EJDER PRENSES °43°

3.2K 334 159
                                    

Helloo! Yine ben geldim he he he

Bu bölüm biraz kısa olduğu için şimdiden atıyorum, kıyamadım size :)

O zamannn, iyi okumalar! Bölüm sonunda görüşelim 😉

Medyada Aegon'umuzun bölümden kesiti🖤

**************

"Merhaba, küçük kardeşim."

**************

EJDERHALAR KİTABINDAN BİR PARÇA:

* Özellik; Görüş paylaşma.

Bu özellik ejderha ile aynı görüş açısı paylaşılmasa bile işe yaramaktadır. Aralarındaki ruhani bağ sayesinde kayratın bakış açısı ejderhanın zihninde belirir ve ejderha bu bulanık veya karanlık görüşü düzenleyerek kayratına geri aktarır. Böylece kayrat aldığı iletim sayesinde düzelmiş bir görüşe sahip olur. *

Karanlık orman kesinlikle adının hakkını veriyordu. Tepemizde yükselen dolunaya rağmen içeri tek bir ışık zerresi bile girmezken Valyrian'dan aldığım görüş sayesinde önümü seçebiliyordum.

Başıma geçirdiğim pelerinin kapüşonuna biraz daha sindim. Sarı saçlarım pelerinin altında dikkat çekmezken iki gölgeden farksız bir hâlde ağaçların aralarından sıyrılarak Dies ile hedefimize ilerliyorduk.

Ormanda cırcır böceklerinin ve vahşi hayvanlarının ulumaları haricinde Dies ve Noctis'in sert soluk sesleri vardı. Ah tabi birde toprağa vuran nalların ritmik sesleri.

Daniel de bende baştan aşağı siyah giyerek yüzlerimizi gizlemiş, silahlarımızı kuşanmıştık. Yapacağımız şey tehlikeliydi fakat damarlarımda dolanan adrenalin korkmama ya da endişelenmeme mahal vermiyordu.

Birkaç meşalenin titrek ve sönük kırmızı varlıkları ağaçların ardından belirdiğinde sözleşmiş gibi aynı anda durduk.

Atları güvenli bir mesafede bırakırken yolculuğun başından beri bana tavırlı olan Dies'in kafasını okşadım. Rahatsızlığının sebebi onu kömürle siyaha boyamamızdı. Fakat bembeyaz kıllarıyla karanlık ormanda dikkat çekmekten başka bir şey yapmayacağı için bunu yapmak zorundaydım.

Elimle bıçaklarımı yokladıktan sonra siyah pelerinimi düzelttim.

Arkamı dönüp meşale alevlerine ilerlerken Daniel kolumdan tutup bedenimi kendisine çevirdi.

Nasırlı ellerini yanağımda hissederken göz göze geldik.

"Dikkatli ol. Yara almadan bitirelim bu işi."

Karanlık bakışları ve sert yüzünün altında aslında içten içe endişelendiğini biliyordum.

Sırıttım.

"Sözleştiğimiz yerde bekleyeceğim, geç kalma."

Sinsi bir sırıtma cevabım olurken elleri arasından sıyrılarak hızlı adımlarla ilerledim.

Ben soldan o sağdan giderken ses çıkarmamaya özen gösteriyordum.

Elim bacağımdaki küçük fırlatma bıçağını buldu. İlk hedefim karşımda duruyordu.

Eğilerek sinsice nöbet tutan muhafıza sokuldum. Yeterli mesafeye geldiğimde adamın sırtına atlayarak bacaklarımı beline doladım. Ses çıkarmaması için elimle ağzını kapattıktan sonra bıçağımı boynuna sapladım.

EJDER PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin