El ele havaalanına girdiğimizde hala yıldızların üzerinde gibiydim. Dün geceden görüntüler zihnimde başa sarıp sarıp oynarken garip bir şekilde utanmıyordum. İçimde tarif edemeyeceğim, daha önce hissetmediğim bir duygu peydahlanmıştı. Ait olma duygusuyla eş olma hissiyatının arasında tatlı bir bölgedeydim.
''Bebeğim bana böyle tatlı tatlı bakman ne kadar hoşuma gitse de şimdi ayrılmamız gerekiyor.''
Anthony'nin sözleriyle kendime geldiğimde gözlerimi kırpıştırdım. Yabancı uyruklu olduğu için iç hatlar bile olsa kimlik kontrolüne girmesi gerekiyordu. Bir şey demeden kafamı salladığımda yavaşça elini bıraktım ve el bavullarımızı alarak Anthony'i beklemeye koyuldum.
Koca adamımım kısa bir süre sonra yanıma geldiğinde bir elini belime attı ve beni kendine çekip şakağıma minik bir öpücük kondurdu.
''Yorgun duruyorsun.''
''Neden acaba..'' Mırıldanarak yanıtladığımda utanma hissi yeni yeni kendini belli ediyordu.
''Hazırlık maçında bu kadar yorulman iyiye işaret değil Eyluül. Asıl maç için kondisyonun çok daha yüksek olmalı. Ama merak etme, neyse ki bu işten anlayan bir koçun var. Senin için esas maça kadar güzel bir antreman programı hazırladım.''
Anthony serseri gülümsemesiyle konuştuğunda gözlerim edepsizliğine kocaman açılırken hafif yan döndüm ve kolunu cimcirdim.
''Bu işten anlayanmış, bir de söylüyor.''
Hoşnutsuzca mırıldandığımda her ne kadar bu gerçeği düşünüp kendimi kurmak istemesem de Anthony'nin ilişki geçmişinin tarzını biliyordum. Normalde kıskanç bir insan değildim ama bunları düşünmek yine de sinirimi bozuyordu ve Anthony de boşboğazlılığıyla bana pek yardımcı olmuyordu. Suratım düştüğünden olsa gerek Anthony'nin hafif panik sesini duymamla düşüncelerimden sıyrılırken gözlerimi bakışlarımdaki hoşnutsuzluğu saklamadan ona çevirdim.
''Eyluül'umm.. Tuürk lokumum..''
Anthony toparlamak için Türkçe konuştuğunda aksanı her ne kadar tatlı olsa da ketumluğumdan vazgeçmedim.
''Asma suratını lütfen. Bu koca adamın koca kalbi sadece senin için çarpıyor.''
Anthony türlü yalakalıklarına devam ettiğinde daha fazla dayanamadım ve gülümsedim. Geçmişi eşmemin bir manası yoktu. Hayatlarımız, kültürümüz, yetiştiriliş tarzımız çok farklıydı ve onu bunun için eleştirmek anlamsızdı. Sadece anlık gelen kıskançlık hissimi engelleyememiştim, o kadar.
''Hadi uçağın kalkacağı kapıya doğru yürüyelim.'' Gülümseyerek hızlı hızlı konuştuğumda ona kızgın olmadığımı anlaması için konuyu hemen kapatmayı seçtim. Anthony de hemen ayak uydurduğunda şebekliğinden hiçbir şey kaybetmeden konuşmaya başladı.
''Hay hay hanımefendi. Verin bavulunuzu taşıyayım.'' Elimdeki bavula uzanıp kendi bavuluyla beraber çekmeye başladığında arkamızdan duyduğumuz sesle duraksadık.
''Ant.. Hey!! Bizi bekleyin.''
Emily'nin sesini duyduğumda duraksayıp arkamızı döndüğümüzde o da bize birkaç adımda yetişti. Arkasından minik bir bavul çekmekte olan Hakan da göründüğünde ister istemez suratım yine düşmüştü. Ne yapıp edip kendini bu olaya da dahil ettirmeyi başarmış, Anthony ve Emily'nin ''eski aile dostu'' ve benim de komşum sıfatıyla gelmesinin iyi olacağını söyleyip bir bakıma kendini davet ettirmişti.
''Gereksiz herif.'' Anthony de Hakan'ı görmesiyle homurdanırken ilk defa ona kızmayıp bir şey dememeyi tercih ettim. Burcu'ya yaptıklarından dolayı ona hala oldukça kızgındım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sağa Kaydır 🏀
Ficción GeneralPsikoloji okuyan Eylül'ün hayatındaki her şey sıradandı ta ki arkadaş zoruyla indirdiği Tinder'da ünlü bir basketbolcuyla eşleşene kadar... Biraz eğlenmek istiyorsan buyur içeriye :) Yayımlanma tarihi: 17.02.2020 Romantizm #2 Genel Kurgu #5 Genç Ku...