O da, salondaki üçlü koltuğun çaprazında, televizyonun da yanında kalan tekli koltuğa oturmuştu.
"Şimdi, bu belinde ki şey bir bomba. Dış etken deydiğinde otomatik patlatıyor?"
Kafasıyla onayladığında beynime kan sıçradı.
"Çık git evimden."
"Ne?""Çık git diyorum! Havayamı uçuracaksın bizi?!!"
Yanına yaklaşıp kolunu tuttum.
"Yahu süresi üç yüz atmış saat!"
"Ne fark eder? Elinle sonunda patlayacak?"
Bıkkınca ofladı.
"Tamam..gidicem ama bir şartla?"
"Neymiş o bir şartın?"
"Bu geceyi burada geçiricem yarın erkenden de gidicem."
"Kalkar kalkmaz gideceksin ama bak?"
Kafasını sallayıp ellerini birleştirerek yalvarıyor taklidi yaptı.
Kafamı 'tamam' anlamında salladım.Ellerini çırparak koltukta toparlandı.
-Onu yatağa yatırıp bende yatağımın yanında ki ahşap çalışma masama oturup yazdığım kitaba devam etmek için kalemi elime aldım.
Kitabı öyle bir karmaşık yerde bırakmışım ki devam ettirmek için bütün hayal gücümü zorlamalıydım.
-
Bimiyordum kaç tane sayfa yırttığımı.
"Olmuyor, olmuyor." Hikayeyi bir türlü devam ettirememiştim.
Birden sandalyeden kalkıp salona geçtim. Kumandayı elime alıp izlediğim 'Toradora' anime dizisine devam ettim. Uykum gelmiyordu, başım da feci ağrıyordu.
'O adam kimdi? Kimlerdendi? O bomba saçmalığı neydi? Belkide bir sapık yada dolandırıcı?'Aklımda sorular dolaşırken birden cüzdanından kimliğine bakmak aklıma geldi.
Yavaşça ayağa kalkarak tekrar yatak odasına gittim. Parmak uçlarımda yürüyerek onun yattığı taraftaki fiskosun üstünde ki cüzdanı alıp içinden kimliğini aldım.
Adı- Gündüz
Soy adı- Altınbaş
Demek senin adın Gündüz Altınbaş..
Tanıştığımıza memnun oldum Gündüz.._
Yavaşça gözlerimi açtım ama açtığım gibide geri kapattım. 'Lanet olası gündüz güneşi' diye mırıldandım.
Doğrularak esnedim. Koltukta uyuya kalmıştım.
Ama bu sefer belim tutulmamıştı.Anane koltukları..;)
Dağınık saçımla banyoya giderken durdum. Mutfak önlüğünü takmış bir şeyler yapan Gündüz'ü gördüm. Adımlarımın yönünü değiştirerek mutfağa yöneldim.
"Napıyorsun sen?" Dedim uykulu sesle,
"Kahvaltı hazırlıyorum."
Gözlerimi açmaya çalışıyordum, hala uyku serseminde olduğum için umursamadan tuvalete girdim.Sifona basıp tuvaletten çıkınca burnuma pastırmalı yumurta kokusu geldi.
"Cidden mi?"
Sırıtarak mutfağa gittim.
"Rüya mı görüyorum ben?"
Mutfağın duvar kısmında ki masa da öyle bir şölen vardı kiii.."Mutfağın tam Babanemin mutfağına benziyor, her şey ahşap."
Onu duymazlıktan gelip sandalye ye oturdum.
"Dün uyurken başına ne düştü?"
"Sadece dün ki iyiliğin bedelini ödüyorum."
"Beni tanımadığın ne kadar aşikar. Benim iyiliklerim karşılıksızdır Gündüz bey."
Ekmeğiyle tavadan sıyırdığı yumurtayı tam ağzına atıcakken durdu."Sen adımı nerden biliyorsun? Daha önce söylediğimi hatırlamıyorum?"
Sessiz kalarak çayımdan yudumladım.
"Kimliğime bakmadın dimi?"
Ağzımda ki nimet birden boğazıma kaçtı.
Gündüz eliyle sırtıma vurmaya başladı.
"Yavaş ye, hiç görmemişler gibi yeme."
"Hiç görmedim ki."
Dalga geçerek yemeğe devam ettim.
"Annem falan hiç hazırlamadı mı?"
"Benim annem yok."
"Baban?"
"Seni hiç alakadar etmez."
_______________________________*DUVAR KENARINDA OLDUĞUNU, DAHA SADE VE SANDALYELERİN DEMİRDEN OLDUĞUNU HAYAL EDİN🤍*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BOMBASI
Teen Fiction"Ama güçlü bir öpücük dar bir sokağın adını her zaman değiştirebilir." Gündüz'e doğru baktım. Gözleri her zamankin den Derin bakıyordu. Zümrüt yeşili gözleri karanlık dar sokakta yok olmuştu. Elleri, ayakları kısacası vücudunun her yeri titriyordu...