ELDAR'IN VARİSİ- II

Eldar'ın Varisi II - Bölüm 12

Bölümü muhtemelen şu an uyuyan ve ertesi sabah 'neden hep ben uyuduğumda yeni bölüm yayınlıyorsun' diye trip atacak olan Yağmur'a ithaf ediyorum :D 

  “ Çok konuşuyorsun, biraz sus. “ Liam tekrar bir kahkaha attığında peksimeti kemirmeye devam ettim. “Emredersin güzelim, ama şu bal kavanozunu ordan kaldırsan iyi edersin çünkü aynı şeyi farklı yerlerde denemeye başlamam an meselesi. “

“ Sapık!” Kavanozu dolaplardan birinin içine aceleyle tıkıp yerime oturduğumda bana gülmeye uzun bir süre daha devam edecek gibi duruyordu.

“ Korkma yemem. “ Ah, bunun doğruluğundan kesinlikle emin değildim.

       12. Bölüm

  Dün geceki mutfak krizi ertesi sabah güneşin pırıltılı ışınları ve kuşların cıvıldayan şakımalarıyla hafızamda silik bir görüntü kazanırken gerinerek yatakta diğer tarafa döndüm. Yatak keyfi yapmak şuanki tercihlerim arasında güzel bir puan alıp listede birinci numaraya oynayabilirdi.

Ama Calanthe’nin çıkardığı sesler yüzünden yatakta doğrulup gözlerimi yeni bir güne aralamak zorunda kalmıştım. Kader…

Odanın ortasındaki sandığı kapının önüne itekledikten sonra ellerini beline koyup yavaşça doğruldu. Bu hali gülme isteğimin artmasına neden olsa da bu isteği bastırıp “ O sandıklar da ne?” demeyi başarmıştım.

“ Kral Oswald meşhur ve muntazam av festivallerinden birini düzenlemeye karar vermiş. Ben de sabah erkenden kalkıp eşyalarını hazırlayayım dedim. Av kıyafetlerin orada… “ Av festivali mi? İşte bu hiçbir şüpheye gerek kalmadan ilk sıraya yerleşirdi. Yataktan aceleyle kalkıp Calanthe’nin getirdiği ılık suyla yüzümü yıkadım ve kendime gelmeyi başardım. Çünkü hala gözlerimden uyku akıyordu o ana dek.

“ Av silahlarım hazır mı kontrol eder misin? Gerisini ben hallederim. Çok sağol. “ Calanthe diğer işi halletmek için odadan çıktığında koltuğun üzerine bıraktığı av kıyafetini alıp aynanın karşısına geçtim.

 “ Demek hazırlanmaya başladın. “

Kapının ordan gelen sesle yerimden sıçrayarak arkama döndüğümde Liam’a olabildiğince kötü bir bakış attım. Odama bu şekilde sessiz sedasız girmekten vazgeçmeliydi.

“ Yine beni engellemek için mi geldin?”

Neşeli kahkahası odanın içinde yankılanırken yanıma gelip deminden beri takmaya uğraştığım kemerin üstünden ellerimi çekti ve kendininkileri yerleştirdi. Kemerden destek alıp beni kendine çektiğinde soluk tutma seansıma başlamıştım bile. Kemeri takma işini halettikten sonra yatağın üstünde duran bileklikleri, eldivenleri ve pelerini de alıp tekrar yanıma geldiğinde biraz olsun rahatlayabilmiş görünüyordum.

Tuniğimin kollarını zorlanmadan altın bilekliklerle sıkıştırdıktan sonra siyah eldivenlerimi de elime geçirdi.  Pelerini de omuzlarıma atıp önündeki iki tokayı birbirine kilitledikten sonra hazırdım.

“ Dur, bitmedi bekle…” Saçlarımı oldukça nazik bir şekilde sıkıştıkları yerden çıkardıktan sonra geri çekilip beni inceledi. “ İşte şimdi oldu.”   İşte tuhaflık diye buna derdim.

“ Ne yani. Ava gidemezsin, arkada kal gibi saçma sözler yok mu? “

Şaşkınlığımı sesime ilk defa bu kadar güzel bir şekilde yansıttığım için kendimi bir ara tebrik etmeyi aklımın bir köşesine yazdım.