Burak?
"Gidicem anne şimdi. Bu arada ben Burak."
Elini uzatıp yüzüme doğru kocaman gülümsedi.
Ben ise anlamsız gözlerle adını yeni öğrendiğim Burak'a bakıyordum.Elini tutup tokalaştık.
"Işık.."Elimi daha sıkı tutup kaşlarını alayla çattı.
"Ben seni bir yerden hatırlıyorum ama nerden?" Dedi. Oda bana tanıdık geliyordu aslında.
"Sende bana çok tanıdık geliyorsun."Meryem Teyze ellerimizi ayırıp ortamıza geçti.
"Burak annecim hadi git sen.""Oğlunuz mu?"
Burak annesini hafifçe kenara çekti."Sizde gidiyorsanız bırakayım gideceğiniz yere kadar?"
Burak'ın teklifini hiç düşünmeden reddettim.
Burdan Ceren'e gidicektim.
Burak'la birlikte köşkten çıkıp demir kapıya doğru ilerledik."Buranın altında bir bar var, hiç oraya gittiniz mi?"
Burak'ın sorusuyla düşünmeye başladım.
"Geçen arkadaşım Ceren ısrarına gittim. Neden sordunuz?""Ceren mi? Kısa sarı saçlı bir kız mı arkadaşınız?"
"Evet."
Kaşlarını havaya kaldırıp ellerini birbirine vurdu."Şimdi hatırladım sizi. Sen o bardaki ışık gibi parlayan kızsın."
Omzunu omzuma vurup önüme geçti.
"Şansa bak. Kader bizi tekrar karşılaştırdı.""Ben hiç-" lafımın devamını getiremedim çünkü hatırlamıştım onu başka nerede gördüğümü.
Aynı sırıtış.
Aynı ukalalık
Aynı parfüm kokusu
Aynı gömlek.Siktir.
"Sen sapık adamsın."
"Sapık mı? Bu olmadı ama."O gün aklıma gelince hem utanmış hemde sırıtmıştım.
Çünkü Gündüz'de ordaydı o gün.
Sahi o neden ordaydı?Ama bu seferde o gün Burak'ın beni süzdüğü aklıma geldi. Kaşlarımı çatıp Burak'a bir adım attım.
"Benden uzak dur."Meryem Teyzenin hem oğlu hemde...
Gündüz'ün amcası mı oluyor?"Asıl sen benden uzak dur baksana evime kadar gelmişsin."
"Beni sinir etmeye çalışıyorsun ama benim daha önemli işleri-"
Gene lafımı kendim kestim.
"Onu bunu boşver Burak, sen Gündüz'ün amcasısın dimi?""Aramızda ki yaş farkına bakılırsa o benden bir yaş küçük. Evet sanırım amcasıyım ama sen Gündüz'ü nerden tanıyorsun?"
"Önemli olan bu değil. Gündüz neden gitti biliyorsundur dimi?"
Kaşlarını çatıp üstümde gözünü gezdirdi.
"Hayır." Dedi net bir şekilde.
"Hayır bilmiyorum. Gündüz ortalıklarda yok mu gene ve gene?"Başımı sağ sola salladım.
Ağzından alaycı bir tıslama çıktı.
"Yaptığı çocukluğa şaşırmamalı. Gittiğini bile bilmiyordum.""Neden sürekli onun hakkında bunu diyorsunuz?"
"Çünkü öyle!"Birden yükselen sesi ürkmeme sebep olmuştu.
Derince nefes aldı ve iki kolumdan tutup beni kendine çekti."Bak, Gündüz'le eğer bir ilişkiniz varsa unut. En iyisi unutmak. Hatırlamaya değer biri değil inan bana."
"Onun hakkında böyle konuşma!"
"Üzgünüm ama gerçekler Işık."
Kollarımı bırakıp Mustafa abinin olduğu tarafa doğru yürümeye başladı.****
Başımı taksi camına yaslayıp kulaklığımı taktım.
Gözlerimi kapatıp Gündüz'ü düşündüm. Şimdi onunla olsaydım ne yapardım diye.
Onu görmeyeli sadece üç gün oluyordu ama bir şey olmasaydı illa haber alırdım illa gelirdi giderdi.
Ama kimseye bir şey demeden kuzeniyle yurt dışına çıkmıştı.
Gündüz böyle bir şey yapmazdı, neden gitsin ki durup dururken? Aklıma Hakan'ın kapıyı açışı geldi ama genede mantıksızdı.
Daha mantıklı yalan uyduramaz mıydın?It's a lovely day,
A strange cascade,
It's a lovely day for love.
It's a perfect day,
Don't be ashamed,
It's a perfect day for love.Şarkının son sözleri kulağımda yankılanırken Ceren'in evine yaklaştığımı farkettim.
Taksiden inip krem rengi müstakil evin kapısına gittim.
Ben kapıyı çalacakken kapıyı Ceren'in kardeşi Metehan açtı.
"I-ışık...abla?""Noldu oğlum ne öyle şeytan çarpmışa döndün?"
"Hiç.."
"Ablan içeride mi?"
Kapıdan dışarı çıkıp içeri girmem için müsade etti."Cereeeenn!"
Evin içinde bağrına bağrına Ceren'i ararken yatak odasında uyuduğunu fark ettim.Bu eve uzun zamandır gelmiyordum. Krem rengi koltukların yeri değişmişti. Televizyonun yanındaki koca vitrin sonunda gitmişti onun yerine beyaz güzel bir çalışma masası konmuştu.
Elim masanın üstünde ki çerçeveye gitti.
Çerçevedeki fotoğrafa bakıp sırıttım.
Fotoğrafta, ben, Ceren, Metehan ve bir
Kaç çocuğun küçüklüğü vardı."Güzel günlerdi."
Metehan'ın sesiyle ona dönüp sırıttım.
"Büyüdün be Meto!"Kafasını ellerimin arasına alıp saçlarını karıştırmaya başladım.
"Abla bırak saçımı ya!""Tamam tamam."
Birbirimizle bakıştıktan sonra göz kırptım. Pek bir beyfendi giyinmişti.
"Ne bu hal?""Kızla buluşucam."
"Ooo! Var mı paran?"
"Var ablacım var."
O sırada Ceren saçları dağınık bir şekilde yanımıza geldi."Napıyosunuz burda?"
"Halay çekiyoruz ablacım görmüyor musun?"Metehan'ın yaptığı espiri sayesinde ablasından fena bir tokat yemişti.
Ceren yanıma gelip elimde tuttuğum çerçeveye baktı."Ne kadar küçükmüşüz."
Dedi."Keşke o günlere dönebilsek."
Suratıma bakıp hüzünlendi."Ben o güne dönmek istemezdim." Dedi nazlanarak.
"Neden?"
"Baksana nasıl çirkinim."Metehan'la aynı anda güldük.
"Valla abla şimdide bir değişiklik yok. Fark etmezdi yani."Ceren bir hışımla yanımdan ayrılıp Metehan'ın üstüne atladı.
O sırada telefonum çalmaya başladı.(CEREN'İN EVİ)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BOMBASI
Teen Fiction"Ama güçlü bir öpücük dar bir sokağın adını her zaman değiştirebilir." Gündüz'e doğru baktım. Gözleri her zamankin den Derin bakıyordu. Zümrüt yeşili gözleri karanlık dar sokakta yok olmuştu. Elleri, ayakları kısacası vücudunun her yeri titriyordu...