Selamün aleyküm,
Son bölüme de düşe kalka geldik, umarım güzel bie kurgu olmuştur.
Uzun uzun cümleler kuramıyorum :(
Heyecanlıyım, aslında. Neyse bir dahaki kurgumda görüşmek üzere, bu kurgum için son bölüm ama bizi daha birçok kurgu bekliyor :)
Bu yüzden üzülmeyin, uzatarak gereksiz entrikalar sokmak istemiyorum, sizi seviyorum.
Sizde beni sevin :p
27.BÖLÜM - SON BÖLÜM
Genç kız, gözlerinde dolanan yaşlar ile burnunu çekti. Parmakları arasında duran fotoğraf karesine baktı, gözlerinde toplanan damlalar o fotoğraf parçasına düştü.
"Gupse abla, iyi misin?" Genç kız, başını kaldırdı. Elif'in saçlarını örten siyah şalına baktı.
"İyiyim." Elif, korkarak Gupse ablasına yaklaştı ve omuzlarını sıkı sıkı tuttu.
"Neden ağlıyorsun?" Parmakları arasındaki fotoğraf karesini Elif'in avuçlarına bıraktı ve daha saatler öncesinde topladığı valizine alarak evden ayrıldı.
Otogarın önünde bekliyorum, bir elimde kız kardeşlerim, diğer elimde iki küçük valizimiz, nereye mi gidiyorum?
Bildiğim tek yere, Sakarya'ya. Aslında pek akrabamız yoktur, olsa da görüşmeyiz. Annemin eski dostu Nuran abla orada yaşıyordu, şimdi gitsem oraya kapısını açar mı, bilmem ama tek gidebileceğim yer orası, birkaç gün buralardan uzak kalsam, bana iyi gelecek gibi.
Buralardan gitmek ne kadar doğru bir karar bilmiyorum ama içimdeki sıkıntı buradan gitmeden düzelmeyecek gibi. Nefes almak bile o kadar zor ki.
Kız kardeşlerime baktığımda daha gözlerindeki çabak yere düşmeden benimle apar topar otogara gelmişlerdi, biletimi almıştım ama otobüsümün gelmesine yirmi dakika kalkmasına da kırk dakika vardı, saat epeyce erken olduğu için anca Sakarya'ya vardığımda gittiğimi fark ederlerdi ki bu benim için daha iyi.
"Abla, nereye gidiyoruz?"diye sordu, Müjde hoş sesi ile, gülümsedim.
"Ziyarete gidiyoruz, bir ablayı görmeye canım."diyorum, o an Betül'ün yüzü düşüyor çünkü anlıyor.
"Bir daha gelmeyecek miyiz buraya?"diye soruyor, Betül. Başımı olumsuzca sallıyorum, "Elbette geleceğiz, burası bizim evimiz."diyorum, gülümsüyor ama yüzündeki gülümseme öyle sahteydi ki, kız kardeşlerime bunu yaptığım için içimdeki pişmanlık rüzgarın aheste aheste esmesine sebep olmuştu.
"Geleceğiz, üzmeyin kendinizi. Sadece biraz buralardan uzaklaşmamız lazım."diyorum, ikna edici ses tonum ile. "Tamam abla, erken gelelim ama."diyor, Müjde. Başımı sallıyorum, "Umarım."diyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE - TAMAMLANDI
Spiritüel"Ah! Benim dağ gibi duran, dal gibi kırılan kalbim." Kalbi, annesinin gül bahçesinin içerisinde kalmış bir genç kız. Kız kardeşinin bileğindeki prangalarla mücadele eden bir genç oğlan. ● "Elimi yıkayabilir miyim?" Güldü. "Elindeki kanın yıkadığın...