Eldar'ın Varisi II - Bölüm 18 / 1.Kısım

2.5K 194 46
                                    

“ Pekala, bu gece Nerissa ve Charles’ın üzerine oynuyoruz. Onları olabildiğince yalnız bırakmaya çalışıyoruz ve aralarındaki sorunu kendi kendilerine halletmelerini bekliyoruz. Eğer plan işlemezse, gerisini yarını düşünürüz. “ 

Liam planı basitçe anlatırken bunun işlemesi için dua etmekle meşguldüm. Aksi halde işimiz gerçekten zor görünüyordu.

                         18. Bölüm

Bu akşamki şölen için Calanthe zümrüt yeşili bir elbise tercih etmişti benim için. Onu geçen seneki doğum günümde Lord La’pierre’in aldığı kurşuni takılarla tamamladığımızda doğal ve zarif bir görünüm elde etmiştim. Aynada, yeni yaptırdığım tacımı düzeltirken kapının iki kez vurulmasıyla sesin geldiği yöne çevirdim başımı.

“Girin.”

Kapı hafifçe aralanıp içeri koridor muhafızlarından biri girdiğinde aynanın karşısından kalktım ve ona döndüm.

“ Majesteleri, Prens Liam bunu size iletmemi istedi. “

 Yanıma gelip eğilerek elindeki kutuyu uzatırken reveransını sonlandırarak kutuyu aldım.

“Çok teşekkürler. “ 

Kapı kapandığında içimdeki meraka engel olamayarak aceleyle siyah kadife kaplı kutuyu açmaya çalıştım. Tabii ikinci deneyimim de başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

“ Calanthe, şu lanet olası kutuyu aç hemen.”

Calanthe beceriksizliğime gülmemek için kendini büyük bir dirayetle tutmayı başararak kutuyu basit bir hareketle açtı ve bana uzattı.

“ Tanrım.. Muhteşem. “

Calanthe duygularıma tercüman olduğunda soluğumu yavaşça bıraktım.

“ Bu harika bir bileklik. Lütfen takar mısın?” Calanthe,  yeşil taşlardan oluşan, ucunda küçük ve ilginç bir kalp figürü olan bilekliği koluma taktığında hala daha bileğime değen soğukluğun birkaç saniye içinde tenimin sıcaklığına uyum sağlamasını hayranlıkla izledim. Sanki, taşların renkleri ton değiştirmiş gibi gelmişti hatta o an için.

“ Biraz daha heykel gibi dikilip o bilekliğe bakmaya devam ederseniz şöleni kaçıracaksınız efendim.”

Şölene Calanthe’nin de dediği gibi gerçekten biraz geç kalmıştım, yani şöyle söylesek daha doğru olurdu. Babam her zamanki başlangıç konuşmasını tamamlamak üzereyken girmiştim salona. 

Babam başını kapıya çevirdikten sonra konuşmasına kaldığı yerden devam ederken bu anı bölmemek için masaların etrafından aceleyle dolanarak yerime oturmak için harekete geçmiştim. Ki ne olduysa o an olmuştu.

Ben hızlı bir şekilde yürürken az önce yemek servisinin yapıldığı bir masanın yanından geçmek isterken sessizliğe gömülüp babamın konuşmasını dinleyen salonda şiddeti yüksek bir ses yankılanmıştı.

“ Majesteleri sakın basmayın! “

Yemek servisini yapan hizmetlilerden biri elinde bir fırça ve kovayla bana doğru bağırırken ona dönen bakışlarım ani sarsıntının etkisiyle birlikte anında önüme çevrilmişti. Bulunduğum yer sarsılıp vücudum çorba dökülmüş zemine uyum sağlayıp öne doğru kayarken birkaç kişi seslice soluğunu tuttu, birçoğu çığlık atmayı tercih etti, bir kısmı da masalarından aceleyle fırladı.

ELDAR'IN VARİSİ- IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin