Bu bölüm de madem Elif'e ithaf olsun. Aslında hepinize ithaf etmek isterim ama en dikkat çekenlerinize ayrıcalık tanıyorum diyebiliriz :)) Hepinizi çook seviyorum tatlımlar, size şimdiden iyi okumalar.
“ Ayaklarını kapat uzanamıyorum.” İfademi bozmadan battaniyeyi iterek ayaklarımı kapadım ve o bu halime gülerken utangaçlığım yüzünden uyuyana kadar yüzümü o muhteşem yerde saklamayı uygun gördüm.
Imm, çok güzel kokuyordu. Bu düşünce gülmeme neden oldu. Nate’den bile daha güzel kokuyordu.
14. Bölüm
Güzel ve derin uykumdan uyanmama neden olan şey bu sefer perdelerin arasından sızan güneş ışınları değil de yanağımın üstünde gezinen iç gıdıklayıcı bir dokunuş olmuştu. Dudaklarım istemsizce yukarı kıvrılırken bir şeyler mırıldanıp tekrar uyumaya çalıştım ama dokunuş hala devam ediyordu.
İç sesim, dün gece Liam’ın yanında, yani dibinde yattığımı haykırırken beynim şuan uyanık bir şekilde benimle uğraştığı tezini ortaya atma işlemini sadece saniyeler içerisinde gerçekleştirmişti. Bu yeni düşünce uykumu bir anda yok ederken, ki iç sesim haklıysa şuan uykunun hiç mi hiç önemi yoktu, uyku halinden çabucak sıyrılıp gözlerimi aralamaya çalıştım. Ve o anda belimin üstündeki ağırlığı ve ağırlığın Liam’ın kolu olduğu gerçeğini de fark etmiştim. Gözlerim uzun uğraşlar sonunda açıldığında önce Liam’ın koluna ardından yanağımda gezinen şeye odaklandı.
Ve o anda hayal kırıklığı ciddi bir şekilde boy göstermekle kalmadı, suratımın düşmesine de neden oldu.
Yanağımda gezinen ‘şey’ Liam’ın eli falan değildi, yani uyanıp da romantik insanların yaptıklarının aksine beni izlemiyor anlamına geliyordu bu. Yanağımda gezinen şey, ince ince tüyleri olan bir yapraktı ve Jason elindeki yaprağı sessizce kıkırdayarak yanağımda gezdiriyordu.
Ani bir şekilde yerimden sıçrarken Liam homurdanarak başını bana çevirdi ve kısık gözlerle “ Yine ne oldu?” diye mırıldandı. Ama gördükleriyle anında kendine gelmişti. Yerinden hızla doğrulurken Jason’ın elindeki yaprağı aldı ve “Elena’nın üzerinden ellerini çek. “ dedi tatlı bir sitemle.
Jason’sa onunla yarışacak bir tatlılıkla omuzlarını silkti.
” Elena şuan şenin olabilir ama yakında kendişi bana gelecek.”
Bak sen… “ Neden sana gelecekmişim? “
Jason bana yine muzip bir bakış attı. “ Çünkü hiçbir kıj bana ve bu yakışıklılığıma karşı koyamaş .”
Jason’un şuanki hali buysa, ileride mesela Liam’ın yaşına geldiğinde hali ne olurdu düşünmek bile istemiyordum. Çok fazla can yakacağı ve her gün ayrı bir kadın kuralına riayet edeceği kesindi. Şimdiden o kızlara sabır dileklerimi iletiyordum.
“ Sen giderken ben dönüyordum oğlum. Elena benim ve sen benim olan bu güzellikten uzak duracaksın. Başkasının nişanlısına sulanmaya utanmıyor musun? Git Diana’yla uğraş.”
Kahkaham ormanda yankılanırken Liam’ın ‘sen benimsin’ iddiası ilk defa sinirlerimi hoplatmamıştı. Ona aşık olduğumu fark ettikten sonra değişen şeylerin arasında bu da yer alıyordu galiba. Aksine, bu sefer tuhaf bir tatmin ve haz almıştım. Onun olmaktan.. Beni sahiplenmesinden...
“ Banane ki. Ben Elena’yı şeçtim işte. “
Bu iki süper varlığın tartışmasına daha fazla kayıtsız kalamayacağımı fark ettiğimde Jason’a döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELDAR'IN VARİSİ- II
Fiction HistoriqueOthrellion'da başlayan hikayenin Neméth'de hayat bulmasına tanık olmaya hazır mısınız?