Ceren beni oturduğu sandalyeye oturttu. ikisi de bir şey demesini bekledim ama ikisi de konuşmuyordu.
"Anlatın artık!"
"Öncelikle bu gereksiz öfkeli tavırlarına son ver." Karşımda duran Rüya denen kızı parçalamak istiyordum.
"Nasıl oluyor da bu kadar çok bilmiş oluyorsun? Ah doğru! Sen Turgut Altınbaş'ın kızısın dimi?"
"Sözlerine dikkat et." onu kışkırtmak hoşuma gitmişti. Susmak yerine daha çok konuşmak için ağzımı açacakken Ceren 'yeter' diye bağırdı.
"Susun artık."
"Gerçekten susmamı istiyorsan, bana her şeyi anlat." Kaç yıllık arkadaşına bunu nasıl yapabilmişti? Yüzüme baka baka nasıl yalan söylemişti, peni neden benden gerçekleri saklama ihtiyacı duymuştu? Ceren yanımda ki sandalyeye oturdu. Lafa girmek için hazırlandı.
"Önce rahatlayacağın haberi veriyim." Heyecanla diyeceği şeyi beklemeye başladım. Ceren ellerini ellerime sarıp yüzüme sıcacık gülümsedi.
"Gündüz yaşıyor." İçimde bir yerlerde sanki uzun zamandır nefes alamayan biri birden nefes almaya başlamıştı. Beynim inanmak ilk saniyesinde istememişti. Mutlu olmuştum.
"Sevindim." Diyebildim o an ki şaşkınlığımla. gözlerimden akan yaşı elimin tersiyle sildim. Rüya gözlerini kaydırdı.
"Bu kadar çok sevinme bence."
"Ne demek şimdi bu?" Ceren ellerini ellerimden çekip oturduğu sandalyede toparlanmaya başladı. Ben ise bu sefer pür dikkat Rüya'ya odaklandım.
"Gündüz gitti çünkü babamın yaşaması için verdiği son şansı yerine getirmek için gitti. Yerine getirdi. Belinde ki o bomba çıkartıldı, buraya gelip seninle bir ömür mutlu son yaşamak yerine o kaldığı yeri çok beğenip bir kızla karşılaşmış. Ve o çok sevdiğin, aşık olduğunu sandığın adam o-"
Susması için elimle onu durdum. Daha fazlasını kaldıramazdım ama Rüya susmadı.
"İşte o adam Işık, o karşılaştığı kıza aşık oldu. Ne diyebilirim ki? Üvey kuzenim çok çapkınmış."
"Üvey mi?" Rüya alayla güldü.
"Gündüz'ü hiç mi hiç tanımadığını bu kadar belli etme."
"Yalan söylüyorsun!!" Rüya sandalyesinden kalkıp yanıma yaklaştı.
"Beni kötü biri yada çok bilmişin biri olarak görebilirsin ama ben kötü biri değilim Işık. Eğer kötü biri olsaydım bu gerçekleri saklayıp ömür boyu Gündüz'ü beklemeni sağlayabilirdim. Yada Gündüz kardeşim Aylin'i koruyamadığı için onu hastanede yatmasına sebep olduğu için ondan intikam alabilirdim ama ben ne Burak'ım ne de babamım. Çünkü biliyorum Gündüz'ün bir suçu olmadığını ama sende şunu bil ki herkes tek bir insanla aynı yolda koşmaz her insanın iyi biri olmadığı gibi."
"Bana neden yalan söylüyorsunuz?!" Sandalyeden hızla kalktım. Gözlerim sürekli bulanıyordu. Siniri, öfkeyi, üzüntüyü ve hayal kırkılığını bir arada hissediyordum.
"Bana inanmıyorsan babama sor. Doğru ya, gerçekleri madem öğrenmek istiyordun neden ilk önce babama gitmedin? Çünkü sende gerçekleri az çok tahmin ediyordun."
Daha fazla dayanamayıp dış kapıya doğru hızlıca ilerlemeye başladım.
"Mektubu hatırla Işık! Mektubu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BOMBASI
Teen Fiction"Ama güçlü bir öpücük dar bir sokağın adını her zaman değiştirebilir." Gündüz'e doğru baktım. Gözleri her zamankin den Derin bakıyordu. Zümrüt yeşili gözleri karanlık dar sokakta yok olmuştu. Elleri, ayakları kısacası vücudunun her yeri titriyordu...