Selamün aleyküm,
Oldukça geciktim, farkındayım. Size, gecikeceğimi zaten söylemiştim :)
Umarım, güzel bir bölüm olmuştur.
Desteklerinizi bekliyorum.
Yukarıya Özdemir Asaf'tan zarif bir şiir bırakıyorum, ruhunuzu dinlendierecek nitelikte.
۱۴ - 14.BÖLÜM
Üstümdeki ağırlık beni terletecek türdendi, üzerimdeki yorganı hafifçe kız kardeşlerimi üzerine atarak yataktan yavaşça ayaklandım. Bizim evde üşüdüğümüz için yorgana sarılırdık, buradaki sıcaklıktan ötürü yorgandan kaçıyorsunuz.
Elif ile kızları uyandırmamaya dikkat ederek koltuğun köşesine bıraktığım siyah feracemi aldım, üzerimdeki pijamaların üstüne geçirdim. Tüldeki Elif'in bana verdiği siyah tülbenti başıma bağladım, dilim damağım kurumuştu. Akşam, Elif'in halasından o kadar gerilmiştim ki su hiç içmemiştim.
Yavaşça kapıyı açtım, küçük gece lambasından gördüğüm kadarı ile mutfağı aramaya koyuldum. Salona girdiğim sıra bahçenin büyük camlı kapısından Atalay'ı gördüm, küçük koltukta elinde bir kitap ile oturuyordu. Su içmeyi erteleyerek Atalay'a yaklaştım, neredeyse sabah ezanına iki saat vardı ve hiç uyumamış gibi bir havası var. Cam kapının koluna baktığımda her ne kadar yavaşça açmayı denesemde kocaman bir kapı olduğu için yine de ses çıkmıştı.
Kapının sesinden kaynaklı omuzunun üzerinden bana baktı, şaşırmış gibi gözüküyor, "Daha sabah olmadı, Gupse." Güldüm, söylemese anlamayacaktım sanki?
"Farkındayım, su içmek için kalktım." Elindeki kitabın yazarını göremesem de şiir kitabına benziyordu, yanındaki boşluğa oturdum, "Mutfak, beni yanım değil." Umursamazca gülümsedim, uykusuzluktan dolayı oldukça agresifti.
"Biliyorum, fakat mutfağın nerede olduğunu bilmediğim için, kendimi bir an salonda buldum. Seni görünce de gecenin bu saatinde bahçede ne yaptığını merak ettim." Aslında, Atalay'a kendimi açıklamazdım, fakat beni yanlış anlamasını istemedim.
"Gördüğün üzere kitap okuyorum." Beni terslemesi ile içimde yavaş yavaş öfke tohumları dikilmeye başladı.
"Tavrın, ben seni uyutmamışım gibi. Benimle düzgün konuşur musun?" Gözlerini devirdiğini hissediyorum, bu adam ne uykuluyken çekiliyor ne de uykusuzken.
"Gupse, saatlerdir çalışıyorum, kafam dopdolu. Biraz dinlenmek için kitap okuyorum, sürekli konuşuyorsun, başım ağrıyor." Başımı salladım, baş ağrısını biliyorum. "Şiir mi okuyorsun?" Atalay, başını onaylarcasına salladı.
"Hangi şair?" Kitaba bakarken yüzünde bir tebessüm yer edindi, "Özdemir Asaf, çok sevdiğim bir şairdir." Gülümsedim, Atalay'ın şiir okuduğunu düşünmüyordum, şaşırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE - TAMAMLANDI
Spiritual"Ah! Benim dağ gibi duran, dal gibi kırılan kalbim." Kalbi, annesinin gül bahçesinin içerisinde kalmış bir genç kız. Kız kardeşinin bileğindeki prangalarla mücadele eden bir genç oğlan. ● "Elimi yıkayabilir miyim?" Güldü. "Elindeki kanın yıkadığın...