43.BÖLÜM|GERÇEKLERE 3. ADIM

35 9 55
                                    

öncelikle bu hikayede hep destek çıkan @gereksizzbbiri

doğum günün kutlu olsun!

İstediğin her hedefin ayaklarına gelir ve her türlü kötülüğün bu yeni yaşında uzak durması dileğiyle.

Tekrar söylüyorum,

İİYİKİİ DOĞĞDDUUUNN!^^

İyi okumalarr!

***

Şu hayatta istediğim tek şey, bir ömür boyu mutlu sonla yaşamaktı. Onu bile becerememiştim. Ne garip dimi, yanınıza bile oturmayan kişi, kalbinizin en orta yerine oturması? Gündüz'ün bir başkasına aşık olma olasılığı var mıydı? İnsan kalbi keşke tek birine aşık olabilse bu şekilde kim kimi seviyor anlaşılırdı. Şimdi ise bunca zaman Gündüz beni bir umut sevdi yalanı sona ermişti en sonunda da beni hiç sevmedi gerçeğiyle yüz yüze geldim.

Keşke buda beni sevdiği yalanı kadar yalan olsa...

bu sefer kimin yanına gidecektim? Kafamı kaldırımdan kaldırıp etrafımda ki onca insana baktım. Herkes biriyle mutluydu yada yüzü gülüyordu. Ama benim...ben gene yalnızdım. Tıpkı yedi yıl önceki gibi.

***

~YAZARIN AĞZINDAN~

Bir beden ruh ile birlikte aynı anda nasıl kolayca yıkıla bilir? En temel duygular olan 'aşk ve sevgi' bu duyguların arkasından bağlılık, güven ve huzur gelir. Birine sahip olduğumuzda ruhumuz kendini bununla birlikte yeniler, beden ise daha dinç ve sağlıklı olur. Ama bunlardan biri kaybedilirse kansere yakalanmış gibi beden ve ruh çöker.

Işık...o da bu durumu yaşayan milyon insanlardan bir tanesiydi. O zaten bir kere bu kansere yakalanmıştı şimdi ise, kanser hastasıyken panzehri olduğunu düşündüğü şeyin aslında zehir olduğunu öğrendi. Ölüme yaklaşmış gibi hissediyordu.

Hala çabalamak istiyordu ama bunu Gündüz için mi yoksa kendisi için mi yapıyordu bilmiyordu. Artık gerçekten korkmaya da başlamıştı. Gerçekler canını acıtıyordu. Bir gerçeği daha kaldıramamaktan korkuyordu. Haklıydı da.

Işık kafasında ki karmaşayla uğraşırken karşı kaldırımda ki bir grup adamı gördü. İçlerinden iki kişi gülüyordu. Gözlerini kısıp bir az daha odaklandığında iki kişiden birinin Turgut olduğunu gördü. Ürkmüştü ama sonra aklına Rüya'nın bana inanmıyorsan babama sor demesi geldi. Ona zaten soracaktı ama buna Burak izin vermemişti. Işık ani cesaret patlamasıyla karşı kaldırıma gitti. Turgut'un onu görmesi için bir adımı kalmıştı ama Işık o ani gelen cesaretini çabuk kaybetmişti.

Gerçekleri öğrenmeye bir adım kalmıştı. Ya bu gerçekle ölecekti yada bu gerçekle savaşacaktı. Işık ise o an vazgeçmeyi seçerek arkasına döndü ama bir iki adım sonra durmak zorunda kaldı.

"Işık!" Turgut onu çoktan fark etmişti. Işık titremeye başlamıştı, ellerini yumruk yaparak Turgut'a doğru yavaşça döndü. Turgut ona çoktan yaklaşmıştı. Işık derince iç çekti.

"Konuşmalıyız." Dedi nefesini vererek. Turgut bu dediğine çok sevindiğini belli edercesine güldü.

"Konuşalım ama burada değil."

"Nerede konuşacağız?"

"Seni evime davet ediyorum."

Işık ilk önce bunun tehlikeli olabileceğini düşündü ama evini merak ediyordu. Meryem Teyzenin köşkünde Turgut'u daha önce hiç görmemişti. Işık bu daveti kabul ettikten sonra Turgut'un arabasına bindi. Yol boyunca ikisi de sessiz kaldı.

Araba yeşil kapıdan bahçeye girerek sütlü kahve renginde ki villanın önünde durdu. Işık hala kuşkuluydu ama bunu Turgut'a belli etmemek için elinden geleni yapıyordu. Korumalar ikisinin de kapılarını açınca Işık gitmek istemedi ama içinde ki merak daha da büyüyordu.


Villanın evin çalışanlarının açtığı kapısına geldiklerinde Işık kapının ihtişamına baka kaldı. Daha önce böyle yerlere gelmemişti. İçeriye girdiğinde kapının aslında daha bir hiç olduğunu anladı. Fazla abartılıydı...

girişteki koltuklardan birine oturdular.

"Nereden başlayayım?" Diye sordu Turgut alayla.

"Benimde içinde olduğum planından."

"AH o mu?!" Turgut, Işık'ı sinir edecek şekilde güldü.

"İlk karşılaşmamız kesinlikle tesadüftü, o barda başka biri için oradaydım. Yoksa benim gibi bir adamın barda ne işi var?" Işık sinirden ellerini yumruk yapıyordu.

"Ama o poşetlerin üstünde ki çöp bedene yardım ettiğini adamlarım gördüğünde işler o zaman değişti. Onun yüzünden başın belaya girdi. Sürekli görüştünüz. Bende Gündüz'ün canını acıtmak için sevdiği birini arıyordum. Gündüz'ün de benim de kurbanım sen oldun."

"Bir yerde yanılıyorsun, Gündüz beni hiç sevmedi." Turgut büyük bir kahkahaya boğuldu.

"Anlaşılan Gündüz'ün son durum haberini almışsın..."

"Devam et."

"Çok sabırsızsın." Evin yardımcısı tepsideki viski bardağını Turgut'a uzattı.

"Gündüz seni öğrendiğimi bilince az kalsın beni öldürüyordu." Turgut, Işık'ın sabrını zorluyordu. Viskisinden bir yudum alıp devam etti.

"Peki doğru mu...başka bir kızı sevmesi?" Işık yeni bir darbeye hazırlanıyordu. Gözlerini kapattı.

"Doğru." Işık'ın yanağına sonunda tutamadığı göz yaşları değdi.

"Kızımın intikamını daha almadım. O piç daha ölmedi."

"Gündüz'e neden bu kadar öfkelisin?"

"Gündüz yakında burada olur. Onu da Gündüz'den öğrenirsin."

"Rüya, Gündüz'e 'üvey kuzenim' diye hitap etti. Bu ne demek oluyor?"

Turgut bardaktaki son yudumu hızlıca ağzına dikti.

"Yeterince açık değil mi?"

"Anlat." Turgut, Işık'ın bu ısrarcı ve baskıcı hali hoşuna gidiyordu. Turgut aslında Işık'ı, Aylin'den daha çok kendisine benzetiyordu. Işık'ın içinde fark edilmeyen bir canavar vardı.

"Gündüz'ün babası, Osman benim gerçek oğlum değildi. Burak ve Rüya üvey olduğunu biliyor ama Aylin'in bir şeyden haberi olduğunu sanmam."

"Gündüz'ün babası yani Osman Bey kimin oğluydu?" O sırada korumalardan biri koşarak Turgut'un yanına geldi.

"Efendim! Aylin Hanım!"

"Ne oldu Aylin'e?!"

"Gözlerini açmış!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 02, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞK BOMBASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin