Selamün aleyküm.
Uzun uzun cümleler ile sizi sıkmak istiyorum sadece desteklerinizi bekliyorum, gereksizce bir sınırlama koymak istemiyorum. Bölümü beğenip beğenmediğinizi merak ediyorum ve birilerinin okuması hoşuma gidiyor :)
Her neyse.
Allah'a emanet olun.
۹ - 9.BÖLÜM
Yıllar evvel,
Genç kız, annesi ve babasının birbirlerine sundukları sevgi dolu sözcüklere kulak verdi.
"Ellerine kına mı yaktın?" Genç kız, annesinin onaylar mırıltısını duydu.
"Mis gibi kokuyorlar, aynı senin gibi Kır papatyam."
...
Sütlü kahvenin kokusu bile eşsiz, yağmurlu bir hava da insanı garip diyarlara götürebilecek güçte, aklıma gelen anılar ile derin nefes aldım, birbirlerini bu denli seven iki insan, nasıl birbirleri ile bu şekilde ayrılırlar?
Elif'in gözlerime umut ile bakması, inancımı zeddeliyordu. Atalay ile aramda küçücük bir hissiyat bile yoktu ve şimdi, karşımdaki kıza bunu nasıl açıklayabilirim. Kollarımı birbirime bağladım ve göz ucu ile Elif'e baktım.
"Bu şekilde evlilik teklifi edilmez." Uzatmaya oynayabilirim, en azından zaman kazanabilirim.
Öyle değil mi?
"Gupse abla haklı ağabey, bu nasıl evlilik teklifi?" Atalay'ın keyifsiz homurdanmasını duyduğumda kaçan neşem, yerine geldi. Bu adamın öfkesi bana değmediği sürece, beni germiyordu hatta canının sıkılması gayet hoşuma gidiyor.
"Ne yapabilirim?" Bana karşı öfkesinin büyüdüğünün farkındayım hatta Elif, şu an odadan çıksa, kendince bunun hesabını bana soracaktı fakat Elif'ten önce bu evden çıkmayı planlıyorum.
"Gupse abla, önünde eğilse evlilik teklifi etse diyeceğim fakat yüzük yok. O zaman, sana sürpriz yaparız." Güldüm, bugünlerde gülmek gerçekten iyi geliyor.
"Sanki sürprizlikten biraz çıktı gibi." Elif, yavaşça şakaklarına vurdu,
"Aptal kafa, pot kırdım ağabey." Umur Bey'in konuşacağı sıra sözü kesildi, aşağıdan yükselen seslerle odadan çıktım, babamların hala aşağıda olabileceğini düşünüyorum, benim babam pes edecek bir adam değil.
Merdivenlerin başında kız kardeşlerimin ağladığını gördüm, küçük elleri ile yüzlerinde oluşan korku ifadesini gizlemek istercesine sakınmaları, dinmiş öfkemi ortaya çıkardı. Onlara her seferinde sabretmem, onları sevdiğim anlamına gelmiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE - TAMAMLANDI
Spiritual"Ah! Benim dağ gibi duran, dal gibi kırılan kalbim." Kalbi, annesinin gül bahçesinin içerisinde kalmış bir genç kız. Kız kardeşinin bileğindeki prangalarla mücadele eden bir genç oğlan. ● "Elimi yıkayabilir miyim?" Güldü. "Elindeki kanın yıkadığın...