SİYAH PAPATYAM [DÜZENLENİYOR‼️]

36. BÖLÜM / TATİL

Merhaba canlarım. Uzun bir aradan sonra yeni bir bölüm ile geldim umarım beğenirsiniz.

Seni veren Rabbi'me şükürler olsun.(Savaş~Alıntı~)

Medyada minik bebeğimiz var👶🧚🏻‍♂️

36. BÖLÜM

Elimdeki kırmızı mayoya hayranlıkla bakıyordum. Göğüs kısmı ve göbek kısmındaki ince fırfırımsı detaylar çok güzeldi. Elimi mayonun üzerinde gezdirdim. Ezgi yanıma gelip bir anda elimdeki mayoyu aldı ve üzerime tuttu.
"Aslı bu tam sana göre ve kırmızı renk sana çok yakışır. Hemen almalısın."
Yüzümü asıp karnımı gösterdim.
"Hamileyim nasıl giyebilirim?"
Güneş'de yanıma gelip elimdeki mayoya baktı.
Ezgi hemen lafa atladı.
"Sorun olmaz bence giyersin. Hem iki saattir alışverişteyiz bir mayo beğenemedin. Ama bunu beğendiğini düşünüyorum. Bence al. Sana yakışır."
"Olur mu ki?"
"Olur olur niye olmasın. Hem bence Savaş da beğenir."

Güneş başını sallayıp elini alnına koydu.
"Burada Savaş'dan bahsediyoruz Ezgi. Bence kıskançtır."
Güneş'e tek kaşımı kaldırıp baktım.
"Bakın iki saattir ben de doğru düzgün bir şeyler bakıyorum kızlar. Ama ne Barutçu kardeşler ne de Arslan beğenir bunları. Kıskanırlar çünkü bu onlara göre fazla açık."
Ezgi sinirle bağırdı.
"Onlar kıskanacak diye biz giymeyecek miyiz. Yok öyle bir dünya. Bana bakın gidip en iyi mayoları ve bikinileri alıyoruz ve giyiyoruz. Birazcık kadınlığımızı kullanıp onları bu mayoları giymeye ikna ediyoruz. Tamam mı?"
Güneş'e bakıp güldüm ve konuştum.
"Kadınlığımızı kullanmak mı? Ezgi sen bunu yapabilir misin?"
Ezgi sinirle mağazanın ortasında bize bağırdı.
"Aşk olsun. Ben niye yapamayayım? Bana bakın kendinize gelin beğendiklerinizi alın. Haydin ama zaten acelemiz var. Çanta falan hazırlıcaz ve ayrıca bizimkiler bizi dışarıda bekliyor. Onları bekletmemeliyiz."
"Tamam Ezgi." dedim ve arkamı döndüm.

Karşımda gördüğüm plaj elbiselerine baktım. Birkaç tanesini beğenip elime aldım. Ezgi haklıydı, sırf Savaş kıskanç olduğu için bunlardan vazgeçemezdim. Mağazada on dakika daha gezip birkaç parça bir şey daha aldım ve kasaya ilerledim. O anda biri gelip bana çarptı ve elimdeki her şey yere düşmüştü. Karşımdaki adamın dirseği koluma sert bir şekilde çarpmıştı. Acı ile kolumu tuttum ve bağırdım. Adam koluma öyle sert bir şekilde vurmuştu ki canım çok acımıştı.
"Dikkat etsene be."
"Pardon özür dilerim."
Başımı kaldırıp karşımdaki adama baktım. Benimle aynı yaşlarda, esmer ve uzun boylu bir adamdı.
"Ne özürü ya. Ben hamile bir bayanım görmüyor musun."
Sesimi duyan Güneş ve Ezgi de hızla yanıma geldi. Güneş koluma girdi ve Ezgi ise adama bağırdı.
"Gözün mü kör sesin?"
"Özür diledim yaa daha ne diye bağırıyorsun."

Acıyan kolumu ovaladım.
"İyi misin?"
Güneş'e bakıp evet anlamında başımı salladım.
"İyiyim."
Ezgi telefonu çıkarıp birini aradı ve muhtemelen bizimkileri aramıştı. Bana çarpan adam yanıma geldi ve kolumu tutup sıktı ve beni arkaya doğru itti. Sinirle adama bakıp bağırdım.
"Yeter be sen kendini ne sanıyorsun."
"Özür diledim ama hâlâ küstahsın. Sen ve arkadaşların nasıl böyle hadsiz insanlarsınız?"
Güneş hızla adamın üstüne atladı.
"Sen kimsin be? Kim oluyorsun da benim eltime bunu yapıyorsun. Bir de bize hadsiz diyorsun kendine bak mankafa. Tabii güçsüz gördün bizi hemen üstümüze yürü."
Ezgi'de Güneş'in yanına gidip adamın kolunu ısırıyordu. Hemen ben de yanına gidip adamın kafasına çanta ile vurmaya başladım.
O anda Savaş'ın sesini duydum.
"Aslı ne yapıyorsun?"

Savaş'ın sesini duymam ile arkaya baktım. Savaş kaşlarını çatıştı sinirle bakıyordu. Hızla yanıma geldi. Yerdeki adama sinirle baktı. Hemen beni kucağına aldı ve mağazadan uzaklaştık. Arkama dönüp baktığımda Ezgi adamın kolunu ısırıyordu ve Aslan kolundan tutup çekiyordu. Aynı şekilde Poyraz ise adamı tekmeleyen Güneş'i kolundan tutup çekiyordu. Onlara ağzım açık baktım.
"Bu nasıl oldu Aslı?"
Savaş'ın dediği şey ile ona baktım. Çok sinirli görünüyordu.
"Bilmiyorum birden adam karşıma çıktı ve bana çarptı sonra benim üzerime yürüyünce de kızlar dayanamadı."
Hiçbir şey demedi ve sustu. Çok kızmıştı galiba. Ama ben bir şey yapmamıştım ki.
"Savaş inan ben hiçbir şey yapmadım."