ELDAR'IN VARİSİ- II

Eldar'ın Varisi II - Bölüm 5

                       5. Bölüm

Olayı öğrenmemin üstünden uzun bir süre geçmişti fakat Crael’in söylediği cümle hala aklımdan çıkmıyordu.

“ Kalpleri sökülmüş bir şekilde… “ 

Beynim  sürekli bunu düşünmem yüzünden duman çıkartacak kıvama gelirken odamdaki bahçeye bakan koltuğa oturmuş boş gözlerle dışarıyı izliyordum.

Elçileri öldürmek, işi farklı boyutlara taşıyordu. Bunu yapabilecek kişiler sınırlıydı. Soyguncular olsa, kalplerini sökmek yerine onları ormana götürmeden yolda bir güzel soyar ve öylece ortada bırakarak ortadan kaybolurlardı.

Köle tacirleri olsa, ki bu ihtimaller arasında en düşük olandı, onların ölüsü bir işlerine yaramayacağı için çekip giderlerdi. Diğer saçma seçenekleri de elersek, geriye tek bir seçenek kalıyordu.

Birisi yada birileri, onların Neméth’e haber vermelerini engelleyerek olası bir savaşı başlatmak amacındaydılar. Eğer, Thomas olaya bu kadar erken müdahale etmeseydi, büyük ihtimal de çıkardı zaten. Yine de  bu ortaya daha büyük bir sorun çıkarıyordu. Dışarıda bir yerlerde, Neméth’le arası iyi olan ülkeleri ortadan kaldırmak için böyle bir olaya girişiyordu ve bizim az kalsın bundan haberimiz olmuyordu.

Derin bir nefes alarak şakaklarımı bastırdım. Eğer düşüncelerimin gidişatı doğruysa, Neméth ciddi bir tehlikenin altında olabilirdi ve o üst düzey tehlike çanı yakınlarda belki de tekrar çalabilirdi. Ciddi bir şekilde oturup düşünmem ve ne yapmam gerektiğine karar vermem gerekiyordu. Bunu babama yada başkasına söyleyecek değildim. Bu ülkede çok uzun zamandan beri bu tarz şeylerle ben uğraşıyordum. Zaten babam annemin ölümünden sonra hala tam olarak toparlanmış sayılmazdı. Düşünmem gerekiyordu. Her şeyi en ince detayına kadar düşünüp ona göre bir plan yapmam gerekiyordu. İşim bu sefer gerçekten zordu.Çünkü ilk defa kim olduğunu bilmediğim bir düşmanla uğraşmak zorunda kalıyordum.

“ Elena ! “

Yerimden resmen sıçrarken sesin geldiği tarafa döndüm telaşla. Liam kapıyı kapatarak yanıma yaklaşırken kendimi olabildiğince toplamaya çalıştım ve birkaç derin nefes aldım.

“Akşam yemeğinden önce gelmedin, ve yemeğe de gelmedin. Sorun ne? “

Karşıma oturduğunda gülümsemeye çalıştım. “ Bir sorun yok. Sadece kendimi biraz kötü hissediyorum. Ama şuan iyiyim. Yorulmuş olmalıyım. “ Liam gözlerini devirerek bana inanmadığını anlatan bir şekilde baktı.

“ Uzun bir zamandan beri hareket etmeden dışarıyı izliyorsun. Aklına takılan şey neyse söyle bana canım, tek başına düşünmek zorunda değilsin. “

Kısa bir an ona olanları anlatmayı düşünsem de vazgeçtim. Büyük ihtimal kuruntu yaptığımı söylerdi. Ama söz konusu Neméth olduğunda içimdeki altıncı hissim hiçbir zaman yanılmıyordu.

“Merak etme, her şey yolunda. Sadece misafirlerimiz için ne yapabilirim onu düşünüyordum? “

Daha doğrusu düşünmem gerekirken bunu ikinci plana atıyordum. Liam daha fazla kurcalamamaya karar verip yüzündeki ciddi ifade yerine sinsi bir ifade yerleştirdi.

“ Bu akşam eğlenmek için bir tavernaya gitmeye karar verdik. Bunları düşünerek boşuna o güzel kafanı yorma sen. “ 

Benimle dalga geçmesine gülerek ayağa kalktım.

“ O halde bir an önce odamdan çıkın majesteleri, hazırlanmam gerekiyor. “

“ Benim için sorun değil. Sen işine bak. “