Beni kolumdan tutarak yatağa yönlendirdiğinde ona karşı gelmedim. Üstümdeki elbisenin varlığına aldırmadan yatağa girdiğimde, beni kendine çevirerek kollarının arasına almıştı. Bacakları bacaklarımı sıkıştırıp çenesini başımın üstüne dayadığında hayal meyal, ona bu gecenin hesabını soracağımı zihnimin bir köşesine yazmıştım bile.
Ve benim oyunum onlarınki gibi şaka da olmayacaktı.
33. Bölüm
Olaylı geçen gecenin üstünden beş gün geçmişti ve ben bu süre zarfında pek de normal hayatta dolanıyor sayılmazdım. Demircinin evinden çıkan sandığı detaylı bir şekilde incelemem gerektiği gerçeği zihnimde bir çığ gibi yankılanırken henüz bunu gerçekleştirebilmiş sayılmazdım.
Taverna gecesinin ertesi günü, parşömenleri biraz kurcalamıştım ama çoğu gereksiz bilgilerdi. Birinde kılıç tasarımı, bir diğerinde malzeme listesi, çoğunda da vergi tahsil evrakları vardı. Bunları detaylı bir şekilde gözden geçirme isteğim de babamın her şeyden habersiz bir şekilde bir festival düzenlemesiyle sekteye uğramıştı.
Neméth’te uzun zamandan beri dövüş festivali düzenlenmemişti ve hazır bir yığın misafirimiz varken bunun için en uygun zaman olduğunu düşünmüş olmalıydı babam. Evet uygundu ama bu tüm işlerimi yerle bir etmişti.
O andan beri tüm zamanımı festival hazırlıklarıyla geçiriyordum. Dövüşlere katılmak isteyen şövalyelerin belgeleri kontrol edilip yarışa katılmalarının uygun olduğuna dair onay veriyordum ve yarışlara katılmak isteyenlerin sayısı göz önünde bulundurulursa başımın bir hayli dertte olduğu söylenebilirdi.
Ve üstelik şuan önümde bunlarla döşeli bir masa olduğu gerçeği vardı.
“Buyrun efendim, bu iyi gelecektir.”
Bir hizmetlinin getirdiği yatıştırıcı içeceği dudaklarıma götürdüğümde gözlerimi açılan kapıya çevirdim. Liam, çalışma odama yerle bir etmek istermiş gibi bir bakış atarak yanıma gelirken gülümsemeye çalıştım. Alnımın kenarına bir öpücük kondurup yanımdaki sandalyeye kurulduğunda masadaki belgelere delici bakışlar yollamayı da ihmal etmemişti.
“Sevgilim, beş günden beri yüzünü kaç defa gördüm biliyor musun?”
Biliyordum, yani şuana kadar… Sevgilim kelimesini duyan kalbim beynimin tüm fonksiyonlarını alt üst ederken beynime “Hemen çalışmaya başla seni aptal!” mesajlarını göndermeyi başarabilmiştim çok şükür.
Bir kelimeyle kendinden geçen aptal bir kız gibi olmam rezaletti ve bu gerçek beynimin çarklarını tekrar harekete geçirdiğinde hafifçe yutkunarak Liam’ı yanıtladım.
“Festivalle ilgilenmem gerekiyor.”
“Tam dört defa. İlki, kahvaltı için yanına geldiğimde çoktan basit bir şeylerle yemeği geçiştirdiğini gördüğüm zaman. İkincisi, seni bahçede bulup kalenin dışındaki büyük arenanın düzenlemeleri için harekete geçeceğin zamanın biraz öncesi. Üçüncüsü, gece çalışmayacağını düşündüğüm için odana geldiğimde senin Kellan’la davetli listesi ve içeri gireceklerin kimlik kontrolü hakkında derin bir tartışma yaşadığın zaman ve sonuncusu da, tesadüfen koridorda sana rastlayıp da bir günaydın öpücüğü dahi çalamadığım o saçma an. Dün seni hiç görmediğim gerçeğini saymıyorum bile.”
Onun bu uzun konuşması gülme isteğimi arttırsa da kendimi tutmaya çalışarak sevimli gözükmeye çalıştım.
“Şimdi de tüm bunları inceleyip onaylamam gerekiyor.” O sırada elimle dolu olan masayı işaret etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELDAR'IN VARİSİ- II
Tarihi KurguOthrellion'da başlayan hikayenin Neméth'de hayat bulmasına tanık olmaya hazır mısınız?