Taehyung kalemini elinde çevirmeğe devam etti. Toplantı masasına oturmuş Min Yoongi'nin gelmesini bekliyordu. Kendi grubu hazırdı eksik olan Yoongi ve grubuydu. Kuracakları yeni alışveriş merkezi için bulunan arazide sorun çıkmazsa toplantı iyi sonuçlanabilirdi.
Kapı açıldı. Gözler kapıyı bulduğunda içeri bir kadın girdi. Kadının arkasında onun grubundan olduğu açık şekilde belli olan -giyimlerinin aynılığından dolayı- kişiler duruyordu.
Taehyung ayağa kalktı. Önünde Yoongi'nin olmasını beklerken hiç tanımadığı bir kadına selam veriyordu.
"Ben Lalisa Manoban." Kadın doğruldu. Meraklı gözlerle açıklama bekleyen Taehyung'a gözlerini dikti. "Başkan Min Yoongi'nin kız kardeşi."
Taehyung kaşlarını çattı ve kafasıyla onayladı.
"Abim, başkan Min Yoongi rahatsızlık geçirdiğinden dolayı bu toplantıya ben katıldım." Gözlerini Taehyung'tan çekti ve etrafta gezdirdi. Taehyung da Lalisa'nın yüzüne gözlerini dikti. Kadın herkese dikkatle baktı. Fakat tuhaf bir şey vardı. Bir isimde durdu, kaşlarını hafifçe çattı, yine de bocalamak istemediğinden gözlerini devirmiş ve yeniden Taehyung'a dikmişti. Taehyung yüz analizi konusunda iyiydi.
"Abinize acil şifalarımı gönderdiğimi iletirsiniz. Başlayalım." Taehyung'un cümlesi karşısında Lalisa sadece zoraki gülümseme sunabilmişti.
+++
Jisoo, sonunda Seoul'a gelebilmişti. Yeni aldığı evine taşınmıştı. Aslında eski evine gidebilirdi fakat eskileri hatırlayıp üzülmek istemiyordu.
Kanepede oturmuştu. Dalgındı. Yeseul sehpanın üzerine oyuncaklarını toplamış Seohyun'la beraber oynuyordu. Bazen dönüp annesine yeni oyuncağını gösteriyordu, sonra yeniden Seohyun'la tartışıyordu.
Jisoo huzursuzdu. Bir kaç gün önce aldığı mektupta Taehyung'la beraber seçtikleri şarkıdan bir cümle yazılmıştı fakat biraz daha mektubu kontrol ettiğinde mektubun aşağı kısımında bu günün tarihi yazılmış ve buluşulacak konum eklenmişti. Bu mektubu yazan her kimse Taehyung ve Jisoo'yu ya çok iyi tanıyordu ya da hiç tanımıyordu.
"Anne, bak bu sensin!" Yeseul nasıl, ne ara bu kadar yakına gelmişti Jisoo bilmiyordu. O kadar dalmıştı ki etrafında olanları da unutmuştu. Kendine kızdıktan sonra kızının saçını okşadı.
Bir süre çocuklarla oynadıktan sonra çalan kapıyı açmak için kalktı. Kapının önünde Suho duruyordu. "Ben de çıkacaktım, iyi ki geldin."
Suho içeri geçip soru dolu gözlerle Jisoo'ya baktı.
"Ah mühim bir şey değil." Jisoo elini saçına götürmüş kaşıyordu. "Hastanede halletmem gereken bazı işler var, ayrıca eski bir arkadaşla buluşacağım."
Suho onayladı ve salona geçti. Bu kaç yılda Suho hep Jisoo ve çocuklara destek olmuştu. Aslında Jisoo ve Suho eskiden tanışıyordu, okul zamanına kadar giderdi bu tanışlık.
Jisoo zaman kaybetmeden hazırlanmak için yukarı kata kalktı.
+++
Jennie hazırlandıktan sonra koridora geçti. Acil durum katına inip hastaların yatakları arasından geçerek onları kontrol ediyordu. Bazılarına yardım ediyordu.
Acil duruma hızla getirilen sedye herkesi meraklandırmıştı. Jennie hızla sedyeyle yaklaştı. Müdahale edecekken gördüğü kişi duraksamasına sebeb olmuştu. Kısa süreden sonra kendine gelmişti.
Bu adam Busan'da Jennie'ye çarpan kişiydi. Jennie müdahaleni bitirdikten sonra adamı midesini yıkamak için göndermişti.
Kaşlarını çatarak giden sedyeyi izledi. "Zehirlenmek?" Jennie gözlerini sedyeden çekip yere dikti. "Birisi zehirlemiş olmalı." Hızla koşarak adamın peşinden gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vsoo | Invitation (Davet)
FanfictionJisoo kafasını geriye, koltuğa yasladı. Taehyung'ın onun ismini sırtına dövme yaptırdığı günü hatırlıyordu. Hatta o gün fazlasıyla şaşırmıştı. Bu şarkıyı sevdiğini ve beraber şarkıları olmasını istediğini söylediğinde Taehyung bunu kabul etmiş, erte...