(2 SAAT SONRA)
Soğuk viskisinden büyük bir yudum alıp bardağını sertçe masaya indirdi.
Barda sadece ben ve Turgut Bey vardı.
Korkuyordum özellikle daha demin gördüklerim sayesinde daha da çok korkmaya başlamıştım. Sadece bana bakıyor ve içkisinden bir yudum alıyordu.
Gözleri sanki alev saçıyordu. Bende her zaman ki gibi bar masasının arkasındaydım."Kim olduğumu biliyor musun?"
Hırıltılı sesi daha da korkmama neden oldu. Mafya olduğu için yada korkunç olduğu için ondan kormuyordum sadece bana zarar vermesinden endişeleniyordum ve buda korkmama neden oluyordu.Dik durmaya çalışıp kaşlarımı çattım.
"Sen Gündüz'ün dedesisin."
Elindeki bardağı hızla bar kapısına fırlattı. Yerimden sıçradım.
"O soysuz benim torunum falan değil!"
Neden herkes Gündüz'den bu kadar nefret ediyordu?"Gündüz'e karşı neden böylesiniz? O size ne yapmış olabilir? Onun tek derdi kendi canı!"
"Hahah! Bak burada haklısın işte! Onun tek derdi kendi canı!"
Oturduğu ayaklı sandalyeden kalkıp volta atmaya başladı. Elleriyle yüzünü avuşturuyordu. Masaya tekrar yaklaşıp ellerini masaya vurdu.
"O soysuz benim canımı, kanımı ölüme itti!"
"O bunu neden yapsın? Burak'ta bunu
söylüyor! O size neden zarar versin?""İnanmak istemiyorsun? Çünkü ona aşık olduğunu ve sevdiğini söylüyor ve zannediyorsun."
Gelen yabancı kadın sesine yöneldim.
Kadın gözlüklerini çıkartıp, keskin gözleriyle bana doğru bakıyordu. Üstünde ki kalem elbiseyle havalı bir şekilde masaya doğru yaklaştı ve daha da havalı bir şekilde elini bana doğru uzattı.
"Ben Rüya. Turgut Özdemir'in en büyük kızıyım."***
(2 SAAT ÖNCE)"Turgut bey?"
"Uzun zaman oldu kızım."Bana kızım demesi beni rahatsız etmeye başlamıştı.
"Ben sizin kızınız de-""Oo baba! Bende seni arıyordum."
Turgut Bey'in arkasından gelen Burak'a baktım. Sarı kumral saçları dağınıktı üstünde ise siyah gömlek ve beyaz pantolon vardı.
Zevksiz."Ne işin var senin burda?"
"Dedim ya seni arıyordum diye?"
"Neden beni arıyorsun? Parayamı ihtiyacın var?"
Burak alayla sırıtıp başını eğdi. Babasına bir adım atıp dik durmaya çalıştı.
"Ben niye senin parana ihtiyaç duyayım?""Burak! Terbiyesizleşme!"
Turgut Bey hiç duruşunu bozmadan Burak'a kızgın bakışlarını yolladı."Işık'la ne alakan var?"
Turgut Bey gözlerini onları tepkisiz izleyen bana döndürdü.
"Işık'ı sen nerden tanıyorsun?" Dedi Turgut Bey.
"Soruma soruyla cevap verme!"Ortalığa ölüm sessizliği bürüdü. Etraftaki insanlar bize dik dik bakıyordu. Bardan Hayri Abi çıkıp Turgut Bey'in yanına gitti.
"Turgut Bey içeri geçelim size bir içki ısmarlayalım?""Herkes dışarı çıksın! Benim babamla konuşacaklarım var!!"
Yeni dolmaya başlayan bar boşalmaya başlamıştı.
"Burak ne yapıyorsun?"
"Sen oğlumu nereden tanıyorsun?"
Tam cevap vericekken Burak babasının kolundan çekip tamamen boşalmış barın içine soktu."Gene neyin peşindesin baba?!"
"Hiç bir şeyin peşinde falan değilim! Asıl sen neyin peşindesin?"
"Anlamadım mı sanıyorsun? Gündüz'ün canını acıtmak için onu daha iyi takip edebilmek için buraya geldiğini, Işık'a yakın olduğunu anlamadığımı mı sandın?"
Burak'ın yankılanan cümlelerini duyduğunda şaşırmıştım. Her şey karmakarışık olmaya başlamıştı. Bara girip ikisinin karşısına geçtim.
"Neyden bahsetiyorsunuz siz?"
"Açıkla baba? Her şeyi anlatsana? Yapmazsın dimi? Çünkü o mükemmel planın suya düşer çünkü sende gerçeklerle yüzleşirsin. O pisliğin yaptığı her şey senin yüzünden!"
Turgut Bey Burağ'ın yanağına sertçe tokat attı.
Elleriyle Burak'ın yakalarını tutup bir kere daha vurdu. Tekrar elleriyle yakalarını tuttuğunda öfkeyle solumaya başladı,
"Gözüm görmesin seni."
Burak, yakalarında olan elleri ittirip patlayan dudağını elinin tersiyle sildi.
"Bu işin sonunda olanlardan ben sorumlu değilim."
Arkasını dönüp bardan çıktı.***
(ŞİMDİ)"Turgut Bey sizden bahsetmişti. Yurt dışında olduğunuzu sanıyordum?"
"Öyleydim. Ama babamı ve kardeşlerimi özlediğim için Türkiye'ye kısa bir süreliğine dönmeye karar verdim."
"Kızım senin burda ne işin var?"
"Geçerken uğrayayım dedim...""Gündüz'den bahsetiyorduk." dedim asıl konumuza dönmek için.
"Ah evet bende ona aşık olduğunu sandığını söylüyordum."Sesi naif ve kibardı. Benden bin kat güzeldi. Bana biraz tanıdık geliyordu.
"Sen şu Işık'sın dimi? Gündüz'ün evine girerken kapının önünde gördüm sanki seni?"
Bom!"Öyle mi?"
"Öyle.""Gündüz'e aşık olup olmam seni ne ilgilendirir? Onu seviyorum ama size inanmamamın sebebi onun birine bile isteğe zarar verebilicek biri olmaması."
"Gündüz'ü ne kadar tanıyorsun Işık? Üç gün? Dört gün?"
"Rüya Hanı-"
"Gündüz sana bir kızdan bahsettimi hiç? Bir kızı yaraladığını?"
Zihnimi ister istemez yoklamaya başladım. Ve evet söylemişti. Birlikte sakladığımız geçmişimizi ortaya koyduğumuz gece anlatmıştı. O bombayı koyanın kızını koruyamadığından bahsetmişti.
"Evet..bahsetmişti. Yanında çalıştığı adamın kızını koruyamadığından söz etmişti."
Rüya'nın ağzından tiz bir kıkırdama çıktı.
Turgut Bey telaşlanmıştı.
"Rüya ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Sen istersen sus baba?"Rüya tekrar bana döndü.
"Küçük kardeşim Aylin..biliyorsundur?"
"Evet Turgut Bey bana sizi ve kardeşlerinizi göstermişti.""Vayy! Baba baya iyi iş çıkarmışsın!"
Ne dediğini anlamıyordum. Burda neler oluyor neler dönüyor onu bile zor anlıyordum.
"Sence Aylin neden komada?"
_____________________________
Gelecek bölümde görüşmek üzere :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BOMBASI
Teen Fiction"Ama güçlü bir öpücük dar bir sokağın adını her zaman değiştirebilir." Gündüz'e doğru baktım. Gözleri her zamankin den Derin bakıyordu. Zümrüt yeşili gözleri karanlık dar sokakta yok olmuştu. Elleri, ayakları kısacası vücudunun her yeri titriyordu...