzelim, seni kırmak istemedim. Daphne ile de konuştum, artık para yardımı falan olmayacak."

Bir süre Lisa kendini açıkladı ve çiftin her kavgasında olduğu gibi, bu kavgası da kısa sürdü. Anlaşamayan ve anlayışsız insanlar değillerdi, ikisi de hassaslardı ve kendilerini eleştirmeyi biliyorlardı. Aralarında çözülemeyen kavgalar olmazdı. 

Ama Daphne'nin bundan pek haberi yoktu. Ortada olmadığı süreçte, ikisini de yakından izleyememişti. Kavgalarını ve değişen karakterlerini bilmiyordu. Jennie'de pek değişen bir şey yoktu. Ama Jennie Lisa'yı epey değiştirmişti. Beraber oldukları süre boyunca, Lisa daha saygılı birine dönüşmüştü. Daphne eski sevgilisinin bu halini bilmiyordu, o yüzden yakınlaşmanın kolay olacağını düşündü. Dün de bu düşüncesini onayladığını sanmıştı, çünkü Lisa onu kovmamıştı veya kendisinin yardımlarını itmemişti. Hala Lisa'nın gözünün çabuk başkalarına kaydığını ve doğru kişinin sadece kendisi olduğunu düşündüğünden, Jennie ve Lisa'nın konuşması bittikten bir kaç dakika sonra aradı eski sevgilisini. Buluşmak isteyecekti.  Lisa'yı aşık olduğu kişiden koparmak değildi derdi, sadece gerçek doğru kişinin kendisi olduğunu ve Jennie ile yeterince eğlendiğini düşünüyordu.

Lisa onun telefonunu, Jennie'nin telefonunu açtığı kadar keyifle açmadı. "Selam Daphne."

Daphne yolda yürürken keyifle konuştu. "Selam, günün nasıl geçiyor?"

Lisa bir an önce konuşmayı bitirmek adına konuştu. "Aslında epey yoğun, mutfaktayım şu anda, seni sonra arasam olur mu?"

Daphne umursamadı ve bir kaç adım daha yürüyüp, Lisa'nın çalıştığı lokantaya girdikten sonra konuştu. "Seni yoğunluktan kısa bir süreliğine alabilirim."

Lisa ilk başta anlamadı, kaşları çatıldı ve tam "nasıl yani" diye soracakken, küçük dükkana girmiş ışıltılı kızı gördü. Zoraki bir gülümsemeyle gülümsemeye çalıştı. 

Daphne ona yaklaştı. "Hadi öğlen izni al da çıkalım."

Lisa hafifçe başını olumlu anlamda salladı ve içeriye gidip izin aldıktan sonra bonesi ve eldivenlerini çıkarıp Daphne'den önce lokantadan çıktı. Daphne hızlıca peşinden gitti. "Bugün iyi değil gibisin."

Lisa duymazdan geldi, onunla bunları konuşmak ve onu daha fazla hayatının içine almak istemiyordu. "Nerede yemek yiyelim?"

Daphne bozuntuya vermeden, Lisa'yı hafifçe kolundan tutup sahil yoluna sürükledi. "Sahilde buluruz bir yer." Görmezden gelinmeyi umursamadan üstüne gitti. "Bir şey mi oldu?"

Sahile girdiler ve Lisa soruya karşı hala sessizdi. Daphne yine susmayı seçmedi ve üsteledi. "Jennie mi bir şey yaptı?" 

Lisa sorusuyla iç çekti. Bıkkınlıkla bir iç çekişti, sorulardan bıkmıştı. Ama Daphne bunu sorusunu onaylamak olarak aldı. "Şımarıktır biliyorsun."

Lisa deniz tarafındaki bir banka oturdu ve ortamı germek istemese de, çekinerek sordu. "Ne yapmaya çalışıyorsun?" Gözlerini denizden alıp, kızıl saçlı kıza çevirdi. "Jennie ile aramı bozmak mı istiyorsun?"

Daphne başını eğdi ve parmaklarıyla oynamaya başladı. Konuştuğunda, kendisinin aksine Lisa'nın gözleri sert bir ifadeyle ondaydı. "Bunun için bir çabaya ihtiyacım yok, baksana bozulmuş zaten." Konuşmasının devamı hakkında düşündü ve söylemekle söylememek arasındaki kararsızlıkla devam etti. "Siz anlaşabilecek insanlar değilsiniz Lisa. Kim bilir onu kaç kere aldattın, çok farklı insanlarsınız." Başını kaldırdı ve eski sevgilisinin gözlerine baktı. "Sende Jennie'nin saçmalıklarına katlanacak anlayış yok." Gözleri dolmuştu. "Ama biz... biz her zaman çok iyi anlaştık. Bir eğlence uğruna bozdun bunu, şimdi de bütün çabalarıma gergin kelimelerle karşılık veriyorsun. Sana doğru kişinin ben olduğumu görmen için zaman veriyorum, hatana rağmen sana yaklaşıyorum ama beni itmeye kalkıyorsun." Lisa'nın ifadesiz suratı, uzayan konuşmasına daha da cesaret verdi. "Seni benden başka gerçekten anlayacak kimse yok ama senin haline bak."

Sustuğunda, Lisa gözlerini ondan aldı ve bir süre sessiz kaldı. Daphne ile yemeği gittiği ilk güne bela okuyordu içinden. Sonra da onun tüm bu takıntılı konuşmasını yalanlamak adına söze girdi, çünkü bütün bu sözler normal değildi. "Jennie'i hiç aldatmadım. Normal ve sağlıklı bir ilişkimiz var." Sonra yanında oturan kızın canını yakmak ister gibi, gözlerini ona kenetleyerek söyledi can acıtacak kelimelerini. "Onunla beraber olduğumuzdan beri, senden başka hiç çözülmeyecek sorunumuz olmadı. Doğru kişi gibi hissettirmedin hiç, doğru kişi gibi hissettiren biriyle aramdaki tek sorunsun." Gözleri artık ifadesiz değildi, Daphne'nin ağlayan gözlerine karşı hiç bir acıması olmadı. "Seninle ilişkimin iyi bir uyum olduğunu mu sanıyordun? Tanrı aşkına Daphne, sadece beni nasıl idare edeceğini biliyordun." Daphne tüm bu sözlere kulaklarını kapatmak istedi, karşısındaki kızla yaşadıklarının aşk olduğuna inanmak istedi. Ama Lisa'nın sözleri durmadı ve Daphne sadece gözyaşlarının arasında sessizce hıçkırabildi. "Jennie'nin beni idare etmesine ya da ilişkimizin devam etmesi için onu aldatmama ihtiyacım yok. Onu çok seviyorum, onun kötüleceğin her şeyini çok seviyorum. Aramızdaki farklı olan her şeyi hissetmeyecek kadar mutluyum onunla. O ait olduğum kişi ve bizim bir şansımız olduğunu düşünerek kurduysan tüm bu iletişimi, lütfen hayatımızdan tekrar çekip git." Artık Daphne de öfkeyle bakıyordu. "Seni, yaydığın gerginliği, isminin devamlı hayatımıza girmesini istemiyorum artık." Ve sözlerini bitirmeden önce bağırdı. "Sana dair hiç bir şeyi istemiyorum!"

Banktan kalktı, geldikleri yolu hızlıca yürümeye başladı. Daphne arkasından bağırdı. "Sen bana aitsin!"

Lisa onun ağlamasını, yere çöküp bağırarak almasını ve hatta çevreden yardıma gelenleri duydu. Ama arkasına bile bakmadan lokantaya döndü.

...

Muhtemelen hayatının en yorucu günü olduğunu düşündüğü günden sonra eve yeni girmişti. 

Jennie onu beklemeden uyumuş olmalı ki, evin bütün ışıkları kapalıydı. Perdeler çekilmiş, ışığı içeri alma ihtimali olan her şey engellenmişti. 

O kadar karanlıktı ki, Lisa eliyle ışık düğmesini bulamadı ve cebinden telefonunu çıkarıp feneri açtı. 

Açtığın an gördüğüyle, olduğu yerde çakılmış ve tüyleri diken diken olmuştu. Ev yerle bir haldeydi, her şey dağılmış haldeydi. Korkuyla seslendi ve odaya koşturdu. "Jennie!"

Hiç bir ses, hiç bir ifade gelmedi. Kaküllü kız elindeki fenerle, dağıtılmış eşyalara takılarak bütün evi aradı. Durmadan sevgilisinin adını bağırdı. 

Kapkaranlık evde, onun telefon ışığı dışında hiç bir ışık çalışmıyordu. Sessiz evde, onun sesi dışında hiç bir ses yoktu. 

Gezmediği tek yer banyoydu, beklemeden oraya girdi. Işığı içeri tuttuğu an aynada gördüğü yazıyla tekrar olduğu yere çakıldı. 

NEMESIS

Okumasıyla birlikte telefonu çaldı. Jennie'nin aradığını gördüğünde, titreyen elleriyle beklemeden açtı. "J- Jennie! Tanrım neredesin?"

Jennie endişe dolu sessiyle cevapladı. "Lili, Daphne hastaneye kaldırılmış onun yanındayız."

...

nemesis || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin