Previously on Sağa Kaydır
''An..Annem?!''
***
Şok içinde Anthony'e bakarken istemsizce Türkçe konuştuğumun farkında değildim.
''An..nem gelmiş. Yandım.''
''Eyluül, ne dediğini tam anlayamıyorum. Kapıdaki annen mi?'' ( I can not fully understand what you are saying but is that your mum banging the door?)
Anthony'nin şaşkın bakışlarıyla söyledikleriyle Türkçe konuştuğumun farkına vardım. Anthony'nin neler olduğunu nasıl çözdüğünü ise sonra öğrenecektim.
Kafamı hızla onaylarcasına sallayıp iki büyük adımla yanına geldim ve panikle konuşmaya başladım.
''Hemen odama git. Dolabıma gireceksin. Ay yok yok oraya sığmazsın kocamansın sen.'' Bir yandan da kollarını tutmuş gözümle ölçersine Anthony'i şöyle tepeden tırnağa bir süzmüştüm.
''Vazgeçtim. Yatağımın al..'' Panik içerisindeki konuşmam Anthony'nin ellerini beni durdurmak istercesine omuzlarıma koymasıyla son buldu.
''Eyluül..Sadece kapıyı açmaya ne dersin? Çıplak filan değiliz, neden bu kadar paniklediğini tam anlayabilmiş değilim. Unutma biz arkadaşız.'' dedi gülmemek için kendini zor tutarken. (Eyluüll, what about just opening the door? I do not understand why you are panicking so much, it is not like we are naked or something. Remember, we are friends.)
Onun için konuşması kolaydı tabi. Annemi tanımıyordu. Annemin Anthony'nin sadece arkadaşım olduğuna inanma olasılığı eksilerdeydi..Ama yapacak hiçbir şeyim an itibariyle yoktu. Bu esnada kapının bir kez daha çalışıyla el mahkum kapıya yöneldim.
''Git içeri sen de o zaman, kahve filan yap arkadaşım.'' Hızlı ve hırslı bir şekilde konuşurken içimden bildiğim tüm duaları okumaya başladım. Anthony ise gülerek mutfağa doğru yönelmişti.
''Hadi Bismillah'' ve kapıyı açmamla Gül sultan tüm endamıyla evimin antresinde göründü..
''Annelerin gülü..Neden haber vermedin, alırdım seni havaalanından.'' olabildiğince sevimli boynuna sarılırken bu numaraları yemeyeceğini biliyordum. Bu hafta aramadığımdan tripli olmalıydı, bir de içerideki bombadan henüz haberi yoktu.
Annem asabi bir şekilde ellerimi boynundan çekerken konuşmaya başladı.
''Çekil şurdan kız. Hayırsız..Hep ben arıyorum seni, bir kere aramadın bu hafta. Hiç demiyorsun bir hafta sonu geleyim. Ahh ahh..'' Annem söylenerek ayakkabılarını çıkarırken, içeride onu bekleyen sürprizden habersizdi.
''Annecim hiç öyle şey olur mu? Bahar tatilim 2 haftayaydı o hafta gelecektim zaten, sürpriz yapacaktım size. Bozdun ama şimdi sen.'' Planlarımdan benim bile şimdi haberim olurken, son dakika sallamalarında ve yüzsüzlükte üstüme yoktu.
''Annecim bir de şey..'' Annem ayakkabılarını çıkarmış bakışlarını salona yöneltmişken geç kaldığımın farkındaydım. Amerikan mutfağın arkasındaki hiçbir şey olmamış gibi kahve yapan bir devi görmemesi mümkün değildi ve görmüştü de..
''Eylül, tövbestağfurullah. Kız bu kim?'' Annem biraz şaşkın biraz da dehşet içinde sorusunu sorarken Anthony'de kendisinden konuşulduğunu hissetmiş gibi bakışlarını bize çevirmiş ve yüzüne kocaman bir gülümseme koyup yanımıza yönelmişti. Rahatlığı beni benden alsa da pek şaşırmamıştım. Burcu'nun da dediği gibi, bu Amerikalı'lar biraz gevşekti..
''Annecim şöyle otursana, tam tanıştıracaktım ben de. Arkadaşıma mantı yapmıştım da bugün.''
''Eylül, kız Eylül, ne haltlar karıştırıyorsun sen? Kız sen daha götündeki boku silemezken ben ev siliyodum ev, arkadaşmış, ne arkadaşı. Hayatında kaç kez mantı yaptın sen?'' Annem bana fısıldayarak bağırırken Anthony de yanımıza gelmişti. Dışarı karşı nasıl durduğunu her zaman çok önemseyen annem güya bana kızgınlığını göstermemek için fısıldıyordu. Artık resmen karşılıklı dikildiklerinde araya girmem gerektiğinin farkındaydım zira ne annem İngilizce biliyordu ne de Anthony Türkçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sağa Kaydır 🏀
Ficção GeralPsikoloji okuyan Eylül'ün hayatındaki her şey sıradandı ta ki arkadaş zoruyla indirdiği Tinder'da ünlü bir basketbolcuyla eşleşene kadar... Biraz eğlenmek istiyorsan buyur içeriye :) Yayımlanma tarihi: 17.02.2020 Romantizm #2 Genel Kurgu #5 Genç Ku...