Apartman kapısından birlikte çıkıp dar sokakta yürümeye başladık.
"Ne iş yapıyorsun?"
Omuz silktim.
"Sadece bir iş.."
Sessiz kaldık. Aklımda ona karşı çok soru oluşmaya başladı ama sormaya çekiniyordum ve ne kadar haddime bilmiyordum.
"Yaşamayı seç."
Ayaklarını durdurdu ondan bir adım önde bende durdum.
"Anlamadım?"
Kafamı sallayıp gözlerimi devirdim.
"Boşversene. Ben gidiyorum."
Arkamı dönüp bej rengi evin yanından geçtim o sırada o kavga günü aklıma geldi.
"Demek yollarımız ayrılıyor?!"
"Yoluna git Gündüz!"
Sırıtarak önüme dönüp yürümeye devam ettim.
-
Bardakları her zaman ki gibi temizleyip sırayla diziyordum. Hayri abi giydiği lacivert smokiniyle yanıma yaklaşıp bar masasına yumruğuyla iki kez vurdu.
Ona doğru bakınca göz kırpıp kafasını salladı.
"Ne oldu abi?"
Dedim anlamsızca.
"Dün...Turgut beyle neler konuştunuz bakayım?"
Turgut diye birine tanımıyorum?
"Turgut?"
"Dün gelen mafya adamı?"
Kaşlarımı havaya kaldırdım.
"Onunda kızı olduğunu falan söyledi. Bir şey konuşmadık."
"Yani şey konuşmadınız?"
Kaşlarımı çattım. Hayri abinin yüzüne doğru yaklaşıp sinirle soludum.
"Bana bir kere daha böyle soruyla gelirsen Hayri abi...o yumruk yapıp vurduğun masaya kafanı geçiririm.
Kafamı geri alıp sırıttım. Hiç bir şey olmamış gibi.
"Senin dilin çok uzamış."
Diye söylenerek yine masaların arasına gidip etrafı kolaçan etmeye devam etti.
-
Barın saray kapısı açıldı, burda çalışan iki kişi koca bir ayna taşıyordu, aynada bir den kendimi görünce afalladım.
Büyümüşüm...
Her zaman ki gibi dar paça beyaz pantolonum ve yakası açık, salaş lacivertimsi bir bluz giymiştim.
Saçlarım tepeden topluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BOMBASI
Teen Fiction"Ama güçlü bir öpücük dar bir sokağın adını her zaman değiştirebilir." Gündüz'e doğru baktım. Gözleri her zamankin den Derin bakıyordu. Zümrüt yeşili gözleri karanlık dar sokakta yok olmuştu. Elleri, ayakları kısacası vücudunun her yeri titriyordu...
