Bölüm 28

42.6K 2.2K 682
                                    

Konsantre olamıyordum. Sinirim her şeyin önüne geçmiş, her maç öncesi akşamı yaptığım şeylerin hiçbirini yapmıyor, zihnimi odaklanmam gereken şeylere odaklayamıyordum. Yatağımda uzanmış düşünürken yarınki maç umrumda değildi. Tüm hayatım olan basketbolu düşünemiyordum ve bu hiç sağlıklı değildi. Yeni tanıdığım bir Türk kızının aklımın her köşesini işgal etmesi hiç sağlıklı değildi.

''Allah kahretsin.'' Sinirle yorganıma bir tekme savurduktan sonra doğruldum ve dirseklerimi dizlerime yaslayarak kafamı ellerimin arasına aldım.

''Tanrım bana yardım et.'' Bir katolik olarak yetiştirilsem de hiçbir zaman çok dindar olmamıştım. Yaratıcının varlığına inanıyordum ama pratikte tüm kurallara uyduğum pek söylenemezdi. Şu dakikalar da yukarıdakiyle iletişim halinde olduğum nadir anlardandı.

''Kafamı toparlamama yardım et. Türk kızını aklımdan çıkart.'' Nadir ettiğim duamda bile Eyluül'ün olması beni iyice sinirlendirirken oturduğum yerden kalkıp banyoya yöneldim. Suratıma su çarptıktan sonra aynadaki yansımama şöyle bir baktım.

 Suratıma su çarptıktan sonra aynadaki yansımama şöyle bir baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Kendine gel Anthony. Sadece hoşlandığın, senle olmak isteyip istemeyeceğine emin bile olmadığın bir kız için tüm dikkatini dağıtma.'' Soğuk suyu yeniden açıp suratıma bir kez daha su vurduktan sonra kurulanmadan suyun sakallarımın arasından gövdeme damlamasına izin verdim. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattığımda ilk beliren görüntünün Eyluül ve o herifin dibdibe yokuş aşağı inerkenki halleri olması sinirimi iyice bozarken elimin tersiyle lavabonun üzerinde duran traş köpüğüme vurdum ve metal kutunun ses çıkararak yuvarlanmasını gözlerimle takip ettim.

''Bu iyi değil Anthony.. İyi değil..Rosa'da yaşadığın şeylerin aynısını yaşamak istemiyorsan kendine hakim olmalısın.'' Saat gece 12'yi gösterirken çoktan uyumuş olmam gerekirken ben burda beni düşünüp düşünmediğinden emin bile olmadığım bir kızı düşünüyordum. Yatağıma tekrar uzanırken bir kolumu başımın altına aldım ve tavana doğru bakmaya başladım. Belki de hislerimle yüzleşmek şu an bana iyi gelecek olan şeydi.

''Siktiğimin Carlos'u..'' Arkadaşıma bir küfür savururken her şeyin onun telefonuma benden habersiz Tinder kurmasıyla başladığının farkındaydım. Tinder olmasaydı bu gece muhtemelen bunları düşünüyor olmayacaktım.

''Kendini kandırma Anthony.. Konuşmak zorunda değildin..'' Ama dayanamamış ve ilk etapta bana farklı gelen bu kızla konuşma içgüdüme yenilmiştim. Konuştukça daha da çekilmiş kendimi bir anda kızın evine giderken bulmuştum. O günü hatırlamamla istemsizce gülümserken derin bir nefes aldım. Onu gördüğüm ilk anda tüm cadalozluğu ve aynı zamanda çekingenliğiyle karşımda dururken benim tüm düşünebildiğim ne kadar tatlı olduğuydu. Muhabbeti, gülümsemesi beni kendine çekerken o tüm bunlardan habersiz en iyi bildiği şeyi yapmaya devam etmiş, doğal davranıp tüm farklılığıyla beni kendine bağlamıştı. Hislerimden korktuğum, kendimi kaptırmak istemediğim her anda o benden daha çekingen davranarak dikkatimi dağıtıp beni peşinden resmen koşturmuştu. İşin güzelliği de zaten burada değil miydi? O beni bir şeylere zorlamamış, ilişki istememişti. Sadece belki de benim gibi içgüdülerine yenilip mesajlarıma karşılık vermiş ve kendini hayatımın içinde buluvermişti. İlk başlarda sadece flörtleşip iyi zaman geçirmeyi düşünürken onun benden hiçbir talebinin olmaması, beni değiştirmeye çalışmaması son yaşadığım kötü deneyimden sonra ruhuma iyi gelmiş ve kendimi sürekli onun etrafında dönerken bulmuştum. O ise bu süreçte bana kendini anlatarak hep bir şeylerin zorluğundan bahsetmiş bense bunların küçük detaylar olduğunu her seferinde ona hatırlatır olmuştum. Çünkü bana göre iki insan beraber olmak istiyorsa aşılmayacak zorluk yoktu.

Sağa Kaydır 🏀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin