22.BÖLÜM| MASA

54 24 110
                                    

(GÜNDÜZÜN AĞZINDAN)
(Şarkıyla birlikte dinlemeniz tavsiye edilir)

(Gece 20:55)

Sahil kenarında ki taş kayalıklarda oturup öylece sahili izledim.
İçim acıyordu,
Öleceğim için değildi bu acı. Arkamda bıraktığım insanlar acıtıyordu beni.
Babanemi, en yakın arkadaşım Metehan'ı ve
Işık'ı..

Ölmekten hiç korkmamıştım, ölüm herkesin tadacağı bir şeydi sonuçta ama bu şekilde ölmek istemiyordum.
Yarım kalan işlerim vardı. Babannemin büyük köşkünün, büyük bahçesine papatya tohumu ekmek gibi.

Pazar kahvaltılarını benim hazırlamam gibi, Işık'la birlikte olmam gibi.
Onu karşıma bu illet çıkardı ama onu hemende bırakamazdım.
Belkide artık neden diye haykırmak yerine hayırlısını dilemeliydim?

Uzun, siyah kaşe montumun cebinden titreyen telefonumu aldım.
Ekranda ki isimle, tüm sinirlerimin gevşemesi bir oldu. Kafamı yukarı kaldırıp derin bir nefes aldıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm.
"Buyrun Turgut Bey?"

"Nerdesin?"
Tedirginlikle etrafımı kolaçan ettim.

"Ee..sahileyim efendim."

"Yaşaman için verdiğim son şansı değerlendirmek yerine sahilde keyif mi yapıyorsun?"
Gözlerimi devirip boşta kalan elimi yumruk yaptım.

"Daha fazla boş durma! Sana atıcağım konuma git, oğlum Burak'ı al ordan. Sağ salim eve getir gene beceriksizliğin tutmasın!"

Telefonu bir şey dememi beklemeden kapattı.
Turgut Bey benim neredeyse altı yıllık patronumdu. En uzun çalışanlarıdandım.

Ayaklanıp taksi durakların yanına gidip taksi beklemeye başladım.
Telefonumu çıkartıp konuma bakarken karşı caddeden buraya gelen iki kız gördüm.
Kafamı kaldırıp göz ucuyla baktığımda olduğum yere çivilendim.

Kızlar dan biri Işık'tı.
Yanında ki kızı tanımıyordum.
Kafamı hemen eğip, beni görmemesi için durağın arkasına doğru yöneldim.
Durduğum yerde bu sefer Işık durduğunda onu süzdüm.

Ona tekrar baktığımda heyecandan titredim.
Ne kadar çok özlemişim o güzel yüzünü?
Siyah, bacağından yırtmaçlı bir elbise giymişti. Sade ama çekici görünüyordu. Gece gibi saçlarını hafif dalgalandırmıştı.

Yanında ki kız ise Işık'a göre daha şaşalı görünüyordu. Dizlerinde biten, saçakları olan koyu mavi bir elbise giymişti. Saçlarıda Işık'la aynıydı.

Yanına ki kız Işık'a yaklaşıp bir şeyler söylendi. Işık söylediği şeyden pek hoş olmamıştı, yüzünde ki surat ifadesiyle belli ederek.

Bu halde nereye gidiyorlar bunlar?

Beynimde karartıcı düşüncelerden kurtulmak için kafamı sağ sola hızlıca salladım.

Çok geçmeden onlarda, gelen taksiye binip gittiler. Ellerimi siyah kot pantolonumu içine sokup sigara paketini elime aldım. Sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirdiğimde, hâlâ gözden çoktan kaybolmuş taksiye bakıyordum.
Çakmakla sigarayı yaktıktan sonra içime sigarayı çektim.

Umarım gittiği yerde başına bir iş gelmez.
"Beyfendi yolda bir taksi varmış. Bir azdan gelir."
Başımı taksi görevlisine çevirip, başımla onayladım.

_
Sigaramın son yudumunu içime çektikten sonra, kenara bırakıp ayağımla ezdim.
Tam o sırada boş bir taksi durağa doğru yaklaştı.

AŞK BOMBASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin