Eldar'ın Varisi II - Bölüm 22

2.7K 167 40
                                        

Sizi seviyorum, yeni yılınızın harikalarla dolu bir şekilde geçmesi dileğiyle. Ayrıca ygs mağdurlarına da en içten dileklerimi de iletmeden geçemeyeceğim :))

                     22. Bölüm

(Liam)

Bütün gece annemin zoruyla Othrellion’dan gelen misafirlerle uğraşmak zorunda kaldığım için bir hayli yorulmuş sayılırdım. Üstelik bunun yanında Charles’ın işleriyle de ilgilenmiş, bir de Leydi Aulén’in ricasını kıramayıp kafamdan dumanlar çıkmasına neden olabilecek oturma planını hazırlamakla enerji kaybetmiştim. Ve beni en çok yoran kısma gelirsek, Elena’yı tüm gün görmezden gelmeye çalışmıştım.

Yaptığı şey aklıma geldikçe bir şeyleri devirme isteğim birden tavan yapıyordu. Çan seslerini duyup da telaşla uyandığımda yanımda onu görmediğimde ne hissettiğimi asla anlayamazdı. Yanımdan bir kere kaçırılmıştı, üstelik birkaç yüz metre ötemde yanımda Othrellion ordusu varken. O yüzden ikincisinin olmasına asla müsaade etmeyeceğimi biliyor olmalıydı. Ama yanımda göremediğimde ve çan seslerini düşündüğümde aklıma ilk olarak onun başına bir şey geldiği fikri doluşmuştu.

Bunu bana yapmaya hakkı yoktu, düşüncesizce hareket ediyordu ve bunun farkına varması gerekiyordu.

Bu nedenle tüm gece onun o üzgün bakışlarına aldırmamak ve onu kollarımın arasına almamak için yoğun bir çaba sarf etmiştim ve beni en çok yoran şey de bu olmuştu.

Hatta yanımda gözyaşlarını tutamazken Oswald’a sarıldığında irademden büyük bir parça kopup gitmişti, hatta içimde bir yer parçalanmıştı ama yelkenleri suya indirdiğimde Elena’nın tekrar aynı şeyi yapmayacağından emin olamıyordum.

Kolumu başımın altından çekip bacaklarımı öne uzattım. Şölenden kaçar gibi çıktığımda Elena’nın ne yaptığını görememiştim ve aklımda şuan sadece o vardı.

Ve yaptığı teklif… Tanrı aşkına, bir yanım ona nasıl böyle bir şey düşündüğünü kızgınlıkla sormak isterken diğer yanım da madem kendini affettirmek için buna bile razı, neden olmasın deyip yanına gitmemek için zor duruyordu.

Elimle gözlerimi ovalarken bu son düşünceyi kafamdan attım. Bir pislik gibi düşündüğüme inanamıyordum. Karşımdaki kişi Elena’ydı ve ben bu hayatta en çok istediğim şeyin o olmasına rağmen bunu ona yapamazdım.  Madem kendini affettirmek istiyor, başka şeyler de bulabilirdi. Diğerinin zamanı elbette bir gün gelecekti ve bu Elena istediği için olacaktı.

TAK! TAK! TAK!

Kapının hızlıca çalınmasıyla başımı o tarafa çevirdim ve gel diye bağırdım. İçeri giren  Edalene ve Jason’dı. Yorgunlukla nefesimi verip onları başımdan savmak için harekete geçtiğimde ikisinin de şoka girmiş ve endişeli yüz ifadesi dikkatimi çekmişti.

“Abi, abi çabuk gel! “

Edalene nefes nefese konuşurken Jason da aynı şekilde devam etti.

“Liam, ona biy şey olmuş, çabuk gitmeliyiş. “ Yatakta hızlı bir şekilde doğrulurken üstüme tuniğimi geçirdim aceleyle.

“Sakin olun ve ne oldu baştan söyleyin. “diye emrettim ve yanlarına gidip bekledim.

“Elena… Jason’la birlikte odamızdan kaçıp bahçeye gidecektik kimse görmeden ama koridorları karıştırdık ve biraz kaybolduk. So-sonra Elena’yı gördük. Yerde yatıyordu ve sanır-rım sanırım bayılmıştı abi! Hareket etmeden öylece ya-yatıy-yordu!”

ELDAR'IN VARİSİ- IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin