Taehyung o gün metroya bindiğinde Jungkook'u göreceğinin bilincindeydi.Her zamanki giyimine ek olarak, bazı zamanlar karışık duran saçlarını düzene sokmuştu. Jungkook onu özenli görsün istiyordu. Çünkü bugün, ona nihayet beraber bir şey yapmayı teklif etmeye cesaret ettiği gündü.
Önünde duran metroyla içeri bir adım attı ve artık bi alışkanlık olarak soluna baktı. Jungkook oradaydı. Başını öne eğmiş, uyukluyor gibi gözüküyordu.
Taehyung gülümsedi istemsizce. Tıpkı Jungkook hayatına ilk girdiği andan beri yaptığı gibi.
Adımları ilerleyen metro yüzünden sakin ve temkinli ilerledi. Oldukça yavaş bir şekilde oturmasına rağmen Jungkook başka bir insanı yakında hissetme hissiyle irkildi ve araladı gözlerini.
Taehyung ise rahatsız edici gözükmemek adına gülümsemesini hoş bir tebessüme dönüştürüp, Jungkook henüz gözlerini açtığından kısık sesle konuştu.
"Merhaba."
Jungkook gülümsedi hafifçe ve pürüzlü bir sesle konuştu.
"Merhaba, Taehyung."
Taehyung isminin onun dudaklarından ayrılış şekline hayran kaldı. Fakat araya bir sessizlik sokmamak adına konuştu tekrar.
"Uykusuz görünüyorsun."
Jungkook Taehyung'un onda farkettiği şeyleri daha önce hiç kendinde dikkat etmediğini düşündü. Uykusuzsa da o söyleyene kadar cidden farkında değildi.
"Bilmem ki, her zaman yorgun gibiyimdir aslında. Ama dün pek uyuyamadığım doğru."
Jungkook'un dudaklarından pek de umrunda olmayarak çıkan her zaman yorgun gibiyimdir lafı Taehyung'un iç çekmemek için kendini tutmasına sebep oldu.
Taehyung biliyorum demek istedi.
Seni her gördüğümde halsiz vücudun, her seferinde de baygın bakıyor gözlerin, biliyorum çok yabancıyım sana ama gözlerin nasıl bakar, vücudun ne anlatır biliyorum demek istedi.
Demedi, dudaklarını ısırdı ve kaşlarını kaldırdı yeni bir soruyla eş vakitte.
"Neden uyuyamadın?"Jungkook pek de geçerli bir sebebinin olmamasıyla biraz utanarak omuz silkti.
"Sevdiğim filmleri baştan izliyordum."Taehyung'un yüzünde ondan bağımsız büyük bir gülümseme yer etti.
"Ben de bazı geceler bunu yaparım." dedi yalan söylemeyerek. Cidden yapardı. Ve umuyordu ki bir gün Jungkook'la beraber de yapabilme şansı olurdu.
Jungkook gülümsedi ve yalnızca laf olsun diye, "Demek öyle." diye mırıldandı.
Zaten o bunu söyledikten sonra da aniden göz göze bakmak anlamsız bir hale geldi ve ikisi de gözlerini kaçırdı.
Fakat dakikalar Taehyung'un aleyhineydi, bu yüzden tekrar kendini zorladı konuşmaya. Buluşma meselesini pat diye söylemek Jungkook'a ters düşermiş gibi geldiğinden gözüne takılan ilk şeyi sordu.
"Ojelerin," dedi onu tanıdığından beri neredeyse her seferinde tırnaklarında olan siyah, yarım yamalak ojeleri kastederek.
"Çok hoş duruyorlar. Hep mi böyle sürersin? Birkaç tırnağına yani."Sesi biraz mahcuptu çünkü aklındayken o kadar da garip duyulmayan bu soru cümleye dökülünce biraz saçma gelmişti kulağına.
Muhtemelen Jungkook da öyle bulacak ve yalnızca hoşuma gittiği için tarzı bir cevapla yanıtlayacaktı onu. En azından o böyle düşünüyordu, Jungkook aksini kanıtlayana dek.
"İlk sürmek istediğimde çok zor geldi. Birkaç tırnağıma sürdüm ve çok yoruldum. Dışarı taşınca çok çirkin oluyordu ve hepsini tek tek düzeltmek yorucuydu."
Jungkook sanki bu konuyu birine daha önce hiç anlatmamış gibi bir hevesle devam etti.
"Diğer elime yapamadım çok sinirim bozulduğundan. Öylece bıraktım ve açıkçası o şekilde de hoşuma gitti. Sonradan yalnızca canımın istediği tırnaklarıma sürmeye başladım. Aslında şuan alıştığımdan hepsine zorlanmadan sürebilirim ama bu şekilde seviyorum. Pek de umursamıyorum yarım yamalak ya da soyulmuş olmalarını."
Taehyung dersine girdiği kişileri bile dinlemediği bir dikkatle Jungkook'u gülümseyerek dinledi.
Ardından da, "Sanatçılar bu tür şeylere önem vermez mi?" diye sordu hafif şakacı bir sesle.
Jungkook gözlerini ellerine çevirdi ve omuz silkti sakince. Taehyung'un herhangi bir art niyeti olmadığının farkındaydı.
"Kendime sanatçı diyemem." dedi samimiyetle.
"Estetik kaygısı duyduğum tek yer resimlerim, kendimi bu konunun içine katarsam içinden çıkamam."
Karşısındaki gencin kaşları hafifçe kalktı duyduklarıyla. Jungkook'un neyi kastettiğinin farkına varmış ve şaşırmıştı biraz. Nasıl olur da böyle güzelken kendisine bunu ima ederdi?
"İçinden çıkılmayacak tek şey bir sanat eserinden farksız oluşun."
Ani söyledikleri yüzünden pişman falan olmadı Taehyung. Karşısındaki Jungkook şaşırmış bir yüzle ona bakarken hiç olmadığı kadar dolu hissediyordu.
"Seni rahatsız ettiyse üzgünüm ama gerçek fikrim bu." dedi hala şaşkın olan gencin yüzüne çekinmeden bakarak.
Jungkook bir şey söylemek istedi ama ne söyleyeceğini bilemedi, zaten Taehyung da onu anlamış gibi içindeki meseleyi daha da büyütmek istemedi ve başından beri sormak istediği soruyu nihayet ağzından çıkardı.
"Jungkook, benimle konsere gelmek ister misin?"
Jungkook, Taehyung'un gözlerine bakakaldı.
Karşısındakine sesten nefret ettiğini, konsere bir kereden fazla gitmediğini ve gitmeyi de hiç mi hiç istemediğini, tüm o kalabalığın, kokunun ve de en önemlisi sesin içinde kendini öldürmek isteyecek kadar kötü hissettiğini söyleyemedi.
"Taehyung, ben yapamam." dedi onun yerine.
Gerçekten de çaresiz ve titrek çıkmıştı sesi ondan bağımsız.
"Çok-çok üzgünüm gerçekten."Taehyung'un düşen omuzları ve Jungkook'un mahcup gözleri aynı anda verilen tepkilerdi.
Tüm burukluğuna rağmen,
"Üzgün olma." diye atıldı Taehyung hemen."Üzgün falan olma, sorun değil hiç. İstemeyebilirsin tabii ki. Hiç sorun değil."
Jungkook bir şey söylemek istedi ama yapamadı. Taehyung'un ineceği durak gelmiş, genç haliyle ayaklanmıştı.
"Görüşmek üzere, uyku düzenine ve kendine dikkat et."
Taehyung'un cümleleri Jungkook'u deli gibi ağlamak istemekten öteye götürmedi.
"Görüşmek üzere, sen de çok dikkat et kendine." dedi tüm hislerine rağmen. Sesi samimi ve hüzünlüydü çokça.
Tüm mahcupluğu ve ani yaşanan olayın etkisiyle başka bir şey söyleyemezdi de zaten, alışık olmadığı tarzda durumdu yaşadığı.
Jungkook pek farkında sayılmazdı ama bu Taehyung'un kalbini ilk gerçek kırışıydı.
Taehyung hafif bir el sallama ve tebessümüyle indiyse de metrodan, geri kalan yolda yüzü hiç gülmedi.
Tıpkı günün geri kalan saatlerinde de, vaktini odasındaki portreyi hüzünlü gözlerle izlerken gülmediği gibi.
aslında dün atıcaktım ama bari insanları bölüme boğmayayım sıkılmasınlar dedim okurken😪 umarım beğenmişsinizdir💗