Bölüm 22

51.6K 2.5K 529
                                    

Previously on Sağa Kaydır

''Atış serbest..Savaşa hazırım..Ama önce bana her ne içirdiysen bir tane daha söyleyelim..''

Kollarımı bağlayarak Anthony'e yarı kızgın yarı hırslı bir bakış attıktan sonra gözlerimi garson görmek için etrafa süzerken bir yandan da aklımda konuşacağım şeylerin listesini yapıyordum.

Gün etekteki taşları dökme günüydü..

***

Önümüze koyulan ikinci demlik ile gözlerimi kısarak bakışlarımı Anthony'nin üzerine diktim. Karşımdaki adamın geçmişini şimdiye kadar hiç deşmemiş olmam hiçbir zaman deşmeyeceğim anlamına gelmiyordu. Tony meselesi ve şu meşhur kız arkadaş Rosa aklıma ilk gelenlenlerdi.

''Evet Türk kızı..Nereden başlayalım?'' Çayından bir yudum alıp keyiflice arkasına yaslanırken sorduğu soruyla hafifçe gülümsedim. Acaba konuşma sonunda da bu kadar keyifli kalabilecek miydi merak ediyordum.

''Şu Tony meselesi..Sana öyle denmesinden pek hoşlanmadığını biliyorum..Şu ana kadar bir kişiy..''

''Rosa.'' Sözümün bitmesine izin vermeden rahatça araya girmesiyle istemsizce tek kaşımı sorgularcasına kaldırdım.

''Bana Tony diyen tek kişi Rosa'ydı. Eski kız arkadaşım.'' Tepkimi ölçmek istercesine doğrudan gözlerimin içine bakarken yalandan bir öksürükle boğazımı temizledim ve önümde duran çayımdan bir yudum aldım. (Rosa was the only person who used to call me Tony. My ex girlfriend.)

''Anladım.. Onu hatırlattığı için mi sana Tony denilmesinden hoşlanmıyorsun?'' Sorunun cevabından korksam da sormazsam kendi kendimi yiyip bitireceğimi biliyordum. Hoş, evet onu hatırlattığından dese yine aynısı olacaktı ama sormuştum işte. (I see.. Is she the reason you do not like that people calling you Tony? Because it reminds you her?)

Söylediklerimle bakışlarını yüzümden çekip boğaza döndürmesiyle kalbimin ufaktan sıkışmıştı bile.

''Pek sayılmaz..'' (Not really..) Kısa bir es verdikten sonra bakışlarını tekrardan yüzüme çevirerek sözlerine devam etti.

''Daha çok hayatımın tatsız bir dönemini hatırlatıyor..'' (It is more like reminding me a bad phase of my life)

Dedikleriyle muhtemelen kulaklarını dikmiş meraklı bir kediye benzeyen ifademle yüzüne kitlendim.

''Bahsetmek istersen..Dinlerim. Ama zorunda değilsin tabi'' (You know..I listen if you would like to talk about it but of course you do not have to..)

Üzerine çok gitmemek için sonlara doğru panikle konuşurken suratımın aldığı ifade hoşuna gitmiş olacak ki o çekici gülümsemesini bana sunmuştu.

''Sakin olur musun lütfen..Ah Eyluül, hala benle tam olarak rahat konuşmuyorsun.Bak..'' Sözlerine saliselik bir ara verirken masanın üzerinden  kocaman elleriyle ellerime uzanıp kavradı ve gözlerimin içine bakarak sözlerine devam etti.

''Sen benim için herhangi birisi değilsin. Tamam mı?'' Kendimi istemsizce onu onaylarken bulduğumda gülümseyip konuşmaya başladı.

''Tam da bu sebepten böyle şeyler konuşurken çekinmeni istemiyorum..Birbirimizi tanımak istiyoruz, rahat ol..Sonuçta ben de böyle şeyler sorabilmeliyim değil mi?'' Ellerimi hala tutarken göz kırpmasıyla kendimden geçecek gibi olsam da sonlardaki muzur halleri gözümden kaçmamıştı. Konunun dağılmasını engellemek adına avcunun içine minik bir cimdik attım ve biraz da cilveli konuşmaya başladım.

''O zaman detayları dinliyorum bay Lamar.'' Ani mod değişimime gülerek ellerimi bıraktığında böyle iyiydik demek istesem de çaktırmadım ve meraklı gözlerimi  suratına diktim.

Sağa Kaydır 🏀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin