Selamün aleyküm,
Desteklerinizi bekliyorum.
۱۲ - 21.BÖLÜMSaatler geçti hatta salondaki ayak izlerini sildikten sonra mutfağa geçtim ve kek yaptım ama hala Ceren ve Atalay çalışma odasından çıkmadılar. Umur Bey, geldi ve o da çalışma odasına girdi, onu da hala görmedim.
Şimdi ne yapıyorum?
Elimdeki kahve tepsisi ile çalışma odasının yolunu tuttum. Dürüst olmak gerekirse akşama kadar o odada ne yaptıklarını delicesine merak ettim, bundan kaynaklı kahve hazırladım.
Kapının önüne geldiğimde yavaşça kapıya terliğimin sivri ucu ile vurdum, ellerimde tepsi olduğu için elbette elim ile vuramazdım. Kapının ardından sesi gelmesi ile, "Elim dolu, kapıyı açamıyorum."diyorum ve bir süre sonra saatlerdir yüzünü göremediğim adam kapıyı açıveriyor, heyecanımı bastıramazsam da belli etmemek için kendimi oldukça kasıyorum.
Atalay, önce elimdeki tepsiye sonra da bakıveriyor, yüzündeki anlamsız ifade ile, "Bugün senin neyin var?"diye soruyor bana. İnanır mısınız, bilmiyorum ama bende bilmiyorum, bana bugün ne olduğunu.
"Elimdeki tepsiyi artık al."diyorum ve o da sanki bu emrimi beklercesine elimdeki tepsiyi alıyor, bende o elimdeki tepsiyi alırken omzunun arkasından içeriye bakıyorum. Çalışma masasının başında Umur Bey'i karşısındaki iki koltukta, arkası bana dönük olan koltukta ise Ceren'in oturduğunu görüyorum, galiba onun karşısında da Atalay oturuyordu.
"Böyle dikilecek misin?"diye soruyor bana Atalay, içimdeki garip bir istek yer ediniyor, içeriye girip onları dinleme isteği fakat bastırıveriyorum, "Atalay, ne yapıyorsunuz saatlerdir?"diye soruyorum. Atalay, "Mimarlık ile ilgili Gupse."diyor, sanki anlatsam da anlamazsın dercesine, garip bir şekilde gururum inciniyor. Ona karşı bu kadar alınmam normal mi?
"Peki, öyleyse. Ben, eve dönmek istiyorum."diyorum ama bunu neden dediğimi bilmiyorum, sanki gidiyorum ama sen, gitme de diye gitmiyorum, dercesine. Atalay, "Peki, o zaman siz hazırlanın. Ben, bırakırım sizi."diyor, itiraz etmiyorum ve ardıma dönüp Elif'in odasına doğru yürüyorum.
Gitmek istiyor muyum?
Hiç bilmiyorum, bir tarafım gitmek için sabırsız diğer bir tarafım ise gitmek istemiyor gibi. Kendimi anlamakta niye bu denli zorlanıyorum?
Elif'in odasına girdiğimde kızlarla Elif'i yan yana bilgisiyardan animasyon filmi izlerken görüyorum, "Kızlar, hazırlanın birkaç gün evde kalacağız."diyorum. Elif, gözlerimin içine bakıyor sanki gitmeyin dercesine, "Elif, sende gel bugün bizimle."diyorum.
"Bilmem ki, babam izin verebilir de ağabeyim izin verir mi, bilmiyorum."diyor Elif ama sanki izin almam için tevşik edercesine. "Birkaç güne onunla evlenmeyecek miyim, elbette izin vermek zorunda. Ben, senin yengen olacağım."diyorum, -yenge- kelimesine bastırırcasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE - TAMAMLANDI
Spiritual"Ah! Benim dağ gibi duran, dal gibi kırılan kalbim." Kalbi, annesinin gül bahçesinin içerisinde kalmış bir genç kız. Kız kardeşinin bileğindeki prangalarla mücadele eden bir genç oğlan. ● "Elimi yıkayabilir miyim?" Güldü. "Elindeki kanın yıkadığın...