part 15, taehyung's concerns

8.4K 1.3K 305
                                    


Taehyung'un hisleri onu bir adım ileriye götürmüştü ve bu aşama bir öncekinden daha zorluydu.

Taehyung'un düşünceleri onu incitiyordu.

Bazı zamanlar aklına Jungkook düşüyor ve onun yalnızca böyle devam edip, hayatından çıkıp gideceği düşüncesi tüm beynini kaplıyordu.

Hiçbir ilerleme kaydedilmiyordu. Her karşılaştıklarında daha samimi olmalarına rağmen hem de. Jungkook ona gülümsüyordu, fakat günün sonunda olan yine aynıydı.

Telefon rehberi geceleri bomboş gözüküyordu Taehyung'a. Jungkook'un numarası yoktu, onu biraz da olsa yaptığından utanarak "güneş" diye kaydedemiyordu.

Arayacağından değil, geceleri numarası açık bir şekilde aramayacağını bile bile o ekranı açık tutmayı bile ister olmuştu. Bunu bile yapamıyordu.

Onu metronun gözlerini yoran ışığı eşliğinde görüyordu, gün ışığında değil. Yan yana oturdukları metronun o rahatsız oturakları dışında başka nerede bulunmuşlardı beraber? Bu şehir ikisinin bedenini yan yana göremeyecek miydi hiç?

Garip bir telaş oluşmuştu bünyesinde. Ya çok geç olursa telaşı.

Ya bunların hiçbiri yaşanmadan çok geç olursa? Ya Jungkook binmeyi keserse metroya? Yaz tatilinden sonra üniversitesini değiştirecek olursa?

Ya da en basit ve mümkününden, ya Jungkook onu her gün gördüğü bir arkadaştan farksız görüyorsa ve erkeklere hiç o gözle bakmadığından Taehyung'un bu ilgisini de göz ardı ediyorsa?

Tanrım, ya Jungkook en başından beri heteroysa?

Gurur falan bir yere kadardı. Jungkook'un dudaklarından bir kere "sevgilim" hitabını duymadan ne kadar yaşayacaktı?

Yanında oturan Jungkook'a bakarken aklından tek geçen buydu. Yetmez miydi artık? Bir adım atma vakti gelmişti sanki.

Mesela tam şuan, Jungkook ona sorduğu soruyu yanıtlarken. Ona Jimin'in neden artık onunla dönmediğini sormuştu ve çocuk tatlı tebessümüyle yanıtlıyordu işte.

"Jimin tiyatro kulübüne başladığından beri provalar yüzünden okulda kalıyor, bir iki saat geç çıkıyor o yüzden. Yani tek dönüş arkadaşım sensin artık."

Taehyung tamamen Jungkook'un gözlerine odaklanmışken cümlesinin bittiğinin o an farkına varamadı. Bu yüzden bakışları devam etti ve bu karşısındaki çocuğun gülümsemesinin hafif bir şaşkınlığa evrilmesine sebep oldu.

"Taehyung?"

Saniyeler sonra sesi tekrar duyduğunda irkildi. Jungkook kaşlarını kaldırdı onun bu dalgınlığına karşın.

"Yorgun musun biraz?" diye sordu dalgınlığa bir neden arayarak. Taehyung'un önceki günlere nazaran daha koyu duran göz altlarına ve biraz solgun yüzüne bakarak yapmıştı bu tahmini.

Haklıydı aslında, Taehyung'un üzerinde hatrı sayılır bir yorgunluk vardı. Ama düşündüğünü nedenlerden dolayı değildi muhtemelen.

Geceleri uyuyamıyordu. Normal hayatta bile sık sık dalıp giden biriyken şimdi daha da beter olmuştu. Aklı sürekli Jungkook'taydı. Uyku ve yeme düzeni bozulmuş ve bu direkt olarak bedenine yansımıştı.

Fakat Taehyung bunların hiçbirini karşısındaki çocuğa söylemedi. Onun yerine gözleri hala dalgınca onunkilere sabitliyken kuru dudaklarını araladı sakince.

"Jeongguk?"

Jungkook ona bu ismi kullanmasına izin verdiğinden beri, yalnızca bir defa kullandığı bu hitabı tekrarladı.

soleilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin