10.BÖLÜM / SİLAH

336 30 12
                                    

Merhaba yeni bölüm geldiii umarım beğenirsiniz.

YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN.

Medyada Aslı ve Savaş var

10. BÖLÜM

 Biri saçlarımı okşuyordu. Rüya mıydı yoksa bana mı öyle geliyordu bilmiyordum. Yavaşca yerimde kıpırdandım ve gülme sesi geldi. Gözlerimi yavaşça açtım. Kolumla Savaşı'ı sarmıştım. Resmen çocuğa yapışmıştım. Ah Aslı ah ne yapıyorsun. Hemen yerimden kalktım.
"Ben özür dilerim. Bir yerine bir şey oldu mu?"
Bana bakıp gülümsedi. "Saçmalama Aslı birşeyim yok."
"Koala gibi sarılmışım. Off ne bileyim ya."
Bu sefer sesli gülmüştü.
"Koala mı? Sen gel buraya." kollarımdan tutup çekti. Beni yatağa çekip üzerime çıktı. Dudağımı dişlerimi arasına alıp dişledim.
"Yapma şunu." dedi.
G

özlerine baktım gözleri koyulaşıyordu. Olamaz hayır beni yine öpecekti. Hemen kalkmam lazımdı. Birden kapı açıldı. Gelen Mert'i ve bizi bu şekilde görmüştü.

"Pardon abi siz devam edin ben görmedim zaten."
Offf utanmıştım ve rezil olmuştum. Savaş üzerimden kalkıp Mert'e baktı.
"Siktir git Mert. Kapıyı niye çalmadan giriyorsun lan sen.
"Şey abi yani şey oldu."
"Ne oldu?"
"Öğrenmişler. Gitmemiz gerekiyor."
"Nasıl öğrenmişler. Onca adam ne işe yarıyor."

 Kim neyi öğrenmişti ki Savaş deliye dönmüştü. Sonra dönüp bana baktı. Birkaç saniye bana bakıp öylece beni izledi. Ne oluyordu?
"Mert arabayı hazırla. Arka kapıdan çıkacağız. Ayrıca evin etrafındaki korumaların sayısını artırın."
"Savaş ne oluyor?"
"Hiçbir şey yok güzelim."
Güzelim bana güzelim demişti. Savaş Barutçu'u bana güzelim dedi. Bu koca adam ne yapıp edip beni kendine çekiyordu. Birden asıl konuyu unuttuğumu fark ettim.
"Ne demek bir şey yok Savaş bey. Her ne oluyorsa benim de bilmem gerekmiyor mu?"
" Sonra Aslı sonra."
"Ne demek sonra. Doğru ya gerçi ben kimim ki neyim ki değil mi?"

Bir şey oluyordu ve bana söylemiyordu. Gerçi ben kimim ki, onun için neyim ki? Kendi kendime sinirleniyordum.

"Abi ben çıkıyorum arabayı hallederim sonra ararım."
Savaş sinirle bana bakıp konuştu.
"Çık Mert."
Mert hemen çıkmıştı. Savaş hâlâ sinirle bana bakıyordu.
"Demek sen her şeyi öğrenmek istiyorsun. Demek sen kimsin öyle mi?"
Yavaşca üzerime doğru gelmeye başladı. Ben arkaya doğru geriledim. O her üzerime geldikçe ben geriye gittim ve duvarla Savaşı'ın arasında kaldım.
"Beni çok zorluyorsun Aslı." dedi ve biraz daha yaklaştı. Derin nefes alıp vermeye başladım. Beynim durmuştu kalbim ise olabildiğince hızlı çarpıyordu. Bu adam bana ne yapıyordu böyle beni nasıl etkisi altına alıyordu.

Eli ile çenemi tutup kaldırdı ve dudağını yaklaştırdı. Hemen gözlerimi kapattım.

"Ateşle oynuyorsun Aslı." kesik kesik nefesi boynuma geldi.
"Ama ben bunu seviyorum."
Dudağını yavaşça boynuma değdirdi. Titredim bütün vücudum titredi ve uyuştu.
"Şimdi uslu bir kız ol. Sana her şeyi açıklayacağım ama sonra."
Kafamı salladım.
"Aferin benim kızıma."
Yine benim kızım demişti. Bu iki kelime beni deli ediyordu. Gözlerimi açıp dudağımı ısırdım.
"Bir daha bana benim kızım deme. Sevmiyorum."
Gülümsedi.
"Demek öyle. Tamam demeyeceğim ama sen de bunu yapma. Bir kere daha yaparsan o dudağını öperim."
"Ne? Ben ne yapıyorum ki?"
"Hâlâ yapıyorsun Aslı. Beni deli ediyorsun. Bunu sen istedin."

 Eğilip dudağımı öptü. Dudağını dudağıma bastırdı. Belimden tutup kendine çekti. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki nefes alamıyordum. Yavaşca dudağını dudağımdan çekip derince nefes aldı. Alnını alnıma dayadı.
"Sen benim herşeyimsin. Bir daha asla bana ben neyim kimim deme."
"Ama sen beni az önce öptün."
Elimi dudağımın üzerine koydum. Tüm bunlar çok fazlaydı. Beni öpmesi çok fazlaydı. Bir daha benim iznim olmadan bunu yapamazdı.
"Savaş Barutçu bir daha benim iznim olmadan beni öpemezsin."
"Demek öyle küçük hanım."
Elleri hâlâ belimdeydi.
"Evet beyefendi."
Odayı birden telefon sesi kapladı. Savaş dolabın üzerindeki telefonu alıp konuştu.
Bana baktı ve elimi tuttu.
" Hadi gidiyoruz."
"Tamam."

Elimi hiç bırakmadan hastanenin arka çıkışından çıkmıştık. Karşımızda siyah bir BMW Z3 vardı. Arabaya ağzım açık baktım. Araba çok güzeldi.

"Hadi Aslı ne duruyorsun orada."
Kafamı sallayıp hemen yanına gidip arka koltuğa oturdum. Arabayı ise tanımadığım bir adam kullanıyordu ve dikiz aynasından bize bakıyordu. Bakışları çok rahatsız ediciydi.
Savaş'a biraz daha yaklaşıp kulağına fısıldadım.
"Acaba şoförün böyle bakmayı kesebilir mi? Çok ürkütücü."
"Aslı sen ne saçmalıyorsun."
Savaş şoföre baktı ama şoför önüne bakmıştı ve az önceki gibi ürkütücü bakışı yoktu. Galiba ben delirmiştim. Tüm bu olaylar beni delirmişti.
"Her neyse gel yanıma başını omzuma koy ve uyu."
"Savaş beni evime bırakabilir misin?"
Sorduğum soru ile kaşlarını çatmıştı.
"Evine mi? Hayır unut bunu Aslı bundan sonra benimle kalacaksın."
"Ne? Hayır olmaz saçmalıyorsun. Ben seninle kalamam."
"Neden kalamazsın?"
Neden onunla kalacaktım ki hem bizim aramızda hiçbir şey yok.
"Bak sana yeterince yük oldum. Hem zaten gayet iyi görünüyorsun, bir günde ayaklandı. Bundan sonra benim yardımıma ihtiyacın yoktur."
"Saçmalıyorsun Aslı. Yük olmuyorsun ve ayrıca hâlâ iyileşmiş sayılmam. Bana bakmak zorundasın Aslı."
"Nedenmiş?"
"Çünkü..
S

avaş konuşmasının devamını getiremeden araba ani fren yapıp durdu. Şoför arabadan inip kapıyı açtı. Ne oluyordu Allah aşkına.

"Arabadan inin Savaş bey Arslan Kırımlı sizi dışarıda bekliyor. "
Bu adam ne diyordu.
"Lan sen nasıl? Lan sen benim adamımsın"
"Arabadan inin Savaş bey."
"Şerefsiz piç demek hainsin. İnmiyorum lan. Gelsin o Piç patronun indirsin."
Savaş arabadan inmemişti ve adam yanımızdan ayrılıp karşımızdaki siyah arabanın yanına gidip bir şeyler dedi. Arabadan 20'li yaşlarının sonunda beyaz tenli iri yapılı genç bir adam indi. Ben adama bakıyordum o an göz göze geldik ve bana gülümsedi. Savaş ellerini belime yerleştirip beni yanına çekti.
"Sakın arabadan inme ve hemen Mert'i ara."
"Savaş ne oluyor?"
"Dediğimi yap."

Tamam diyip onu kafamla onayladım. Savaş arabadan inip arabanın kapısını kapattı. Dışarıda kendi aralarında konuşuyorlardı. Karşıdaki adam Savaşı'ı sinirlendirmişti ve Savaş adama yumruk atmıştı. Adam sendeleyip yere düşmüştü. Savaş adamın yüzüne yumruk atmaya devam ederken adam gülüyordu. Allahım bu neydi böyle, ben neyin içine düşmüştüm. Arabanın kapısı birden açıldı ve az önceki şoför benim kollarımdan tutup dışarıya çıkardı ve birkaç adamın yanına götürüp kollarımdan sıkıca tuttu.

"Bırak beni, bırak iğrenç herif."
Savaş sesimi duyup hemen bana baktı.
"Aslı ben sana ne dedim." kükremişti. Çok sinirliydi.
"Savaş ben..."
Konuşmamı bölen Savaşı'ın dövdüğü adamdı.
" Demek doğruymuş. Savaş Barutçu âşık olmuş ve bu kızı seviyormuş. " dedi ve güldü.
"Kes sesini Arslan. "
Yerden kalkıp belinden silahı çıkarıp bana doğru nişan aldı.
"Demek bu kızı çok seviyorsun Savaş Barutçu o zaman dikkat et. Dikkat etki onu senden almasınlar." dedi. Savaş koşarak yanıma gelmeye başladı ve o anda silah patladı.
"Aslııııııı!"

VOTEEE🌼🤍

BU BÖLÜ NASILDI?

YENİ KARAKTER ARSLAN KIRIMLIYI NASIL BULDUNUZ?

SİZCE ASLI'YA NE OLACAK?

KİTABIM NASIL İLERLİYOR?

SİYAH PAPATYAM [DÜZENLENİYOR‼️]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin