Yoongi biten vizeler ertesi Taehyung'un koşa koşa sevgilisine gitmesiyle evde tek kalmıştı. Hoseok, ailesinin evine gitmeye hazırlanıyordu ve o da evde tek başına vaktini harcıyordu. Taehyung gittikten beri bir film bitirmiş ve kalkıp kendine yemek hazırlamış, yemiş ve tekrar laptopunu almak üzere salona gitmişti ki kapı çaldı.Yoongi bir an endişelendi. Gelenin Taehyung olduğunu düşündü, Jungkook'la aralarının bozulduğu için geri gelmiş olmasından korktu ama tüm bu korkular kapıyı açar açmaz hiç orada değilmişcesine silinip gitti.
"Merhaba."
Jimin hafif bir öksürük bırakmıştı konuşmadan önce. Yoongi'nin son beklediği şey onu kapısının önünde bulmaktı belki de.
"Merhaba, Jimin." dedi şaşkınlığından biraz sıyrılmaya çabalarken.
Birkaç saniye sessizce birbirlerine bakmalarının sonucunda Yoongi zorlukla akıl edebilmişti onu içeri davet etmeyi. Şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı haklı olarak.
"İçeri gelmek ister misin?" diye sordu dudaklarını ıslatırken. Karşısındaki genç dudaklarını birbirine bastırdı ve bir mırıltı çıkardı.
"Olur." dedi bunu söylemesini beklediğini belli etmemeye çalışırken. Ayakkabılarını çıkarıp içeri adımlarken kendini biraz da olsun utancından sıyırmaya çalışıyordu.
"Taehyung yok mu?" diye sordu mırıldanır gibi. Kısık sesine rağmen Yoongi tüm dikkati onda olduğundan bu söylediğini duymakta zorlanmadı.
"Haberin yok muydu? Jungkook'la kalıyor bugün." diyerek gocunmadan yanıtladı Yoongi.
"Ah, doğru." dedi Jimin. "Şey, aklımdan çıktı bir an." diye devam etti, aklından "gerginlikten akıl mı bıraktın sanki?" diye geçirirken.
Yoongi onu koltuklara yönlendirirken aklından bin türlü şey geçiyordu ama çocuğun karşısına oturup utangaç bakışlarla gözlerine kaçamakça bakması bir anlığına hepsinin susmasına neden oldu.
Jimin'in ona ne sebeple gelebileceğini düşündüğünde aklına Taehyung ve Jungkook'un ilişkisinden başka bir şey gelmiyordu ancak Yoongi adı gibi biliyordu ki onlarla alakalı olsa Taehyung gitmeden bir şekilde söyler, en azından belli ederdi. Fakat olumsuz bir şey olmasına pek ihtimal vermiyordu. Zira ikisi birbirlerine tapıyor gibilerdi ve şuan beraber olmalarından yola çıkarsak bir olay da yaşanmış değildi.
Bir dakikayı aşan sessizlik sonrası çocuğun hiçbir şey söylememesi mevcut gerginliğini daha da beter yaparken sakin bir nefesi dudaklarından bırakırken kısık sesle sordu.
"Jimin." dedi yumuşacık bir sesle. "Neden geldin?"
Amacı onu huzursuz hissettirmek değildi. Garipti ama Yoongi ona kızgın da değildi. Özünde tartışmalar sonrası pek iyimser biri sayılmazdı fakat konu Jimin'e gelince ona kin beslemek imkansız gibiydi. Hoşlantısıyla alakası yoktu bu durumun. Daha önce hoşlandığı birinden bir tartışma sonrası uğradığı aşağılama sonucu çok kısa sürede uzaklaşmış, pek de hoş davranmamıştı sonrasında.
Bu yüzden Yoongi bu soruyu sorarken herhangi bir kötü his barındırmadığı için kendine şaşırdı.
Jimin'in gelirken çekindiği şeylerden biri bu soruydu. Dişlerini alt dudağına geçirirken gözlerini bir anlığına kapatıp açtı. Olayın yaşandığı günden beri içten içe hep bir suçlulukla gezinip durmuştu. Ani fevriliğinin acısını hayli çektikten sonra bu huzursuzluğu bitirmek için dayanmıştı Yoongi'nin kapısına.
Bu yüzden lafı hiç saptırmadan, "Ben özür dilemek istedim." dedi tek nefeste.
"O gün konuştuğumda ne kadar kırıcı olduğumun farkında değildim çünkü halihazırda oldukça kırgındım. O haldeyken karşımdakinin hislerini düşünemedim. Bir bahane uydurmaya kalkmıyorum, yalnızca tamamen kendi hislerimle o şekilde konuşmadığımı bilmeni istiyorum."