part 19, midnight call

8.4K 1.2K 117
                                    


Jungkook metroya binen biri yüzünden böyle hissedeceğini aklından bile geçiremezdi. Fakat şuan bu eylem pratiğe dökülmüşken gerek yoktu belki de düşünmesine.

Utangaç gülümsemesi yüzünü sardı ve hızla ona gelen gencin gözlerine parlak gözlerle baktı.

"Selam." dedi Jungkook. Normalde selamı ilk veren kişi Taehyung olurdu.

"Selam, Jeongguk." diye yanıtladı onu Taehyung. Yüzünde büyükçe bir gülümseme vardı ve Jungkook'un yanına otururken bir saniye bile tereddüt etmemişti.

"Şey," dedi Jungkook bir an duraksarken. Ardından minik bir öksürük bırakıp ne dediğini bilmiyor gibi ekledi.
"Nasılsın?"

İçinden kendine kızmakla meşguldü çünkü geceyi Jimin'de geçirmiş ve sabahtan beri metroya binene kadar onunlayken neden bunu sormadığını sormuştu kendi kendine.

Bir insanla öpüştükten sonra nasıl davranılırdı ki?

Normal haliyle devam mi etmeliydi? Her gün olduğu gibi mi konuşmalıydı? Bunu Jimin'e sormaya gerek bile var mıydı ki? Nihayetinde bu Taehyung'la ilişkisine bağlıydı.

Gerçi ilişkileri de açıkça iyi durumda olmalıydı şuan. Aksi takdirde Jungkook'un hafif tedirgin çıkan sesine rağmen Taehyung büyük gülümsemesiyle oturduğu yerin en üst kısmına dirseğini yaslamış, bedenini tamamen ona çevirerek gülümsüyor olmazdı.

"İyiyim, Jeongguk." demişti Taehyung ve bu cümleyi böyle içten kurmayalı uzun zaman olduğunu farketmişti.

"Çok iyiyim. Uzun süredir böyle iyi olmamıştım hatta."

Jungkook karşısındaki gencin sımsıcak gülümsemesiyle birden bire kendini tüm gerginliğinden sıyrılmış gibi hissetti.

"Ya sen?"

Böylece ona yöneltilen soruyla beraber çekinmeden gülümsemiş ve tüm içtenliğiyle yanıt vermekte gecikmemişti.

"Ben de çok iyiyim." dedi. "Çok, çok iyiyim."

Taehyung duyduğu yanıtla içindeki heyecanın olduğu yerde kıpraştığını hissetti. Jungkook ona gülümsüyordu, Jungkook ona parlak gözlerle bakıyordu, Jungkook yanında onun kadar heyecanla oturuyordu.

Jungkook ile dün akşam öpüşmüştü.

Aralarında bir sessizlik oldu. Kaçamakça birbirlerine bakıp gülümsediler. Jungkook utanarak gözlerini tekrar önündeki ellerine çevirdiği sırada Taehyung'un gülümsemesi sürüyordu.

Birkaç dakika süren durgunluktan sonra Taehyung böylece oturmanın onu garip hissettirdiğini farketti. Yaşadıkları şeyden sonra böyle bir şey yaşamaları normal miydi anlamamıştı. Daha önce öpüştüğü insanlarla da garip bir ortam yaşansa da bu denli bir gariplik söz konusu değildi.

İşin doğrusu, Jeon'dan uzak kalmak istemiyordu.

Eli yavaşça yanına uzandı ve aralarındaki boşlukta durdu. Jungkook'un vücudu ani bir şekilde titredi, açıkça bir huylanmaydı bu ve Taehyung iç çekerek gülümsedi bu hassaslığa.

Gözleri karşıdayken bekledi ve çok uzun sürmeden yanında bir hareketlilik hissetti. Jungkook'un soğuk parmak uçlarını elinin sırtında hissetti, sonra soğukluk eklemlerinden kaydı ve yavaşça elinin üzerine yerleşti.

Taehyung gülümsedi, başını Jungkook'a çevirdi ve elinin üzerindeki ele rağmen yönünü çevirdi ve soğuk parmaklarının arasından geçirdi kendininkileri.

"Soğuk ama," dedi Jungkook birden, sesi kısık çıkıyordu.
"Ellerim yani."

Taehyung gözlerine bakan gözlerle kendini huzurlu hissetti. Annesini arayıp bunu söylemek istedi.

Ondan uzak olmasına rağmen evde gibi hissettiğini söylemek istedi.

"Isıtırım."

Onun yerine karşısındakine de evinde gibi hissettirdi farkında olmadan. Taehyung'un ineceği durak gelene dek öylece el ele tutuştular. Sonra Taehyung açık bir mutsuzlukla Jungkook'un elini bırakmaya hazırlanırken araladı dudaklarını.

"Gideyim mi şimdi ben?"

Jungkook gözlerini kaçırdı ve tam tersini söylemek istese de bunun fazla geleceğini düşünerek kısık bir sesle konuştu.

"Git öyleyse."

Taehyung onunla kalmak istedi ama bu çocuklukmuş gibi görünebileceğinden yavaşça kalktı ve kapı açılacağı sırada arkasına dönüp ona bakan çocuğa kısaca el salladı. Jungkook gülümsedi ve tekrarladı. Sonrasında pek bir şey olmadı. Jungkook eve gidince kendini bir anlığına boşlukta hissetti. Yapabileceği hiçbir şey yokmuş gibi hissettiğinden evde dolanıp durdu.

İçinde bir yerden kendine kızdı. Taehyung'u görmek istedi. O metroda neden onu bıraktığına anlam veremedi ama bir şey de yapmadı.

Günü gece edene dek yapacak bir şeyler buldu. Fakat gece salonunda dizi izlerken bir kez daha hissetti.

Ne büyük aptallık yapmıştı. Utanacak ne vardı? Sarılmamışlardı bile, yalnızca elini tutmakla yetinmişti. Koskoca günün toplasan kaç dakikasını beraber geçiriyorlardı zaten ve o da metrodaydı.

Diziye odaklanamadığından kapattı ve koltukta birkaç saniye öylece uzandı tavana bakarak. Ne olduğunu anlamadan gözleri kapanmaya başladığında ve neredeyse daldığında ise onun irkilmesine sebep olacak şekilde telefonu çaldı.

Gözlerinin bulanıklığının geçmesi için birkaç saniye kırpıştırdı ve sonra telefonunu eline alarak ekrana baktı. Kalbi istemsizce hızlanırken uykusundan sıyrıldığını hisseder gibi oldu. Emin olmak için tekrar kırpıştırdı gözlerini ve hala orada taehyung yazıyordu.

Aslında başka bir zaman olsa sorun yaratırdı belki bu arama çünkü Jungkook'un hayatta en stres yaptığı konulardan biriydi telefonda konuşmak. Ama birden bire içine öyle bir özlem girmişti ki, birkaç saat önce gördüğü bu çocuğun telefonunu haftalardır görüşmüyorlarmışcasına bir hevesle açtı.

"Taehyung?" dedi ama sesi uykudan yeni uyandığını belli ediyordu yine de.

"Jeongguk?" dedi çocuk karşıdan ve Jungkook o an gülümsemeye başladığının farkında dahi değildi.
"Uyandırdım mı? Çok üzgünüm."

Jungkook da onunla aynı hızla yalanladı.
"Tam dalmamıştım, iyi oldu zaten yoksa salonda uyuyakalıyordum."

Birkaç saniyelik sessizlik oldu ve Jungkook sesi bile gülümsediğini ele veriyor gibi çıkarken, "Bir şey mi oldu?" diye sormaya zorladı kendini.

"Hayır hayır," dedi Taehyung hızla.
"Yalnızca iyi geceler demek istedim çünkü," Duraksadı Taehyung.

"Çünkü bugün elini tutmak dışında hiçbir şey yapamadım. Ve inan isterdim yapmayı."

Jungkook güldü ve gözleri evin her bir yanında dolaşırken fısıldar gibi konuştu.

"Ben de isterdim." dedi.
"Yapmanı ya da yapmayı."

Taehyung birkaç saniye sessiz kaldı ve en sonunda konuştuğunda da oldukça çekingendi sesi.

"Bir dahakine o zaman, ha?" diye sordu.

Jungkook utansa da duraksamadı ve, "Evet." dedi. "Bir dahakine."

O gece telefon açıkken de, kapattıktan sonra da gülümsemeye devam etti Jungkook. Aksini nasıl yapabilirdi ki? Dudakları konu Taehyung olduğunda söz dinlemiyorlardı.













oy okuma oranı o kadar kötü ki gerçekten biraz bile hevesle atamıyorum bölümü🙃 just for let you guys know canınızı değil oy istiyorum🙃🙃 umarım beğenmişsinizdir bölümü

soleilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin