41.BÖLÜM|SAKLI CÜMLELER

31 9 16
                                    

"Meryem Teyze..."
"Bırakta her şeyi anlatayım kızım."
Koltukta oturuşumu dikleştirdim. Duyucaklarım belkide Gündüz'ün kim olduğuyla alakalı gerçekler olucaktı.

"Ama önce sen Turgut'u nereden tanıyorsun onu söyle?"

"Çalıştığım bara geliyordu doğrusu onun tipinde ki adamların gençlerin eğlence yerinde ne işi olur anlamamıştım."

"Anlıyorum...her şeyi daha da iyi anlıyorum..."
Meryem Teyzenin yüzünden o eski tatlılığı ve tebessümü gitmiş yerine endişeli ve bir o kadarda sert bir surat ifadesi gelmişti.

"Turgut Özdemir, evet benim kocam..Gündüz'ün de dedesi."
"Ama Turgut Bey dedesi falan değilim ben onun diyor aynı şekilde Burak'a da aynısını söylüyorum ve tepki gösteriyor. Neden?"

"Çünkü Turgut onun gerçekten dedesi değil."

Meryem Teyzenin gözleri hafif dolmuştu. Kafamdaki kara bulut zihnime daha çok yayılırken soru işaretleride saniyede bir bölünen hücreler gibi hızla artıyordu.
"Oda ne demek oluyor?"

"ANNEEE!"
Meryem Teyze, Burak'ın bağırışını duyar duymaz göz yaşlarını silip yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.

Burak elindeki poşetlerle hızlıca içeri girdi.
Beni gördüğünde yüzünde ki gülümseme soldu.
Onunla en son babasıyla kavga ederken görmüştüm. Dudağındaki patlak izi içimi acıtmıştı. Turgut Bey ona değil sanki bana vurmuştu.

"Merhaba Işık."
"Sanada merhaba Bura-"
"Neden geldin..?"
Meryem Teyze hızla bir bana birde Burak'a baktı.

"Eşyası kalmış geçen günden onu almaya gelmiş."

Meryem Teyze koluma girip beni dış kapıya doğru sürüklemeye başladı.

"Gerçekleri öğren.." diye kulağıma fısıldadı.
Beni kapıdan ittirerek dışarı çıkardı.
"Işık..."
"Efendim?"

"Gündüz'ün yaşadığını düşünüyor musun?"
"Bunu öğrenicem merak etmeyin."
Meryem Teyzenin, Gündüz'ün yaşadığını  ikimci kez sorması ve düşünmesi içimde bir burukluk hissi yarattı.

"Gündüz'ün yaşadığını düşünüyor musun?"
Bunu henüz bende bilmiyordum.
Diğer hedefim ise Ceren'in eviydi. Belki o bana yardım ederdi. Belkide oda bir kaç şey öğrenirdi.

                                ***
Zili üçüncü kez çaldığımda gene açan olmamıştı. Cebimden telefonu çıkartıp Ceren'i aradım. Telefonu kulağıma götürürken perdelerin kapalı olduğunu gördüm. Nereye gitmiş olabilir ki?

Ceren telefonu açmamıştı. Son kez zile basmaya yeltendiğimde kapıyı Metehan açtı.

"I-I-Işık abla?"
"Sen niye her beni gördüğünde şeytan görmüş gibi oluyorsun?"

Metehan'ı kenera ittirip içeri girecekken önüme geçip beni engelledi.
"Ablam evde yok!"
"Oğlum iyi misin sen?"

Gözlerimi kısıp suratına baktığımda terlediğini fark ettim.
"Yoksa sen.."
"Yoksa ben ne?!" Kulakına doğru eğildim.
"Eve kız mı attın?" Beni hafif ittirdi.
"Yok öyle bir şey."

"O zaman? Şimdi anlarız ablam evde mi değil mi diye."
Telefonumu tekrardan elime alıp Ceren'in numarasına bastım. Telefonu hoparlöre verip çalmasını bekledim. Telefonun üçüncü çalışında içeriden Ceren'in telefon çalma sesi geldi.

"Yakalandın." Dedim sinsice.
Metehan'ı ittirip içeri girdiğimde yemek masasında Ceren ve bir kızın fısıltıyla konuştuğunu gördüm. Kapının girişine saklanıp onları dinlemeye başladım. Kahretsin biliyorum çok kötü bir huyum var! Cerenin sesi gelmeye başladı.

"Ya Işık öğrenirse her şeyi? O zaman ne olucak?"

"O aşkından kör olmuş kız mı öğrenicek her şeyi?"

"Öyle deme Işık zeki bir kızdır."

"Zekiyse neden Gündüz gibi birinin peşinde hâla? Gerçekleri öğrenmeli."

"Arkadaşlığımızın bitmesini istemiyorum. Ondan sakladığım şeyler vicdanımı acıtıyor. Beni her aradığında Gündüz'le ilgili bir şeyin olup olmadığını soruyor. Ne diyeceğimi bilemiyorum."

"O zaman ona gerçekleri söyle. Hakkı var Ceren. Gündüz...Işık gibi bir kızı hak etmiyor."

Ceren beni gördüğünde yüzü buz kesmişti, Ceren'in donuk yüzüyle baktığı yere bakmak için kafasını çeviren kızla göz göze geldiğimizde bu sefer benimde yüzüm buz kesmişti.
Rüya?

(RÜYA HANIMIN FOTOĞRAFI)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(RÜYA HANIMIN FOTOĞRAFI)

"Noluyor burda?"
Ceren hızla ayağa kalkıp yanıma yaklaştı.
"Işık.."
Rüya'da ayağı kalkıp ellerini birbirine birleştirdi.
"Hoşgeldin Işık."
"Ceren noluyor burda dedim sana!"
"Işık...önce geç otur."

AŞK BOMBASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin