FINAL

257 15 2
                                    

Patronunla konuşmuştun, sıkıntılar vardı işlerde. O anları hatırlıyorum sevgilim. Karşımda bağdaş kurduğunu, güzel gözlerinden kayan, incecik narin kirpiklerinde biriken tuzlu damlalar kucağına düşüyordu. Onların düştüğü her an yüreğime kocaman bir hançer saplanıyor, her hançer de sana bunu yapanlara olan öfkeme benzin oluyor. En çok da işini bırakıp yabancı bir ülkede, yeni aptal insanlarla uğraşmanı sağlayan kişiye öfkeleniyorum. O zamanlar bilmiyorum o kişinin ölümün olacağını. Hatta onun yüzünden kaçıp geldiğimizi bile bilmiyorum. Ama o an demiştim, keşke seni üzen herkesi öldürebilsem diye. Keşke canını yakan herkesin canını alabilsem. O gün geldi sevgilim, en çok canını yakan, beni senden alan kişiye aynılarını yaşatacağım gün geldi.

...

Kızıl saçlı kız duyduğu acı dolu çığlıkla, şok içinde ayağa kalktı. Aklına gelen ilk şeyin yaşanmış olmasından, sevgilisinin ölmüş olmasından deli gibi korkuyordu ve eğer bu yaşandıysa kendisine sıkabileceği bir silah bulmayı umuyordu.

Biraz önceki çığlıklarının yerini; kapıya attığı tekmeler, küfürlü bağırmalar ve korumalardan iki misli yardım istemeler aldı.

"N'olur!" Diye haykırıyordu gördüğü korumalara. "N'olur sevgilimi kurtamama yardım edin, onsuz yaşayamam lütfen!" Diyordu çaresizce.

Korumalar ise asla değişmeyen surat ifadeleriyle, onun bağırışlarına tepki göstermeden öylece dikiliyorlardı.

Dahphe bu sefer haykırışlarını sevgilisine yönlendirdi. "Daisy!"

Sessizlik.

Bu yemek yerinde artık duyabildiği tek şey kendi haykırmalarıydı.

Tekrar seslendi. "Daisy!"

Haykırışları giderek daha da çaresizleşiyor, her harf dudaklarından bir ağıt acısıyla dökülüyordu.

Ama bir an olsun, küçücük bir an bile bunu hak etmediğini düşünmedi. Hak etmişti. Ama Daisy bu oyun için çok fazla masumdu. Onun iyilikle parlayan irisleri bu kurbanlığı hak etmiyordu.

Kendi içinde vicdan muhasabesini kurdu. Lisa ve Jennie kendisine ihanet etmişti fakat Daisy hiç bir şey yapmamıştı. Bu hesap onu daha da öfkelendirdi ve tüm gücüyle, ağzı çıktığı kadar yüksek sesle bağırdı sevgilisinin ismini. "Daisy!"

Uzun bağırışı tüm mekanda ve mekanın dışındaki ıssız yolda yankılandı ve sesi kesildiğinde, derin sessizlik birkaç saniyeliğine ortamı esir aldı.

Ve o sessizliğin ardından gelen, sevgilisinin ağlayan kelimeleri. "Daphne..."  Sanki söyleyeceği çok şey varmış da, hiç birini söyleyecek gücü yokmuş gibi havada kaldı Daisy'nin cümlesi.

Daphne onun sesini duyduğu an içindeki tükenmek üzere olan umut ışığı tekrar ortaya çıktı ve onu ayağa kalkmaya zorladı. Onun için dudaklarından ismini kısık kısık duymak yeterliydi, ayaklandı ve tekrar seslendi. "Bebeğim! Nerdesin?!"

Daisy konuşamayacak kadar acı içindeydi. Sadece "N'olur kaç buradan." Diyebildi.

Ama söyledikleri önemsizdi, tabii ki onu burada bırakmayacaktı. Kızıl saçlı kız sadece sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu. "Neredesin? Seni kurtaracağım!"

Bu esnada, korumalar yavaşça mekanı terk etmeye başladı. Daphne onları gergin bir yüzle izledi. Çıkıp gitmeyi düşündü ama sevgilisi olmadan asla.

"Bebeğim, lütfen sakin ol seni buradan çıkaracağım. Sadece nerede olduğunu söyle."

Sessizlik.

nemesis || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin