Selamün aleyküm,
Desteklerinizi bekliyorum.
۲۴ - 24.BÖLÜMGökyüzü kararmıştı, saati tam olarak bilmiyorum. En son akşam yemeğimi yemiştim, sonra ise kız kardeşlerim ile odaya kapanmıştım. Atalay'ı görmemiştim, böyle görmezden gelir gibi değil, gerçekten akşam yemeğine gelmemişti.
Şu an ne yapıyorum? Sabah, kovduğum adamı gözlüyorum, çünkü biliyorum. Ben, annemin hastalığına yakalanmıştım, sonum onun gibi mi olurdu, bilmiyorum ama zamanla onun gibi olacağımı biliyorum, olmadan da elimi eteğimi çekiyorum adamdan.
Çünkü... iki tane kız kardeşim var, annesizliği yük bilmiş, iki küçük kız. Babalığı sadece kelime bilmiş, iki kız, onları bırakmak gönlümdeki ağırlaşmış yükümün altında beni ezer.
"Abla, uyumuyor musun?"diye soruyor, Betül. Gülümsüyorum, "Uyuyacağım az sonra, sen uyu hadi."diyorum, başını sallıyor ve zar zor açık tuttuğu gözlerini tekrar yumarak uykusuna devam ediyor.
Kaç saat daha bekledim, bilmiyorum ama onu gördüm. Eve doğru gelen, uzun cüssesini ve o cüssesine sarılmış kalın kabanını da. Hafifçe yağan kar ile eşsiz görüntüsüne dalmamak için hızla ayaklandım ve odadan çıktım, hızlı adımlarla o gelmeden girmediğim odaya girdim.
Üzerimdekileri hızla çıkartıp uzun pijamalarımı giydim ve tülbentimi takarak yatağın içerisine girdim, başımı kapıya dönerek gelmeyen uykumu beklemeye başladım. Aslında beklediğim Atalay mıydı yoksa uykum muydu, orası muamma.
Beklediğim gibi kapı yavaşça açıldı, sessiz adımları ile içeriye girdi, ardından kapıyı kapattı. Hayatımda birkaç kez uyuyor numarası yapmıştım, o işlerde iyi miyim, hiç bilmiyorum. Atalay'ın birkaç homurtusunu duysam da pek anladığım söylenemezdi, söylediklerini. Uzun süre kulak verdim fakat kelimelerden bir anlam çıkaramadım.
"Gupse,"diye bana seslendiğini duydum fakat ona dönmedim, çünkü onunla yüzleşmek gibi bir düşüncem yoktu, hazırlıklı değilim söyleyeceklerine. "Bir kez baksan gözlerime,"diyerek devam ettiğinde kalbimde oluşan küçük kıpırtalara kulak vermemesi için elimden geleni yaptım, hiç açmadım gözlerimi mesela.
"Anlarsın seni nasıl sevdiğimi."dedi, sonra hiç konuşmadı ya da uyudu, bilmiyorum. Onu ilk duyduğumda sarhoş sandım fakat konuştukça dilinin dolanmadığını fark ettim, yani söylediklerinin sebebi bir şişe içki değildi, gönlüydü.
...
Bir odada kapana kısılmış gibiydik, en azından ben öyle hissediyorum. Sabah namazımı kıldığım gibi kendimi odadanın dışına atmış, derin bir nefes alarak kızların odasına uzun uzun baktım, birkaç sabahtır Elif'i sabah o odadan çıkarken görüyorum ve onun beni görmesini göze alarak oraya gidemezdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE - TAMAMLANDI
Espiritual"Ah! Benim dağ gibi duran, dal gibi kırılan kalbim." Kalbi, annesinin gül bahçesinin içerisinde kalmış bir genç kız. Kız kardeşinin bileğindeki prangalarla mücadele eden bir genç oğlan. ● "Elimi yıkayabilir miyim?" Güldü. "Elindeki kanın yıkadığın...