part 25, do u love me?

7K 997 61
                                    


(başlamadan diğer bölümü okuduğunuzdan emin olunn lütfen⚠️💓)

İnsanın en yakın gördüğü kişiye bile söyleyemediği bazı şeyler vardı.

Jungkook kendi bünyesinde oluşturduğu ilişkinin insana yükleyebileceği baskı ve sorumluluk ihtimali yüzünden Taehyung'la olan ilişkisinden tümüyle tereddütteydi. Fakat yine de, Jimin'in "hayatta tek gitmem" lafı sebebiyle Yoongi'nin onları da davet ettiği gün evlerine gitmeyi kabul etti. Yoongi'nin söylediğine göre dördüne ek olarak yalnızca bir kişi fazla olacaklardı ve Jimin'in özellikle sorması sonucu olarak Jungkook'u rahatsız edecek bir ses seviyesi olmayacaktı.

Taehyung'la konser olayından sonra 2 gün boyunca konuşmamışlardı ve bu çocuğun akşamüstü Jungkook'u arayıp onlara gelip gelmeyeceğini sormasıyla son bulmuştu. Jungkook bir kabalık yapmamak adına, tamamen isteksizce ve sırf Jimin'in soracağı sorulardan çekindiğinden gitmeye karar vermişti. Bir de arkadaşının tek gitmeme ısrarı vardı tabii. Jungkook onu anlıyordu çünkü kendi de asla gitmezdi böyle yerlere Jimin'siz.

Böylece ikisi de aynı durakta inmişlerdi, Jungkook yolu bildiğinden giderken bir sorun çıkmadı. Gidene kadar her şey normaldi, Jimin arkadaşında bir tuhaflık sezmedi ancak ne zaman evin kapısına geldiler, Jungkook'un da tam o zaman yüzü düşer gibi olmuştu. Jimin bunun üzerinde istese de durmamazlık yapamazdı fakat o zaman için susmakla yetindi. Kapıyı Yoongi açtı, gülümsedi ve selam verdi.

Salona geçtiklerinde Yoongi'nin önceden dediği gibi içeride yalnızca Taehyung ve Hoseok vardı. Selamlaştılar ve Hoseok'la ayrı olarak da tanıştılar. Taehyung biraz çekingen halde Jungkook'a gülümseyip onu özlediğini söyledi, Jungkook diğerlerine kaçamak bir bakış atıp dikkatin onlarda olmadığını teyit ettikten sonra hafif bir tebessümle "bende" diye yanıtlamıştı genci, sesi oldukça kısık olsa da Taehyung onu duymuş ve gülümsemesi büyümüştü. Özünde çok mahcup hissediyordu ve hala biraz utangaçtı.

Ardından koltukta Taehyung'un yanındaki boş yere geçmişti, Jimin de onun yanında oturduğundan o kadar rahatsız değildi. Hoseok birkaç şey sordu ve o da gülümseyerek yanıtladı. Taehyung'un bakışlarını yüzünde hissediyordu ve bu midesini altüst ediyordu. Bir süre sonra Jimin lavabo'ya, Taehyung ve Yoongi ise bir şeyler getirmek için mutfağa gittiler.

Jungkook Hoseok'la baş başa kaldığında biraz gerildi. Garip bir sessizlik yaşandı ve göz göze gelip eğrelti bir gülümseme oluştu ikisinde de.

"Seni seviyor." dedi Hoseok birden.

Jungkook gülümsemesi yüzünde asılı haliyle ona baktı birkaç saniyeliğine. Sonra kirpikleri hızlı hızlı kırpıştı ve gözlerini kaçırdı. Bir şey söylemeden içinden birinin gelmesi için dua etmeye başladı.

"Farkında değildim deme." dedi Hoseok onun tepkisine biraz şaşırarak. Jungkook dudaklarını ısırdıktan hemen sonra,
"Yani," diyerek kekeledi. "Biliyorum ama seninle yarım saat önce tanıştık ve bu konuyu senden duymak çok garip."

Hoseok biraz patavatsızlık ettiğini düşünse de merakına engel olamadan tekrar konuştu.

"Ya sen?" diye sordu. "Sen de onu seviyor musun?"

Jungkook birkaç saniyeliğine bir şey söylemeden Hoseok'un gözlerine baktıysa da cevap verdi.

"Eğer onu seviyorsam da bunu ilk onun duymasını isterim." dedi.

Hoseok ağzını açmıştı ki birden kapının pervazına yaslı beden gözüne çarptı. Jungkook onun bakışını görür görmez aynı yere çevirdi kafasını ve büyük bir klişe yaşandı. Taehyung elindeki iki cips kasesiyle öylece dikilirken yutkunabildi sadece.

"Jeongguk, odama gelir misin?" dedi saniyeler süren bakışmanın ardından. Yanıt beklemeden kaseleri sehpaya yerleştirdi ve hemencecik geldiği gibi çıktı. Jungkook el mecbur onu takip etti sürünür adımlarla. Odaya girdiler ve kapıyı ardından kapatır kapatmaz Taehyung ağladı ağlayacak bir ifadeyle sordu ona.

"Beni seviyor musun?"

Jungkook'un bu soruyu ilk duyuşu değildi. Anılarında hala çok taze tuttuğu o an aklındaydı.

Lisenin ilk senesiydi. Jungkook son sınıflardan bir çocuktan kendi çapında hoşlanmıştı ve onunla aynı halde olan yaşıtları da vardı, tek farkı kız olmalarıydı. Fakat ne olduysa kimseye değil, ona olmuştu. Bir gün nasıl olduysa bir dedikodu çıktı. Nasıl duyuldu, kim söyledi belirsizdi çünkü Jungkook pek sosyal bir kişilik değildi ve de aleyhine olduğu açıktı bu dedikodunun.

Ne oldu, ne bitti bilmiyordu Jungkook. Aslında sorsanız dedikodu ne onu bile bilmiyordu. Çünkü olayın merkezinde olan kişi kendisi olmasına rağmen hiçbir şey anlamamıştı.

Sonra nasıl olduysa son sınıflardan hoşlandığı o çocuk karşısına çıkmıştı.
Koridorun sonunda, tüm gözler üstündeyken Jungkook'a bakmış ve Taehyung'la aynı soruyu sormuştu.

"Beni seviyor musun?"

Soru keskindi. Ucu kapalıydı ve iki cevap hakkı vardı. Biri evet, diğeri hayır.

Jungkook koridordaki tüm bakışların altında ezilmişti. Karşısındaki ondan çokça uzun olan hoşlandığı o çocuk ona çok yabancı gelmişti bir an. Bir korku filmin içine düşmüş gibi, tir tir titremek istiyordu.

Kafasını kaldırıp karşısındakine bakmıştı. Yüzü bembeyaz kesilmiş ve elleri titremeye başlayalı çok olmuştu. Sonra içinde bulunduğu aşağılanmış hissiyatıyla beraber titreyen dudakları bir yalana aralanmıştı.

"Hayır." demişti.

Sesi titremesin diye konuşmadan önce yutkunmuş ve içinden bir şeyler parça parça koparken yanıtlamıştı onu.

"Hayır." diye tekrarlamıştı. "Sevmiyorum."

Yalan değildi, o çocuk tüm insanların karşısında ona böyle bir soruyu sorduğu an, dediği bu şey yalan olmaktan çıkmıştı.

Şimdi ise karşısında Taehyung vardı.

İçeride her şeyi halihazırda bilen insanlara rağmen odasına çağırmıştı onu, yüzüne kibirle değil içi titreye titreye bakıyordu.

Jungkook tüm bunlara rağmen hatırladığı anlar yüzünden yumruklarını sıktı. Taehyung'un yüzüne baktı baygın baygın. İçi korkuyla kasıldı ve onu sevdiğini söylerse yaşanabilecekleri düşündü.

Sonra da arkadaşının kurtarıcısı olan sesini duydu.

"Jungkook ve Taehyung! Yoongi cipsi bitiriyor."

Jungkook içinden Tanrı'ya şükranlarını gönderdi ve uzatmadan içeri geçtiler. Taehyung Jungkook'un çekimser tavrının farkındaydı ama bu konuyu öylece kapatmaya niyeti yoktu.

Zaten nereye kadar kaçacağını Jungkook'un kendisi de bilmiyordu ki.











geliyor gelmekte olan.........umarım beğenmişsinizdir bu bölümü💗 beğendiyseniz oy vermeyi unutmayınn lütfen🥺🥺 kendinize dikkat edin bir dahaki bölümde görüşelim💓💓💓

soleilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin