...
Daphne kız kardeşinin her zaman morla parlayan ama şu an toparlanmış kolilerle dolu olan evine öfkeli ve hızlı adımlarla girmişti.
Gözleri dolmuş, yumruklarını sıkmaktan tırnaklarıyla avuçlarını zedelemişti. Kırgınlığa dair en ufak bir belirtisi yoktu, sadece öfkeliydi. Bütün öfkesini kusup, Lisa'nın evinden eşyalarını toplayıp gidecekti.
Kardeşinin evine girdiği an, her zaman neşeyle gülen suratının yerini almış, sinirle gerilen yüz hatlarıyla üst üste dizilmiş koli yığınlarından birine tekme attı.
Yıkılan kolilerin sesi apartmanda yankılandığında, odada öpüşen çift irkilerek birbirlerinden uzaklaştı. Jennie hırsız olma ihtimaline temkinli bir şekilde durduğunda, Lisa hızlıca kapının önüne gidip seslendi. "Kim var orada?"
Daphne sevgilisinin sesini duyduğunda öfkeyle çığlık atarak dizili olan diğer kolilerden birini daha tekmeledi.
Jennie kız kardeşinin sesini çabucak tanımıştı. Kapının önündeki kaküllü kızı iterek salonuna gittiğinde, Daphne düşürdüğü kolilerin içindekiler etrafa fırlatıyordu. Küçük kardeşini görür görmez elinde fırlatmaya hazır olan büyük bira bardağını ona fırlattı.
Jennie kendini kollamak için geri çekilmeye çalışsa da, bardağın yarısı kafasında kırılmıştı. Dizleri üzerine düşüp elini ağrıyan kafasına götürdü ve ablasına şok içinde baktı. Ancak Daphne'nin suratında pişmanlığa dair hiç bir şey yoktu, öfkesi dinmemişti.
Lisa hızlıca dizleri üzerine çöken küçük bedene doğru adımladı ve kafasındaki kanı gördüğünde bir küfür mırıldandı. "Siktir." Hemen sonra sevgilisine dönüp bağırdı. "Hastasın sen!"
Daphne eğildi ve koliyi itmesi yüzünden yarısı kırılan bir bardağı, kırıklarında parmaklarına batıp kanatmasını umursamadan fincanı sevgilisine fırlattı. Lisa korkuyla başını kolladı ve öfkeyle ablasına bakan Jennie'e döndü. "Çıkalım buradan."
Jennie olumsuz anlamda başını salladı ve soğukkanlı tavrıyla ayağa kalkıp, başından boynuna inen sıcak kanı elinin tersiyle silip konuştu. "Verebileceğin tek zarar fiziksel mi?"
Daphne daha da öfkelenmişti ancak titreyen bedeni kız kardeşine cevap veremedi ve Jennie devam etti. "Bize verebildiğin tek zarar bu olacak, bir daha asla hayatımızda bir yere sahip olmayacaksın."
Daphne başını hızlıca olumsuz anlamda salladı ve dağılmış uzun kızıl saçlarından yüzüne düşenleri çekip konuştu. "Zarar verme gibi bir niyetim olmayacak." Sonraki cümlesi, ağlamaları arasından zar zor anlaşılmıştı. "Madem birbirinize aitsiniz," kollarını iki yana açtı. "aradan çekilirim."
Saten siyah geceliği ve yalın ayaklarıyla cam kırıklarını umursamadan çıkış kapısına geçerken, tırnaklarının zedelediği avuç içlerine batan cam yüzünden avcundaki kan parmağından düşüp cam kırıklarında kırmızı bir leke bıraktı.
Evden çıktı ve o günden sonra, öfkesinin soldurduğu bedeniyle yıllar sonra çıkagelene kadar kimse ondan hiç bir haber almadı.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nemesis || jenlisa
FanfictionJennie etrafında şaşkınlıkla duran adamlara ve yerde yatan, afallamış kıza bakarken, sırıtarak konuştu. "Bu oyundan hepiniz, tek bir sıyrık bile almadan ama ölmüş olarak çıkacaksınız" Kitap ismini, yunan mitolojisindeki intikam tanrıçası olan Nemesi...