21.BÖLÜM|CLUB

48 25 48
                                    

Telefonumu açtıktandan sonra sürekli telefonuma baksamda başka bir mesaj gelmemişti. Üstelik mesajımı görmemişti bile.

"Of sıkıldım! Vallahi daraldım!"
Ceren'in birden bağırması beni bir an korkuttu.

"Kalk hadi gidiyoruz."
Elini sallayarak beni kaldırdı.
"Nereye?"

"Kızım barlar yada clublar sadece çalışmak için yok."

"Ceren saat geç oldu gitmeyelim."
Ceren, nefesini dışarı bırakıp gözlerini devirdi.

"Işık, bak bu böyle olmaz. Seninde kafayı dağıtman lazım. Sende bir gençsin unutma, sürekli çalışmazsın, hapis hayatı yaşıyormuş gibi yaşanmaz."

Haklımıydı? Tabi ki haklıydı salak!
Kafamı onu onaylarcasına salladığımda şaşırdı. Bu kadar kolay pes edeceğimi tahmin etmemişti.

Ceren yatak odamdaki büyük ahşap dolabı açıp karıştırmaya başladı. Bir an kendini o kadar çok kaptırmıştı ki dolabın içine gömülmüş kıyafetlerin içinde kaybolmuştu.

"Ya bir genç kızın dolabında hiç mi şöyle adam akıllı bir elbise falan olmaz ya?"
Söylene söylene dolaptan çıktığında, bu sefer getirdiği bavula yöneldi.

Bavulu hızlıca yatağa koyup içini açtığında siyah, uzun ve seten bir elbise çıkartıp bana doğru fırlattı.
"Giy şunuda az bir şeye benze."
-
(Gece 21:50)

"Ceren yürü geri dönelim."
Ceren hızla kolumu tutup beni durduğunda tekrar büyük ışıltılı binaya baktım. Korkutucuydu, bana ait değildi. Evet biliyorum bende bir barmendim ama oraya gidiş amacım farklıydı. Şimdi ise daha çok farklı.

Ceren beni kapıya doğru sürüklediğinde iki iri yarı adamlarla karşılaştık.
Clubın kapı görevlileri bizi iyice süzdükten sonra kapıdan girmemize izin verdiler.

Çokta uzun sayılmayacak sarı ve pembe ışıklarla süslenmiş koridordan geçtikten sonra asıl bölüme geldiğimizde boğuk çıkan yüksek tempolu çalan şarkı şimdi daha net kulaklarımı çınlatmaya başladı.

İnsanlar tanımadıkları insanların üzerinde sürünüyor, kokuları birbirlerine geçiyor..
Evet belki eğlenceli olabilir ama sizcede bir az mide bulandırıcı değil mi?

Ceren beni boş kırmızı köşe koltuklarına götürdüğünde, benim burda beklememi o da içecek bir şeyler getireceğini söyledi.
Başta itiraz etmeye çalışsamda beni dinlemeden çoktan o dans eden kalabalığın arasına katılmıştı.

Etrafıma göz gezdirirken bana bakan iki çift gözle göz göze geldim.
O kadar rahatsız edici gözlerini üstümde gezdiriyordu ki içimden neden buraya geldim ki diye söyleniyordum.

"Nerde kaldı bu kız?"
Etrafı tekrar kolaçan etmek için kafamı etrafa gezdirdiğimde Ceren elinde ağızlarına kadar dolu olan alkol bardaklarıyla insanların aralarından geçmeye çalışırken gördüm.

"Sonunda." Diye söylendim.
"Al şunu dik kafana!"
Kulağıma doğru yaklaşıp bağırsada, Ceren'in sesi genede yok denileceke kadar az duyuyordum.

Elinde ki bardaklardan birini bana doğru uzattı. Diğerinide hemen kafasına dikti.
Onunda bir sıkıntısı vardı ve ben kendi sıkıntılarımdan bir türlü ayrılamadığım için onu boşlamıştım. Ah salak Işık!

Bende elimde ki bardaktan küçük bir yudum aldım. Vücudum alkole pek alışkın değildi,
Tadını bile doğru düzgün bilmezdim.
Ama bu gece öyle değildi.
Acaba kaç bardak bitirecektim?

-
Ceren'in getirdiği ilk bardağın son yudumunu kafama dikip ağzımı elimin tersiyle sildim.
Daha ilk bardak da sarhoş olmuştum, dediğim gibi bünyem alışık değildi alkole.
Bakışlarım geldiğimden beri beni süzen adamı bulduğunda sırıtıp göz kırptı, üstünde açık mavi bir gömlek, altında ışıktan rengini seçemediğim koyu renk bir pantolon ve sapsarı saçları vardı.

AŞK BOMBASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin