Telefonu şarja taktıktan sonra gelen bildirime baktım. Okul işlemlerimin tamamlandığıyla ilgili bir mesajdı.
Mutfağa gidip kendime peynir ekmek yapıp evden çıktım.
Dar sokak, sokak lambası, pembe ev, çöp, zarif..
"Zarif?"
Uzun zamandır onu buralarda görmüyordum. Çöpün yanına gidip yanına çömeldim.
Ekmeğimden bir parça koparıp Zarif'e uzattım.
Zayıflamışa benziyordu. Verdiğim ekmeği yemeye başladığında onu daha fazla rahatsız etmeden yanından uzaklaştım.***
Barın bardaklarını düzenlerken bar masasına üç kere vuruldu.
Arkamı döndüğümde tanıdık bir yüzle karşılaştım.
Hemde baya bir tanıdık yüz.
Burak."Bana soğuk bira lütfen."
Sol tarafımda ki dolaptan soğuk bira şişesini açıp Burak'a uzattım.
"Babam yok mu bugün?"
"Baban?"
"Neredeyse her gün buraya geldiğini duydum."
Kimden bahsetiyordu bu?"Kimden bahsettiğini bilmiyorum?"
"Turgut Özdemir..tanıyorsundur? Biraz mafya tipi vardır. Belki burdan tanırsın?"***
Az önce öğrendiğim gerçek aklımı başımdan almıştı. Şoka uğramıştım.
Hem kafam karışmıştı hemde bazı şeyler kafamda oturmuştu.
Turgut Özdemir sürekli bara gelen şu mafya adamdı.
Turgut Beyin oğlu...Meryem Teyzeninde oğlu.
Bu demek oluyor ki Turgut Bey, Gündüz'ün
dedesi..Turgut Özdemir.
Gündüz Altınbaş.Ama soy isimler farklıydı. Belkide kızının çocuğudur diye düşündüm ilk başta ama Turgut Bey bana iki kızı ve bir oğlu olduğunu söylemişti. En büyük kızı yurt dışında okuyordu ve evli olduğunu söylemedi. En küçük kızı ise zaten komadaydı...
O zaman tek bir seçenek kalıyordu Turgut beyin başka bir oğlu yada kızı daha vardı.Genede çıkmaza giriyordum. Soy isim farklıydı. Belkide soy ismini değiştirdi yada başka bir sebep vardı.
"Işık iyi misin?"
Burak'ın sesiyle daldığım yerden gözlerimi çektim.
Burak birasından bir yudum alıp suratıma doğru eğildi."Ne düşünüyorsun?"
"Yani Gündüz'ün dedesi Turgut Özdemir?"Kaşlarını havaya kaldırıp bar masasından kendini uzaklaştırdı.
"Kime göre neye göre dedesi?"
Burak'ın saçma sorusuna anlam veremedim."Bu ne demek şimdi? Dedesi değil mi?"
"Sen bunları düşünme."Oda ne demekti şimdi? Ben bu çocuğun dediği hiçbir şeyi anlamıyordum. Ama aklımda ki soruları cevaplamam gerektiğini düşünüyordum. Gündüz'le ilgili az şey biliyordum. Onu doğru düzgün tanımıyordum bile.
Onu tanımıyordum.
"Turgut Bey, Gündüz'ün nesi oluyor o zaman?"
"Sen babamı nereden tanıyorsun?"
Konuyu değiştiriyordu.
Gözlerimi kısarak ona doğru eğildim."Sorularıma cevap ver."
Dedim dişlerimin arasından. Çekildiği bar masasına geri yapışıp bana doğru yaklaştığında aramızda hiç mesafe olmadı."Önce sen benimkileri cevapla."
Ses tonunu benimkine benzetmeye çalışmıştı."İlk ben sordum ama?" Diyerek üste çıkmaya çalıştım. Burak derince yutkunup geriye doğru çekildi.
"Bunlar çok saçma sorular ve seni ilgilendirmeyen konular."
"Niye beni ilgilendirmiyormuş? Turgut Bey Gündüz'ün Ded-"Burak elini hızla masaya vurarak beni susturdu. İşaret parmağını bana doğru uzattı.
"Babam o piç kurusunun dedesi falan değil! Hiç bir zaman da olmıyacak!""Onun hakkında böyle konuşamazsın. Gündüz'ü tanımadığın belli!"
Alayla sırıttı."Ya sen Işık? Sen tanıyor musun? O kadar aptal bir kızsın ki üç günlük tanıdığın çocuğun peşine takılıyorsun! Üstelik onu tanımıyorsun bile!"
Onu tanımıyorum.
"Gündüz'e neden bu kadar kibirlisin?"
Burak yüzüme doğru yaklaştı. Aradaki masa resmen yoktu sanki."O piç benim kardeşimi hastane yataklarına düşürdü. O gencecik yaşını serumlarla geçiriyor! Hiç bir şey bilmiyor ken onu hiç tanımıyorken karşıma geçip bana o piçi savunma."
Onu tanımıyordum.
"Unutma Burak! Sende beni tanımıyorsun ve sende hiç bir bok bilmiyorsun! Sen o kadar yılışık ve pislik bir insansın ki İKİ GÜNDÜR tanıdığın bir kıza sarkıntılık yapıyorsun ve çalıştığı yere gelip ona bağırıyorsun. Ciddi misin? Kibirli olan sadece sen değilsin! Anlaşılan baba parası yemekten her şeyin kibir ve ego olmuş. Hem neden Gündüz'ün senin kardeşini hastanelere düşürsün ki?"
Etrafımızda ki insanların bütün gözleri bize dönmüştü. Burak tam ağzını açıcakken aramıza Hayrı Abi girdi.
_____________________________
Ve bir bölümün daha sonuna geldiiik! Bu bölüm biraz gerçeklere oynadı. Sizce neler olucak? Işık her adım da daha çok gerçeklere ulaşıcak! Peki sonunda sizce acı yada iyi bir gerçeği öğrenince ne yapıcaktır?Bu gerçek sizce ne olabilir? Hangi gerçek Işık'ı daha fazla yıkabilir yada mutlu edebilir? Kim bilir? Gündüz'ün her bir dediğini size aktarıyorum ve bende sizler kadar şaşırıyorum.
Bu arada sormayı unuttum,
Nasılsınız💎'ım?İyim diyenler eğer gerçekten iyiyseniz umarım bu hep böyle olur!
Ama iyim deyip aslında altında saklanan ' kötüyüm' yazısı olanlar ise..Bir gün her şey güzel olacak! Buna inanın ve öyle yaşayın. Zaman akıp gidiyor. Dün gece ağlarken bu sabah gülüyorsunuz.
Zaman geçiyor..Çok sıktım sizi gene dimi?⚔️
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. Bunlar benim için önemli değil elbette daha çok sizin kalbinize ulaşmak önemli 💎ama kitabımın daha çok insanın kalbine dokunması için bunlar gerekli.Sizleri çok öpüyorum! Diğer bölümde görüşmek üzere😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BOMBASI
Teen Fiction"Ama güçlü bir öpücük dar bir sokağın adını her zaman değiştirebilir." Gündüz'e doğru baktım. Gözleri her zamankin den Derin bakıyordu. Zümrüt yeşili gözleri karanlık dar sokakta yok olmuştu. Elleri, ayakları kısacası vücudunun her yeri titriyordu...