...
Lisa odaya girdiği an sevgilisi sarmaladı. Jennie babasının yanında ona fazla yaklaşmamak isteyerek hafifçe kollarını ona sarıp fısıldadı. "İyi misin, çok endişeli gibiydin?"
Lisa yutkundu, sevgilisine bütün olanlarını nasıl bir anda açıklayacağını bilemedi. Doğru zamanın şu an olmadığını düşünüp yanıtladı. "Bir sürü şey oldu, konuşmamız gerek."
Jennie'nin babası oturduğu koltukta, öfke ve eleştiri dolu gözlerle onlara bakıyor, ne konuştuklarını anlamaya çalışıyordu. Bir an Lisa ile göz göze geldiklerinde, Lisa bu sefer odadaki herkesin duyabileceği bir sesle konuştu ve sevgilisini elini sımsıkı tuttu. "Ama önce buradan gitmemiz gerek."
Jennie kaşlarını çatarak baktı ona. Daphne bu haldeyken bu tavrı çok gereksiz ve saygısız bulmuştu. Yine de Lisa bir şey olmadan böyle davranmazdı, bu yüzden kendisini odadan çıkarmasına izin verdi.
Lisa evi o halde gördükten sonra düşmeyen nabzı ile, Daphne'e ne olduğunu bile umursamadan aceleyle konuşmaya başladı. "Eve gittim, her şey yerle bir olmuştu. Banyo aynasında aptal bir yazı vardı ve hiç bir ışık çalışmıyordu."
Jennie onun hayal gördüğünü düşündü ve onu sakinleştirmek adına, olayı anlatırken Lisa'nın sürekli hareket eden ellerini tutup konuştu. "Bebeğim, imkansız. Seni aramadan on dakika önce çıktım ve normaldi."
Kaküllü kız hızlıca başını olumsuz anlamda salladı. "Seni eve götüreceğim, göreceksin."
Jennie onun ilerlemeye çalışan bedenini kendine çekti. "Daphne uyanmadan gidemeyiz Lisa."
Lisa sinirle bağırdı. "Bugün yanıma gelip bizi ayırmak istediğini söyledi!"
Jennie'nin yüzü düştü. "Ne?" Sevgilisi kendini açıklamak adına tekrar bağırarak konuştu ve tüm dikkatleri üzerlerine çekti. "Doğru kişi oymuş, seninle uzun süre yapamazmışız, ona aitmişim! Bana sürekli bunları söyledi, kalkıp gittiğimde de bağırarak ağlıyordu."
Jennie birden verilen bu önemli bilgileri hazmetmeye çalıştı. Lisa'yı sorgulamayı gerek görmedi bile, sevgilisi ona yalan söylemezdi. Kaldı ki Daphne ile kendisinden daha iyi anlaşıyordu, durup dururken böyle şeyler söylemezdi.
Başını anladığını belli etmek ister gibi olumlu anlamda salladı. "Gidip babama haber vereyim."
...
Evin kapısına geldiklerinde, Lisa yanındaki küçük bedene beklemesini söyledi ve içeri girdi. Telefon ışığıyla bir süre yavaşça evi dolaştı. Tüm evi dolaşıp kontrol etmeyi deneyecekti ama sevgilisini biraz bile yalnız bırakma ihtimali ona korkunç geldi.
Evin halini gördükçe, Jennie'e bir şey olma ihtimali aklına geliyor ve onu dizinin dibinden ayırmak istemiyordu.
Kapıyı açıp Jennie'e içeri gelmesi için yer açtı. Küçük kız telefonun ışığı etrafa tutup içeri girdiğinde, şokla elini ağzına kapattı. "Tanrım!"
Lisa yerdeki eşyalara dikkat etmeye çalışarak, tüyleri diken diken olmuş küçük kızın elini tuttu ve onu banyoya götürdü. Jennie banyoya giden yolda odalarına kısa bir göz attığında gördükleriyle, hızlıca başını çevirip sevgilisine daha çok yaklaştı.
Ve sonunda banyoya girdiklerinde, Jennie gördüğü yazıyı seslice okudu. "Nemesis." Lisa'ya döndü. "İntikam tanrıçası."
Issız bir sokaktan daha sessiz evlerinin dağınık banyosunda, tıpkı yarım saat önce olduğu gibi yine Lisa'nın telefonu çaldı. Lisa yabancı numaradan gelen aramayı tereddütle açtığında, Jennie korkmamak için ondan başka yere bakmıyordu. Gözlerini sevgilisine kilitlemiş ve her kelimesini dikkatle dinlemeye odaklanmıştı. Ancak Lisa telefonu açtığından beri, sadece kapatırken tek kelime etti. "Tamam." Jennie'e döndü. "Baban aradı, Daphne uyanmış ve beni görmek istiyor."
...
Yazdığım en garip ve en kısa geçiş bölümüydü. Bölüm yazmaya cidden hiç hevesim yok hiç bir kitaba. O yüzden bugünlük bu kadardı, dizzy'e baştan sağma bir bölüm yazmak istemiyorum, bugün bir kısmını yazdım yarın tamamlayacağım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nemesis || jenlisa
FanfictionJennie etrafında şaşkınlıkla duran adamlara ve yerde yatan, afallamış kıza bakarken, sırıtarak konuştu. "Bu oyundan hepiniz, tek bir sıyrık bile almadan ama ölmüş olarak çıkacaksınız" Kitap ismini, yunan mitolojisindeki intikam tanrıçası olan Nemesi...