Kollarını omzumdan alıp yatağa koydum.
İşaret parmağımı ona doğrultup sitemle uyardım.
"Mor çarşaflarımı kan lekesi yaparsan seni gebertirim ona göre."
Genç adam dalga geçer gibi güldü.
"Heh bir sen gebertmemiştin tam oldu! Madem bir yeri lekelememi istemiyorsun, o zaman niye beni evine getirdin?"
Küçük banyo dolabımı açıp havluların yanına koyduğum ilk yardım çantasını çıkardım."Pişman ettirmeye mi çalışıyorsun? Sana iyilik yapıyorum, bilmiyorsundur belki bu bir iyiliktir!"
Banyodan çıkıp solda ki yatak odasına geçtim.
Baş ucuna oturup çantanın fermuarını açtım.
"Sence de bir yaralıya göre fazla konuşmuyor musun?"
Ceketini pek de nazik olmayacak şekilde omzundan indirmeye çalıştım.
"Az sus."
"Dur!"
Ellerimi birden çektim.
"Eğer ikimizide öldürmek istemiyorsan nazik ve sakin ol. Olabildiğince yavaş ol."
Anlam veremedim, kaşlarımı çattım. Dediği gibi olabildiğine yavaş soymaya çalışıyordum.
En son olarak balıkçı kazağını çıkartıcakken elimi tutarak beni durdurdu.
"Ne oldu gene?" Dedim bıkkınca.
"Gerisini ben hallederim."
"Emin misin?"
"Odadan çıkarmısın?"Öfkeyle kalkıp kapıyı sertçe kapattım.
'Havalara bak, kendi evi sanki. Ben niye ona yardım ettim ki.'
Kapıya dönüp çemkirdim.
"Kendini beyenmiş salak."
"Seni duyabiliyorum!"
Sesle irkildim.
İçimden 'Ya sabır' dileyerek dış kapının yanında ki oturma odasına geçtim. Ahşap, çiçek desenli üçlü koltuğuma oturdum. Salonum ananelerimizin, bahanelerimizin oturma koltukları vardırya meşhur? İşte benim salonumda öyleydi. Televizyonumun üstünde bile dantel asılıydı.
-
Bir süredir içeriden ses gelmemişti. İşgillenerek yatak odasının kapısına gittim. Yaptığım şey tecavüzemi, sapıklığa mı giriyor bilmiyorum ama kapıyı yavaşça araladım. Genç adamın üstü çıplaktı. Kasları muazzamdı, gözlerim gittikçe aşağı inerken bir yerde sabit kaldı.
Belinde koca bir metal parçası vardı ve üstünde sayılar vardı, sayılar gittikçe bir alt sayıya düşüyordu.Gözüm tekrardan genç adamın yüzüne gittiğinde göz göze geldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BOMBASI
Teen Fiction"Ama güçlü bir öpücük dar bir sokağın adını her zaman değiştirebilir." Gündüz'e doğru baktım. Gözleri her zamankin den Derin bakıyordu. Zümrüt yeşili gözleri karanlık dar sokakta yok olmuştu. Elleri, ayakları kısacası vücudunun her yeri titriyordu...