9✿ 'Yatak örtülerine sarılmış halimizi hatırlıyorum'

654 66 24
                                    

+Hiçbir şeyi ikinci defa anlatacak kadar tahammülüm ve ikinci defa soracak kadar merakım kalmadı, anlıyor musun!?

Jisoo elinde kumanda, televizyonun önünde dizi izlemekteydi. Duyduğu cümle iç çekmesine sebeb olmuştu.

Bunu anlamış olmalı ki Jennie elindeki kurabiyeleri masaya bırakıp, eline aldığı kurabiye ile Jisoo'nun yanına geldi. Kumandayı elinden alıp televizyonu kapattı.

Jisoo kaşlarını çatmış halde Jennie'yi izliyordu. Dirseğini koltuğa yaslamış, elini ise çenesine bastırmıştı.

"Bana hiç öyle bakma, Jis!" Arkasını dönüp televizyonu gösterdi. "Bu saçma dizilere bakmamalısın!" Elindeki kurabiyeyi Jisoo'ya uzatıp şirince gülümsedi. "Onu izleyeceğine kurabiyemin tadına bak."

Jisoo kızmak istiyordu ama bu şirinlik karşısında acizdi. Gülümsedi. Kafasıyla onaylayıp kurabiyeyi almıştı. "Çok lezzetliymiş. Ellerine sağlık."

"Seninkiler kadar güzel olmasa da." Jennie huysuzlanarak sandalyeye oturdu.

Jisoo kaşlarını çatmıştı. "Kendine haksızlık ediyorsun."

Rose'nin kafası kapıda göründüğünde dikkatler ona dönmüştü.

"Jimin nasıl? Geceniz nasıldı?"

Jennie'nin tuhaf bir işve ile sorduğu soruya Rose göz devirmişti. "Nasıl olacak? Yattı kaldı. Güya konuşacaktık. Ahtapot kollarını da bana sarmış.."

"Ahtapot kollar deme lazım olur." Jennie yine formundaydı.

Rose, Jennie'ye baktı. İşaret parmağını kaldırıp tehdit eder gibi konuştu. "Fazla konuşma o kurabiyeleri ağzına doldururum şeker patlaması yaşarsın."

Jennie kaşlarını kaldırmıştı. "O biraz zor çünkü ben zaten.." Elini baştan sonra kendini gösterir gibi haraket ettirdi. "..koca bir şekerim."

Rose göz devirmişti.

Jisoo ise gülüyordu.

Rose, Jisoo'nun yanına gelip oturdu. Tedirgin görünüyordu. "Dün bulduğun zarf.. O davete gidecek misin?"

Konuyu duyan Jennie, yerinden kalkmış, kızlara yaklaşmıştı. "Bence gitme, tehlikeli.. sonuçta yıllar önce hayatını mahveden adamdan bahsetmiyoruz. Jis, o adam kuzenim olsa bile iğrenç birisi." Jennie 'kuzenim' derken yüzünü büzüştürmüştü.

Rose, Jennie'ye bakarak kafasıyla onayladı. Daha sonra Jisoo'ya baktı.

Jisoo düşünüyordu. "Ay neyse tamam. Zaten daha bir hafta var. Üstelik bu gün moralimi o davetiye bile bozamaz."

Kızlar birbirine bakmıştı.

Jennie, Rose'den önce davranarak sordu. "Neden?"

"Çünküü.." Jisoo gözlerini kaldırarak kızlara baktı. Reflekslerini ölçüyordu. "..bu gün kızım geliyorr."

Kızlar sevinerek gülümsemiş. Rose ağzını kocaman açtığından elleri ile ağzını tutmuş, Jennie dişlerini gösteriyordu.

Tabi bu olaylar, Jinhee'nin sesi duyuluncaya kadar kapıda kızları dinleyen Jimin olduğu bilinmeden yaşanıyordu.

"Baba, orada ne yapıyorsuuun?" Jinhee elinde oyuncak arabası ile babasına doğru koşuyordu.

Jimin ise yakalanmış olmanın verdiği utançı yaşıyordu. Habersizmiş gibi yapsa iyi olacaktı. Yere çömeldi. Kollarını açıp oğluna sarıldı, kucağına alıp kaldırdı. "Oo ne kadar ağırlaşmışız böyle. Anne seni neyle besliyor, anlat bakalım." Jimin, oğlunun göbeğini öpüyordu.

vsoo | Invitation (Davet)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin