EJDER PRENSES °41°

3.8K 333 251
                                    

Hellooo, ben geldimm.

Hikayemi özlediniz mi ehehe he Ben sizi özledim.

Bölüm sonundaki soruları cevaplarsanız beni mutlu edersiniz, hem de sohbet etmiş oluruz

İyi okumalar...

Umarım dediği gibi olurdu. Umarım hâlâ kenarda bir yerlerde silik de olsa bir bağımız kalmış olurdu.

***************

Aramıza giren ufak sessizlik sürüp giderken gözlerimi kapatmayı ve başımı yumuşak çimlere yaslayarak uyumayı arzuladım. Fakat sorumluluklarımın geçirdiği prangalar dolayısıyla isteğim bir istek olarak kalmaya devam etti.

"Neden şekil değiştirme büyüsünü yaptınız?"

Aniden sorduğum soruyla gözlerini benden kaçırarak karşımızdaki manzaraya çevirdi.

"Ve o gün, balonun olduğu zaman sizin terastaki konuşmanızın bir kısmını duydum. Elis de bu işin içindeydi. Her şeyi öğrenmek istiyorum. Benim içinde olduğum ama benim dışımda gerçekleşen olaylar olunca kendimi aptal gibi hissediyorum ve bunu sevmiyorum."

Derin bir şekilde soluklanarak kafasını geriye attı. Âdem elması daha belirgin bir şekilde karşımdaydı şimdi.

"Elis durumu... Biraz karışık." Dilinin ucuyla dudaklarını nemlendirerek devam etti.

"O bizim tarafımızdaydı."

Kaşlarım havalandı.

"Şekil değiştirme büyüsünü yaptık çünkü birimizin Elis'e yardım edebilmesi için yakın olması lazımdı. O ben olamazdım çünkü onunla anlaşamıyordum ve yakınmış gibi davranabileceğimi sanmıyordum. Bu yüzden David'e büyü yaparak ben gibi görünmesini sağladık."

Sessiz kalmayı sürdürdüm. Neredeyse ciğerlerindeki tüm havayı bıkkınlıkla boşalttı.

"Baştan anlatmak gerekirse gelip sana prenses olduğunu söyledi değil mi? Ve sen de buna tabi ki inanmamışsındır."

Kafamı sallayarak onaylamakla yetindim. O anki duygu karmaşamı da kafa karışıklığımı da hatırlamak istemiyordum.

"Zaten oradaki amaç da seni buna inandırmak değil, canını yakmaktı. Dediğim gibi Caleb kafayı tamamen senin canını yakmaya takmış durumda."

Son cümlesini sıktığı dişlerinin arasından sarf ederken onu anlayabiliyordum çünkü ne hâle geldiğimi birinci elden gören kişiydi o.

"Caleb'in emriyle Elis'e ulaşmışlar ve bizzat kral onunla kendisi konuşmuş. Daha doğrusu tehdit etmiş. Eğer emrine uyup ona söyleneni yapmazsa tüm ailesini öldüreceğini ve eğer onunla iş birliği yaparsa da ailesiyle birlikte statülerini soylu sınıfına çıkaracağını ve Domum tahıl ambarının işletmesini onlara devredeceğini söylemiş."

Duyduklarım karşısında en ufak bir şaşkınlık belirtisi göstermedim. Çünkü Caleb'den her şeyi bekliyordum. Yapardı. Ama Elis, işte onun hakkında ne düşüneceğimi bilmiyordum. Ben onun yerinde olsaydım ne yapardım bilemiyordum. Onunla empati kuramıyordum ne yazık ki. Şu an yumuşamalı mıydım? Haklı nedenleri olduğu için onu affetmeli miydim?

Sadece sıradaki sorumu dillendirebildim.

"Caleb ona gerçekleri anlatmış mı peki?"

Kafasını iki yana salladı. "Tamamını değil. Bizimle ilk konuştuğunda sadece senin kayıp olan prenses olduğunu biliyordu. Bir şeyleri sezmiş olsa da kafasında parçaların yerine oturmadığı belliydi."

EJDER PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin