...
Jennie yorulmuştu, Lisa ile çalışmak onu yormuştu. Sürekli nasihat almak, her şeyin nasıl yapılacağına dair emirler almak genç kızın sinirlerini bozmuştu.
Ancak kâküllü kızın karşı çıkılamayan bir enerjisi vardı ve Jennie, ona ağzının payını verecek kelimeleri, onun enerjisi ile kaplıyken düşünemiyordu.
Bu etki, gün sonunda genç kızın perdelerini açıp ay ışığı ve kendi mor ışığı eşliğinde, yatağına kıvrılarak dinlenmek istemesine sebep oldu.
Zihni kısa süreliğine ele geçirilmiş, biri tarafından yorulmuş sonra ise serbest bırakılmış gibi hissediyordu.
Yatağında, cam tarafına dönmüş ay ışığını izlerken, yarını kendine tatil ilan etmeyi düşündü.
Ancak kapısının çalmasıyla, kaküllü kız hem yarının, hem de Jennie'nin bundan sonraki geçireceği tüm günlerin kendisiyle olacağını hatırlatmıştı.
Jennie çalan kapıya şaşırsa da, muhtemelen babası olduğunu düşündüğünden fazla merak etmedi ve kapıya ilerledi.
Açtığındaysa, karşısındaki bedenle iç çekti. Lisa'nın enerjisinden kaçıp dinlendiğini düşünürken, Lisa şimdi yine buradaydı.
"Rahatsız ettiğim için özür dilerim Jennie." Dedi uzun boylu kız. Üzerinde siyah sweatshirtü ve altındaki lacivert eşofmanı ile, pek de buraya gelmek için hazırlanmış durmuyordu. Elleri sweatshirtün cebindeyken tekrar konuştu. "Tarif defterimi burada unutmuşum, getirebilir misin?"
Jennie yorgun gözleriyle ona bakarken, kaşları çatıldı. Lisa gittikten sonra etrafı toplarken, tarif defteri falan görmemişti. "Burada olsa toplarken görürdüm, yanlış hatırlıyor olabilir misin?"
Lisa olumsuz anlamda başını salladı. "En son senin yanında kullandım, eve gelince hiç kullanmadım, burada olduğuna eminim. İzin verirsen bir de ben bakayım."
Jennie başını olumlu anlamda sallayıp, geçmesi için kıza yer açtı ve o içeri girince arkasından kapıyı kapatıp, peşinden salona ilerledi.
Kapkaranlık koridorda ilerlerken, Lisa endişeli ve hızlı adımlarla salona gidiyordu. Jennie karanlığa alışık olduğundan yürümekte zorlanmamıştı, ama Lisa'nın düşmeyi umursamadan ilerlemesine şaşırdı. Önemli bir defter olsa gerek diye düşündü.
Salona geldiklerinde, Jennie yuvarlak düğmeyi çevirerek ışığı sarıya ayarladı.
Lisa ışığın rengine sorar bakışlarla bir süre baktığında, Jennie kızın güzel gözlerini yanıtladı. "Mor ışıkta iyi göremeyebilirsin."
Lisa hafifçe gülümsedi. "Teşekkür ederim." Teşekkürünün yarısında defteri aramaya başlamıştı bile.
Jennie salonun girişinde, telaşla defterini arayan kızı, uykulu gözlerle izledi.
Enerjisinden bir an önce kurtulabilmek için, defteri kaldırıp kaldırmadığını hatırlamaya çalıştı, ancak aklına bir şey gelmiyordu.
Kıza yardımcı olmak adına konuştu. "Kendi defterlerimi odama kaldırdım, belki onların arasındadır."
Lisa kızın sesiyle on döndü ve Jennie'nin odaya giden adımlarını takip etti.
Odaya geldiklerinde, gözleri bir süre odanın güzelliğinde gezindi. Evin diğer kısımlarında koyu renklerden minik eşyalar olsa da, bu odada mor dışında bir renge yer yok gibiydi.
Büyük bir yatak, küçük bir çalışma masası ve bir kısmı tamamen cam olan bir duvar. Duvarın yanında yere yakın bir sehpa ve iki minder.
Odanın sadece küçük bir kısmını kaplayan incecik camın perdesi çekilmişti ve en üst kattaki odaya, ay ışığı doluyordu. Sabah güneş ışığı girmesin diye olsa gerek, perde morun en koyu tonundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nemesis || jenlisa
FanfictionJennie etrafında şaşkınlıkla duran adamlara ve yerde yatan, afallamış kıza bakarken, sırıtarak konuştu. "Bu oyundan hepiniz, tek bir sıyrık bile almadan ama ölmüş olarak çıkacaksınız" Kitap ismini, yunan mitolojisindeki intikam tanrıçası olan Nemesi...