EJDER PRENSES °31°

4.9K 443 404
                                        

100 BİN OLDUK 100 BİN OLDUKKK!!!🎉🎊

Bu kitap aslında benim çocukluk hayalimdi. Yani kucukken gozlerimi kapatır ejderhalar hayal ederdim. Onlara bindigimi prenses oldugumu falan... Katran da taa o zaman doğdu zihnimde.

O yüzden orta sonda falan yazmaya başlamıştım daha. Cok kez bolumleri kaldırdım duzenledim ara verdim...

Ilk göz ağrım bu kitap benim ve çok degerli. Yani aslında burada okuduklarınız küçük bir çocuğun hayalleriydi. O küçük çocuğun hatrı için çabalıyordum aslında.

Ve hiç bu kadar buyuyeceğim aklıma gelmemişti. Çok okunan yazarlara bakıp hayret ediyordum. Çok uzak geliyordu ve şimdi ben de onlar gibi olma yolunda ufak bir adım attım aslında.

Aşırı aşırı mutluyum bu yüzden, sizi pazara kadar bekletmiyim bölümü atıyım dedim. Üstelik bu güne kadar EP için yazdığım en uzun bölüm oldu sanırım...😊

Her zamanki gibi oy ve yorunlarınızı bekliyorum çünkü verdiginiz tepkileri okumak öyle keyifli ki...

Buyrun efendim bölüme....

Kral keyifle gülümsedi. Elini hafifçe kaldırıp iki yana açarken neşeli bir şekilde konuştu. "Bütün aile bir aradayız, tıpkı yıllardır hayal ettiğim gibi."

***********

Karısına tatlı bir gülümseme gönderdi. "Öyle değil mi hayatım?"

Konuştuktan sonra masanın üstündeki beze yönelmiş açarak kucağına sermişti. Gözleri umursamaz bir şekilde kahvaltılıklarda dolaşırken Caroline gülümseyerek konuştu.

"Evet, yeğenimizi bulmana ben de çok sevindim." Gözleri Elis'i bulurken "Aramıza tekrar hoş geldin. Umarım akşam rahat edebilmişsindir." Dedi.

Elis'in gözleri parıldarken memnuniyetle konuştu.

"Evet, evet çok rahattı. Teşekkür ederim."

Kibar çıkan sesine karşın Caroline'nın gülümsemesi atarken "Teşekküre gerek yok tatlım, artık sende bu ailenin bir parçasısın."

Olmaz olaydı öyle aile.

Kral dirseklerini masaya yaslarken ellerini birbirine bağladı. Gözlerini dalgınca bir tabağa dikerken hüzünle iç çekti.

"Keşke sevgili kardeşim Emly ve Aric de aramızda olabilseydi."

Az öncekine nazaran kısık çıkan sesiyle devam etti.

"O zaman tam bir aile olabilirdik."

Kralın sözleri boğazıma bir yumru oturmasını sağlarken ayağımı stresle sallamaya başladım. Sargılı ellerim elimdeki bıçağı kavrayıp sıkarken soğukluğu hissedemiyordum bile.

Bu adam resmen psikolojik olarak saldırıyordu. Fakat bilerek mi yapıyordu anlayamıyordum. Eğer kardeşini kendisinin öldürdüğünü bilmesem bu üzgün hâllerine inanabilirdim fakat dikkatli bakan herkes o gözlerindeki katilin ışıltısını ve memnuniyetini görebilirdi. Tüm bunlara karşın ne yazık ki kralın gözlerine bakabilecek cesarete sahip benden başka kimse yoktu.

Kaşları çatılırken gözlerini yumdu sımsıkı. "Ahh! Onu çok özlüyorum."

Gözlerini açıp ufak bir tebessüm ederken şaşkınlıkla baktım. Caleb'i asla çözemeyecektim çünkü şu an gözlerinde saf bir şefkatten başka hiçbir şey yoktu. Bir parça acı ve özlem o sarı gözlerde yer edinmişti sanki.

Oturduğum yerde yutkunurken huzursuzca kıpırdandım.

"Bazen küçüklük hâlleri rüyalarıma giriyor, saray koridorlarındaki eski anılarımızı anımsıyorum."

EJDER PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin