So let's set the world on fire! Ben geldiiiim, gününüz güzel, aksiyonunuz bol olsun canlarııım :)
Multimedia : Pörs Pörs
28. Bölüm
Nate ve Kellan, zavallı adamı olduğu yerden indirip de nasıl öldüğünü anlamaya çalıştıklarında, pek tahmin yürütmek zorunda da kalmamışlardı.
Çünkü adamın kalbi olması gereken yerde yoktu, orda olan tek şey kocaman bir yarıktı. Muhtemelen adamın kanı da oradan döküm kalıbına akmış olmalıydı. Gecenin geri kalan kısmını dükkanda başka bir iz var mı diye araştırarak geçirmiştik ama ne benim ne de şövalyelerimin gözüne bir şey takılmamıştı.
Bir şey çıkmayacağını anladığımızda da, geceyi alt kattaki depoda geçirmiştik ve sırayla biraz kestirerek gücümüzü toplamaya çalışmıştık.
Gün aydınlanmadan biraz önce yola çıktığımızda köy halkına gözükmeden oradan sıvışmayı başarabilmiştik. Önümüzde uğramamız gereken birkaç yer daha vardı ve ilk durağımızdan anladığımız kadarıyla, diğerlerinde de bizi büyük sürprizler bekliyor olacaktı.
-----------------------------------------
“Burası bende hiç güzel hisler uyandırmıyor. “
Altıncı hissim bu seferki köyde, gerçekten de ters giden bir şeylerin olduğu yönündeydi. Aşırı derecede sessiz olması bile beni bu düşünceye itiyordu ama gözle görülebilir bir tehlikeyle karşılaşmıştık da sayılmazdı.
Bundan önceki diğer üç evde, yine ilk evdekine benzer cesetler bulmuştuk ama birinde, daha da tuhaf bir şeyle karşılaşmıştık.
-------------------------------------------------
Demirci dükkanda ya da evinde yoktu, hatta ona dair bir iz de yoktu. Ama dükkanın üst katındaki kapısı kırılmış asma katta gördüklerimiz bizi bir hayli şaşkınlığa uğratmıştı. Girişin tam karşısındaki duvara zırh boyasıyla büyük harflerle bir mesaj bırakılmıştı.
YAPTIKLARINIZDAN HABERİM VAR! BENİ ÖLDÜREMEYECEKSİNİZ… BOŞUNA ARAMAYIN. ŞUAN SİZİN ASLA BULAMAYACAĞINIZ BİR YERDEYİM.
Bu mesajı demircinin yazdığı gayet açıktı, işin tuhaf yanı, diğer tüm demirciler öldürülürken bunun onlardan kaçabilmesi hatta onlara kafa tutabilmesiydi. Onlar gelmeden kaçmayı başarmıştı ve iddia ettiğine göre onların asla bulamayacağı bir yerdeydi, ki orasının neresi olduğunu ciddi ölçüde merak etmeye başlamıştım, ve üstelik arkasında onlarla dalga geçtiğini açıkça belli ederek bir de not bırakmıştı.
Bunun dışında o kadar çok araştırmamıza rağmen başka bir iz bulamamıştık, ortada ne bir at, ne de bir ayak izi vardı. Her iki tarafın da iyi çalıştığı belliydi.
Ah ama, gizli bir şifre daha keşfetmiştim tesadüfen. Demirci yazısını gayet düzgün bir şekilde yazmıştı ama dikkatli bakıldığında boyayla yazılmış bir harfin köşesinde, iyice yakından bakılmadığı sürece belli olmayan bir işarete rastlamıştım. Küçük bir ok işaretinden başka bir şey değildi bu. Ve çizimine bakılacak olursa da, bir yönü işaret ediyordu.
Okun nereyi gösterdiğini bulmamız her ne kadar biraz zaman alsa da sonunda gizli bir bölme bulduğumuzda bu sırrı açığa kavuşturmuş olduk. Bölmenin içinden çıkanlar şaşırtıcıydı. Bir sandık dolusu parşömen çıkmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/18152207-288-k864473.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELDAR'IN VARİSİ- II
Ficción históricaOthrellion'da başlayan hikayenin Neméth'de hayat bulmasına tanık olmaya hazır mısınız?