Selamün aleyküm,
Bu kurgum erken bitecek gibi değil arkadaşlar fakat yaza doğru biteceğine eminim, bu kurgum bittikten sonra Zeliş isimli kurguma devam edeceğim. O kurguma hesabımdan bakabilirsiniz, heyecanlıyım :)
Desteklerinizi bekliyorum,
Sizi seviyorum.
۲۲ - 22.BÖLÜM
Günler sonra yağmur bulutları şehrimi terk etmiş, insanı terletecek bir güneş perdenin izin verdiği kadarı ile camdan içeriye yansıyordu. Atalay ile son konuşmamdan sonra bir daha karşıma çıkmamış hatta Elif'i almak için bile gelmemişti, beni dinleyeceğini ummuyordum fakat dinlemişti.
Üzerimdeki rahatsız edici gelinliğe baktım sonra ise aynadaki yansımama. "Gupse abla, çok güzel olmuşsun. "dedi, Elif. Gülümseyerek, "Teşekkür ederim, sende çok güzel olmuşsun. "dedim, utanarak bana bakmaya devam etti. Gelinliğimi hafifçe tutarak salona kadar yürüdüm, yüzümdeki rahatsız edici hafif makyajı silmemek için kendimi zor tutuyorum, çok güzeldi fakat yüzümdeki hissiyatı her zaman sevmememişimdir.
"Çok güzel olmuşsun. "diyen Müjde'ye baktım ve ona katılan Betül ile keyfim yerine gelmişti, kız kardeşlerimin gözlerindeki pırıltıları görmek bile bugünümün güzel geçmesi için bir sebep.
"Ya, öyle mi diyorsunuz? Sizde, çok güzel olmuşsunuz. "dediğim gibi gülümsediler. Betül, sarı bir elbise tercih ederken, Müjde küçük bir gelinlik tercih etmişti. "Abla, sana benzemişim değil mi? "diye soruyor bana Müjde, Betül'e nispet yaparcasına, gülüyorum. "İkinizde güzel olmuşsunuz. "diyorum. O sıra Beyhude Hanım, merdivenin başında görüyorum, gözleri üzerimdeydi, "Gupse, hadi aşağıda seni bekliyoruz."diyerek beni aşağıya davet ediyor, başımı sallıyorum.
Atalay ile dün imam nikahımızı kıymıştık, şimdi ise resmi nikahımızı kıyıyorduk, artık tamamen bu eve taşınmıştık. İki gün önce evden ayrılmıştık ve dürüst olmak gerekirse, benim için çok zordu. Büyüdüğüm ev, ne kadar kırık dökük, biraz sorunlara olsa da benim evimdi orası, belki güzel anılarım yoktu ama büyüdüğüm yerdi.
"Hadi yenge. "Elif'in sesi ile irkildim. Müjde ve Betül, Elif'in ellerini tuttular, merdivenlerden inerlerken arkalarında da ben geliyordum, üzerimdeki bakışları daha merdivenin başında hissetmiştim ve derin utanç ile ne yapacağımı bilmeksizin merdivenlere bakıyordum. Neden böyle dikkatli bakarlardı ki?
Salondan gelen alkış sesi ile ellerim terlemeye başladı ve kimseye belli etmeden, gizli gizli silmeye çalışıyorum, merdivenin sonuna geldiğimde bana elini uzatan siyah takım giymiş Atalay ile göz göze geldim, Allah'ım evlenmek ne kadar zor. Atalay'ın kulağına eğildim, "Elini tutmayayım, biraz terledi. "diyerek fısıldadım, ufak kıkırtısı kulağıma dolunca kaşlarımı çattım, o ise beni kâle almayarak elimi tuttu ve yavaşça yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE - TAMAMLANDI
Spiritualité"Ah! Benim dağ gibi duran, dal gibi kırılan kalbim." Kalbi, annesinin gül bahçesinin içerisinde kalmış bir genç kız. Kız kardeşinin bileğindeki prangalarla mücadele eden bir genç oğlan. ● "Elimi yıkayabilir miyim?" Güldü. "Elindeki kanın yıkadığın...